Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 'TOKİ 100 Bin Sosyal Konut Kampanyası Tanıtım Töreni'ne katıldı. Programda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da yer aldı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1- 1,5 yıl içinde konutların bitirilip, sahiplerine teslim edileceğini söyledi. Yüzde 10 peşinatın ardından kalan tutarın tamamı için aylık 894 liradan başlayan taksitler ve 240 aya varan vadelerle ev sahibi olma imkanı sağlayacaklarını kaydeden Erdoğan, "Böylece 100 bin dar gelirli ailemizin kira öder gibi konut sahibi olabilmelerini temin edeceğiz. Bu konutlar 2+1 85 metrekare ile 3+1 brüt 100 metrekare olarak projelendirilecektir. 100 bin konutluk bu projenin toplam yatırım bedeli yaklaşık 17 milyar 300 milyon lirayı buluyor. Bu kampanya sadece ekonomik bakımdan değil, kültürel bakımdan da önemli. Bu projeler meydanı, camisi, okulu, çarşısı, parkı, yeşil alanı, bina cepheleri ve diğer tüm özellikleriyle geleneksel mahalle kültürümüzü yaşatacak şekilde tasarlanacaktır" açıklamasını yaptı.   

SIKINTILARLA YÜZLEŞTİK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarpık kentleşmenin yalnızca şehirlerin estetiğini, kültürünü değil sosyal dokusunu da tahrip ettiğini vurgulayarak, "Suç oranlarının artmasından uyuşturucu kullanımına, güvenlikten çeşitli sosyal problemlere kadar birçok sıkıntıyla yüzleşmek zorunda kaldık. Bir dönem İstanbul gibi megapol şehirlerimizde devletin adeta hiçbir varlık gösteremediği gettolar, kurtarılmış bölgeler türedi. Marjinal terör örgütleri bilhassa 90'larda bu bölgeleri militan devşirme ve millete baskı aracı olarak kullandı" diye konuştu.   Hendek ve barikat eylemleri sırasında Diyarbakır'daki bitişik nizam binaların içinden tüneller açıldığını, terör örgütlerinin binalara bombalar yerleştirdiğini söyleyen Erdoğan, "Hepsini yıktık. TOKİ olarak oralarda yaptığımız konutlarla biz o bölgede yaşayan vatandaşlarımıza insanca yaşamanın imkanını sağladık. 'Orada Kürtler yaşıyor, filanca yerde Türkler yaşıyor’' demedik. 'Buralarda benim vatandaşım yaşıyor' dedik" dedi.   

'BURASI MİLLETİN EVİ, BENİM DEĞİL'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentsel dönüşümü başlattıklarında birilerinin, önlerine engeller çıkardığını belirterek, şunları söyledi:"Kimi zaman medya aracılığıyla kimi zaman mahkemeler yoluyla bunlar fayda etmeyince de sokaklar kışkırtılarak mega projelerimiz durdurulmaya, akim bırakılmaya çalışıldı. Şu anda bu çatı; burası milletin evi, benim evim değil. Burası Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, şurada sizlerle bu toplantıyı yapıyoruz. Ama bu salonun hemen bir diğer yanında 2 bin kişilik çok amaçlı ayrı bir salon var. Bir diğer tarafta sürekli muhtarlarla bir araya geldiğimiz 550 kişilik bir başka salon var. İbadethanemiz burada. Bunun yanında kısa bir zaman içinde açacağımız Türkiye'nin en büyük kütüphanesi var. Kaç kere şurayla ilgili 'ruhsatsız bina' dediler.  Danıştay, bura ile ilgili kararını açıkladığı halde 'Burada ruhsat problemi yoktur' demesine rağmen bakıyorsunuz ana muhalefetin başı, ikide bir buranın ruhsatsız olduğunu söylüyor. Danıştay'ın belgesi ortada. Daha ne istiyorsun? Öyle veya böyle o konuşuyor, biz yolumuza devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Marmaray'ı yaparken bu işi mahkemelere taşıdılar. Onlar mahkemeye taşıdı, biz mahkemelerden 'yürü' kararını aldık ve Marmaray'ı yaptık. Şimdi Marmaray'dan milyonlarca vatandaşımız geçiyor. Aynı şekilde Avrasya Tüneli, buradan da denizin altından araçlar gidiyor, geliyor. Bütün bunlar Türkiye'nin ne kadar güçlü olduğunu, nereden nereye geldiğimizi gösteriyor." 

KANAL İSTANBUL’UN SİYASİ BİR BOYUTU DA VAR

Türkiye'nin ürettiği savunma sanayisi ürünlerinin 'gurur abidesi' olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlarla gururlanmayanlar olduğunun da altını çizdi. Erdoğan, şöyle konuştu:"Şimdi Kanal İstanbul'a da karşı çıktılar. Çıkmış, belediye başkanları diyor ki 'Kanal İstanbul buraya uymaz'. Ya sen otur, işine bak; nasıl uyduğunu göreceksin. Tüm bunların çalışmalarını biz gayet iyi yaptık. Üniversiteleri, kendi ekiplerimiz çalıştırdık. İnşallah en yakın zamanda ihalesini de yapmak suretiyle Kanal İstanbul'a da başlayacağız. Kanal İstanbul, boğazı çok ciddi bir felaketten koruma projesidir. Hatırlayın; daha önce bir Independenta olayı olmuştu, Selimiye önünde. 7 ay o Romen tankeri orada yanmıştı. Zaman zaman yalılara bindiren gemiler, bunları da hatırlayın. Fakat şimdi burası yapıldığında bu işin sadece çevrecilik yönünden inşallah kurtuluşu değil, bunun yanında çok daha bir siyasi boyutu olacak ki bunu şimdi kullanmıyorum, vakti saati geldiğinde onu da kullanırız. O siyasi boyutuyla da inşallah, bu Kanal İstanbul, dünyada çok ciddi bir sükse yapacak." 

kaynak siyasetcafe