Canları pahasına, darbecilere geçit vermediler

Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminin yaşandığı gece, Donanma Komutanlığının girişini kapatmak için yola çıkan otobüs şoförü Ali Dişli ile belediye görevlisi Ulaş Sevim, canları pahasına araç çıkışını engelledikleri gece yaşadıklarını aktardı.

Canları pahasına, darbecilere geçit vermediler
banner158
banner174
 Gölcük'de yer alan Donanma Komutanlığı civarındaki güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde de darbeci askerler tarafından silah zoruyla otobüsten indirilerek yere yüzükoyun yatırılan belediye görevlileri Dişli ve Sevim, o gece askeri araç giriş çıkışlarını engellemek amacıyla bölgeye gittiklerini söyledi. 

Otobüs şoförü Ali Dişli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, darbe girişimi gecesi evinden otobüs garajına geldiğini, Kocaeli Büyükşehir Belediyesine ait otobüsle askeri giriş-çıkışları kapatmak için Donanma Komutanlığına doğru yola çıktıklarını ifade etti. 

"Başçavuş selalara küfür etti, ben de karşı çıktım"

Değirmendere istikametindeki kapıya yöneldiğini ifade eden Dişli, "Nizamiyeye girdim. Kapıda barikat vardı. O kamera kayıtlarında yok askerler siper aldı, mermiyi silahın ağzına verdiler. Bizi durdurdular, askerler 'Yere yatın' dedi ama biz hemen yatmadık. Yine de oturmak zorunda kaldık. Silahı doğrulttuklarında telefonda görüşüyormuş gibi yaptım." dedi. 

Dişli, başçavuş rütbesindeki askerin, beylik tabancasını çıkarıp mermiyi ağzına sürdüğünü belirterek, "O anda vurulacağımızı düşündüm. Ulaş'ı yere yatırdılar, kafasına silah dayadılar, bana da silah doğrultular. Başçavuş, okunan selalara küfür etti. Ben de kendisine karşı çıktım. Bana bağırdı, bir üsteğmen geldi, 'Burada değil dışarıda ne yaparsanız yapın' dedi. Sonra halk geldi ve askerler geri çekilmek zorunda kaldı, bizi de bıraktılar." diye konuştu.

"Oraya ecdadımızın yadigarı ülkemize sahip çıkmak için gittik" diyen Dişli, şunları söyledi:

"Ecdadımızın çocuklarıyız, oraya giderken ölümü düşünmedik, 'Sadece vatan' dedik, 'Askeri araçlar dışarı çıkmasın yeter' dedik. Oradan bir tane bile araç çıkamadı. Bizden sonra araçlar geldi. Arkadaşım Ulaş'la kapıya gelmeden önce aramızda konuşarak helalleştik. Sonuçta oraya gidip de dönmemek vardı. Halk gelmeseydi belki şu anda hayatta olamazdık. Bizi vurabilirlerdi orada. Ölebilirdik ama önce vatandı bizim için."

"O, uyuyan insanı uyandırdı"

Belediye görevlisi Sevim ise, yere yatırıldığında askerin kendisine bağırmaya başladığını, başına silah dayandığını anlattı.

Ezan okunduğunda bazı askerlerin küfür ettiğini ancak kendisinin buna karşı çıktığını dile getiren Sevim, "Hareket edeni vurun' emrini duydum Orada şehit olmayı düşündüm. Komutan 'Sizin buradan çıkışınız yok' dedi. Oraya Allah, vatan, bayrak için gittim. Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. O, uyuyan insanı uyandırdı." şeklinde konuştu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine otobüslerle askeri alan girişlerini kapattıklarını söyleyen Sevim, "Ölüm pahasına nöbetimizi gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanımızı kimseye yedirmeyiz." değerlendirmesinde bulundu.  Sevim ayrıca idamın geri getirilmesini ve darbecilerin en ağır şekilde cezalandırılması isteğini de belirtti.

KÖŞKER ALTIN İLE ÖDÜLLENDİRDİ

O gecenin kahramanlarından birisi de Gebze Belediyesi'nde idi.  Belediye Başkanı Adnan Köşker, darbe girişimi sırasında İstanbul Tuzla'da tankerini yola çekerek askerlerin geçişine engel olan kamyon şoförü Mevlüt Kandemir'e altın hediye etti.

Gebze Belediye Başkanı Adnan Köşker, belediye meclisi toplantısı sonrasında kamyon şoförü Mevlüt Kandemir'e darbe girişimi sırasında tankerini yola çekerek askerlerin geçişine engel olması nedeniyle Cumhuriyet altını hediye etti. Adnan Köşker şoförü cesaretinden dolayı kutlayarak, "Milletimiz, Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine sokağa, alanlara çıkarak hain odakların şer girişimine engel oldu. Bayrak ve ülke sevdası için canını hiçe sayarak darbecilere karşı harekete geçen vatandaşlarımızdan sadece bir tanesi olan Mevlüt kardeşimiz de hainlerin yoluna geçit vermemiş, onlara engel olmuş. Kendisini gösterdiği sorumluluk bilinci ve cesaretinden ötürü kutlarım" dedi.

Mevlüt Kandemir, Riva'daki şantiyeye zift götürdüğünü, Tuzla Orhanlı gişelerine geldiğinde polis ekiplerince yolun kesilmesi üzerine aracını durdurduğunu belirterek, "Gişelerde 8-10 sivil araç ve 2 de polis aracı vardı. Gişelerde durup aracımdan aşağıya indiğimde polisler, 'Darbe oldu, bize yardımcı olur musunuz?' dediler. 'Başımız üzerine bize ne görev düşüyorsa yapmaya hazırız' dedim. Beraber beklemeye başladık. 2 polis arkadaşımızla sohbet ederken kalabalık bir asker grubu ile karşı karşıya kaldık. Polisler, 'çıkın ortaya' der demez, ateş ettiler. Bir polisin şehit olduğunu ve bir polisin de vurularak yaralandığını gördüm. Askerler bize de silahlarını doğrultup, 'herkes aracına geçsin' dedi. Öndeki askerler polisi şehit ettikten sonra mevzilendi. Arkadan gelenler ise halka ateş açmaya başladı. O sırada aracıma oturur oturmaz her taraftan aracımın içerisine kurşun yedim. Kendimi kurşunlardan korumak için iki koltuk arasında sıkışıp kaldım. Burada hiç kıpırdamadan iki saat kaldım. Özel harekat polisleri geldi ve askerlerle çatıştı. Darbeci askerleri esir almışlar" dedi.

Mevlüt Kandemir olayın şokunu atlatamadığını, kamyonu ile gişelerden geçerken olayların gözünün önüne geldiğini ifade etti.

Güncelleme Tarihi: 03 Ağustos 2016, 14:00
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner178