“EĞRİ CETVELDEN DOĞRU ÇİZGİ ÇIKMAZ”

 Temposu çok yüksek bir seçim arafesini yaşadığımız şu günlerde siyaset oldukça
kızışmış durumda.24 haziran Pazar günü gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve
milletvekili seçimleri için siyasi partiler ve cumhurbaşkanı adayları son viraja girildiği bu
hafta halkla buluşmaya hız vermiş durumdalar.

Aslında yeni bir siyasal sisteme geçilecek olan
başkanlık sisteminin parametreleri üç aşağı beş yukarı toplumsal karşılığı olan bir silueti
ortaya çıkarmış durumda .İttifaklar açısından değerlendirme yapılacak olursa bir tarafta 16
yıllık benkraundu ile ortada olan ve son yüz yılın en önemli icraatları ile atraksiyon
gerçekleştiren yaptıklarını yapacaklarının teminatı olarak gösteren bir iktidar,diğer tarafta ise
iktidarın sağlamış olduğu kazanımları ortadan kaldıracağını ve yıkma kavramı üzerinden
siyaset startejisini yürüten bir muhalefet korosu.

Buradan anlaşılan o ki muhalefet iktidarı
taşıyabilecek bir vizyona sahip değil.Ayağı yere basmayan afaki vaatlerle oy devşirmeye
çalışan bir muhalefetin en önemli marifeti muhalefet konumunu güçlendirmekten öteye
geçemez.Seçmen açısından tabloya baktığımızda değişik anket şirketlerinin ortaya sundukları
sonuçlar ne kadar sağlıklı olup olmadığı tartışma götürse de aidiyetler üzerinden yapılan
çalışmalar olarak sırıtmaktadır.İdeolojojik anlamda taban formasyonu olarak kendisini yakın
olarak gördüğü ittifakın lehine sonuçlar üreterek toplumsal algıyı yönetmek isteyen şirketler
ne kadar başarılı olacaklar reel sonuçları itibari ile 24 haziran günü tüm çıplaklığıyla hep
beraber göreceğiz.

İttifak cephelerinden adı sözde milli ittifak olanların argümanlarına baktığımızda
özellikle toplumun sinir uçlarına dokunan ve ülkenin baş belası terör örgütü ve onun siyasi
uzantısı olan siyasi partinin sözcülüğüne soyunmaları ve bu hattan siyaset üretmeleri
gösteriyor ki belli bir merkezden dizayn edilen bir figüranlar topluluğuyla karşı karşıyayız.

Oysa biz biliyoruz ki eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. Kendini güncelleyemeyen
yaşadığı dünya gerçeklerine göre siyaset üretemeyen kişiler siyaset kurumuna kuşkusuz hem
itibar hem de irtifa kaybettireceklerdir.
Israrla seçmenlere çıkmaz sokağı işaret eden bir
anlayışın eylem ve söylem bütünlüğü ortaya koyması düşünülemez. Ayinesi iştir kişinin
lafa bakılmaz gerçeğinden hareketle kendi gerçekliğini ve yaşadığı toplumun temel
değerlerini homojenleştirerek bir duruş ortaya koyduğunuzda çözünürlüğü yüksek bir toplum
ortaya çıkarmak kolay olacaktır.

Bugün Türkiye üzerine yedi düvelin saldırması ve yerelde de
aynı koronun melodilerini seslendiren yerli siyasetçilere baktığımızda gittikçe bölgesinde ve
dünyada çözünürlüğü yükselen bir Türkiye den rahatsız olanlar her anlamda harekete geçmiş
durumdalar.
Bu noktada küresel saldırının farkına varamayan yada vardığı halde işine
gelmeyen içerdeki mihrakların birbirleri ile siyasi flörtleri bu milletin ferasetini
aşamayacaktır.

Selimiye camisini inşaa etmek ve böylesine muhteşem bir eseri meydana getirmek için
bir
Mimar SİNAN olmak lazım.

Ama aynı eseri yıkmak için eli balyoz tutan üç beş işçi
yeterlidir.Şu anda Türkiye nin geldiği noktada elde ettiği kazanımları bize dört yıl yeter diye
millet den yetki isteyen muhalefet korosunun kısa sürede yıkma işinde ne kadar marifetli
olduklarını anlama bakımından gözden kaçırılmaması lazımdır.Bu cihetle yukarıda izah
etmeye çalıştığımız gibi “eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz “ sözünün tekrarında
fayda görüyor bu milletin ferasetine güvendiğimi ifade etmek istiyorum.

Kalın sağlıcakla …
YORUM EKLE