Bitmek bilmeyen kaynak kitap çilesi

 

Bitmek bilmeyen kaynak kitap çilesi

Kaynak kitabı adı altında yardımcı ders kitap furyası her eğitim öğretim yılında olduğu gibi yine sık duyduğumuz konuların başında geliyor.

Anlaşılan eğitim uzaktan da olsa yakından da olsa kurtuluş yok.

Veli haklı, öğretmen haklı inanın herkes kendine göre haklı.

Öğretmen öğrencilerim başarılı olsun diyor, MEB kaynak kitap alınmayacak diyor,

Veli benim evladım eğitimde geri kalmasın, bol soru çözsün sınavlarda başarısız olmasın diyor.

Anlayacağınız her kafadan bir ses çıkıyor.

Vatandaşın paraları kaynak kitaplara gidiyor.

Kitapçılar ise bu durum karşısında yoğunluktan şükrediyor.

Öğretmen kaynak kitap aldırmazsa veli bizim çocuk nasıl yapacak niye kitap aldırmıyorsunuz? Aldırsa niye aldırıyorsunuz ne gerek var diyor. Gerçekten kaynak kitaba gerek duyulmaması için ne yapılması gerekir bunu derinlemesine çözmek gerekiyor.

Sınavda daha çok soruyu doğru çözebilmek için ne kadar çok soru çözersek o kadar iyi mantığı var. Acaba doğru mu? Anlayarak çözülen 10 soru anlamadan çözülen 200 sorudan daha kıymetli değil mi?

Öğrencilerin kıyasıya yarıştırıldığı bu platformda herkes kendine göre haklı. Peki, kim haksız ya da bu sorun nasıl çözülür ona bakmak gerekmez mi? Her okul dönemi yaşanan kaynak kitap sorunları çözüme kavuşmamasından dolayı yine benim gibi bu konuyu birileri önce yazıp sonra canlı yayından paylaşacak, birileri şikayet edecek, birileri de sosyal medyadan içini döküp aldığı beğeni kadar rahatlayacak.

Şimdi bu noktada 2003 yılından itibaren öğrencilere ders kitaplarını ücretsiz dağıtmaya başlayan MEB, diğer tarafta ders kitaplarını ve soruları yeterli bulmayarak öğrencilere yardımcı ders kitapları almalarını (kendileri için iyi olur diye) tavsiye eden öğretmenler. Arada bir tezatlık yok mu? Bir yanda MEB diğer yanda öğretmenler.

Yıllar önce hepimiz okullarda kitapların kabını değiştirerek kullanan çocuklardık. Hatta sayfaları kırışmasın diye dikkat edip ataçla kullanırdık. Bizden sonra başka kardeşlerimiz veya başkaları da boş yere para ödeyerek kitap almasın diye tutumlu olup ince düşünürdük. Günümüzde ücretsiz olan kitapları dönem sonlarında sayfası bile açılmamış şekilde çöp kenarlarında görüyor olmamız inanın üzücü. Ormanları korurken kâğıtlarımıza da sahip çıkmamız gerekmez mi?

Öğretmen ve velileri zor durumda bırakmadan bu işe kesinlikle çözüm bulunması gerekiyor. Mutlaka araştırın bu sorunu sadece ben değil ÜLKE söylüyor.

Devletimiz kitap basıp ücretsiz gönderiyorsa bizler neden ek kitap alıyoruz?

Bizler ek olarak kitap alıyorsak neden devletimiz kitap basıyor?

Yazık değil mi?

Biz önce bir türlü çözüm bulunamayan, yıllardır kanayan yara haline gelmiş “kaynak kitap” işini çözelim sonra EBA’ya sağlıklı girmeyi düşünelim.

Hatırlarsanız 26 Eylül 2018 tarihinde 2018-2019 Eğitim Öğretim başlamasıyla  “Velilerin kaynak kitap umudu Prof. Dr. Ziya Selçuk” başlığıyla yazmıştım. Maalesef yıl oldu 2020 hala değişen bir şey olmadığı için duyduğumuz sorunları bugün yine yazıyoruz. Yarın yeniden yazacağız!

 

 Yerelden Ulusala

YORUM EKLE