Değerli okurlar, millet olarak bir kez daha idrak edeceğimiz Ramazan bayramına bizleri ve tüm islam alemini ulaştıran Allah'a hamdü senalar olsun. Bu kutsiyetin hazı anlatılmaz yaşanılır. Bir ay zaman içerisinde yapılan ibadetlerimizin ecrini verecek olan yüce Allah öncelikle İslam alemini ve aziz vatanımızı her türlü kazalardan belalardan muhafaza eylesin. Hep dilimize pelesenk olmuş klişeleşmiş laf vardır. Ah o eski bayramlar diyerek geçmişteki bayramların manevi haz içerisinde kutlanıldığından bahsederiz. Lakin bu konu söylenilenlerle kalır. Ta ki, bir sonraki bayramlara kadar. Burada kendimizi çek etmemiz gerekirken hiç birimiz realiteler karşısında samimi davranmamaktayız. Artık bayramlar tatil ve dinlenme zamanı haline geldi. Teknolojinin insan oğluna vermiş olduğu faydanın bir fazlası kadar da bizleri insanlardan uzaklaştırarak yaşantımıza sekte vurmaktadır. Artık hepimizin 12/24 elinden düşmeyen akıllı cep telefonları ve internetler sayesinde sosyal medyayı yakından takip etmekteyiz. Dolayısıyla çalışan kesimler mevsimin dışında tatil yerlerinde aylar öncesinde rezervasyon yaparak tatil planları yapmaktalar. Tatil beldeleri bayramlarda hıncahınç dolarken adeta metropol kentler boşalmakta olduğunu gözlemlemekteyiz. Özelliklede bayram tatillerinde trafik kazalarının yaşanıldığı, birçok insanımızın yaşamını kaybettiğini,millet olarak ağzımızın tadı kaçmaktadır. Bu kazaların bir çoğunun hız ve kurallara riayet edilmeden aceleci davranışlar sonucunda olduğu belirlenmiştir. Bayramların gerçek manada da kaynaşma ve kardeşliğin bir arada yaşanıldığı manevi hazına varmanın hiç bir engel teşkil etmediğini algılamak gerekir. Bireysel yaşamın ön plana çıktığı çağımızda toplumdan ve aileden apayrı yaşamanın ileriki, zamanlarda bir çoğumuzu yalnızlığa sevk edeceğini unutmamak gerekir. Bencilliğin ve bireysel yaşamın kişiyi gitgide toplumdan uzaklaştırarak yalnızlığa iterek kendisini izole etmesi gelecek nesillerin ne kadar sağlıksız ve sahipsiz bir kuşak haline getireceğini göstermektedir. Bu bağlamda örf ve adetlerimizin gereğini yaşantımıza örnek almamız gerekir. Özellikle maneviyatın hat safhada yaşanıldığı bayramlarımızda yaşlı, komşu, akraba ziyaretlerini ihmal etmemeliyiz. Bayramlarda hasta ziyaretlerini de göz ardı etmemek gerekir. Bayramın manevi hazını daha da artırma adına çocuklarımıza bu konuda örnek olmalıyız. Bizleri rol modeli olarak gören çocuklarımız ileri de aynı örf ve adetlerini sağlam temeller üzerinde yapmaya devam eder. "Ne ekersen onu biçersin" bizim için düstur olmalıdır. Bu konuda ebeveynler olarak hepimize görev düşmektedir. Geçmişi yad etmekle değil, geleceğimizdeki bayramlarımızın daha da sağlam manevi bağlarla kutlanılmasının yollarını aramamız hepimizin olmazsa olmazı olmalıdır. Malum ağaç kökü ile büyür. Kökü olmayanın geleceğinden bahsetmenin mümkün olmadığının bilinçi ile hayatımıza yön verirsek işte o zaman her şey istediğimiz hale gelir. Bu bağlamda Tüm İslam aleminin ve 81 milyon ülke insanımın Ramazan Bayramını tebrik ediyorum. Rabbim nice bayramları huzur ve sağlık içerisinde hepimize yaşatmayı nasip ve müyesser eylesin.
