Eve günlük akit gazetesi gelir. Gazete okunmaktan paramparça olur neredeyse akşama kadar.
Yeni akit. Yirmi sekiz ramazan bin dört yüz otuz yedi tarihli. Gazeteyi okudum. Arşiv diye bir sayfası var beğenerek okurum. Aykırı yazıları bir araya getiriyorlar. Neredeyse tüm gazetelerden bir köşe yazısı okuma imkânına sahip oluyorsunuz.
Son sayfaya geldim. Son sayfada tam sayfa bir ilan başı açık bir kadın elinde telefonla uğraşıyor.
Şimdi ben desem ki modern görünümlü kadının reklamımı yapıyorsunuz bana kızacaklar. Yıllardır başörtüsü için savaşırken neden bu reklam. Para mı bitti diyen fanatik okuyucular çıkabilir.
Kanal yedide olduğu gibi önceden ileriyi göremediğinizden ferasetli olamadığınızdan baskıyla dayatmayla karşılaşınca çark etmek zorunda kalmak nasıl bir iştir Allah aşkına.
Hâlbuki bu şiddetli başkaldırı yerine, isyankâr dik duruş yerine, daha halim selim, daha uyumlu, daha dengeli olsaydılar. Haber okuyucunun birisi başı açık birisi kapalı olsaydı. Bugün bu durumlara düşmeseniz daha iyi olmaz mıydı?
Söylediklerimizle yaptıklarınız bir olmayınca insanlar şaşkınlığa uğruyor. Siz dün dündür bugünde bugün diyemezsiniz.
Söylediklerinizle yaptıklarınız örtüşmeli. Bize de böyle öğretmediniz mi zaten. Sizin yola çıkış kanıtınızız da bu değil mi zaten? Soruyorum.
Yoksa zihnimizle mi test yapılmak isteniyor. Ne oldu bir haber mi geldi para mı lazım sadece soruyorum.
Peki, bu zavallı saf ve temiz İslami düşüncedeki insan topluluğuna cevabınız nedir.
Pardon gözümüzden kaçmış mı? Şartlar bizi buraya sürüklüyor mu? Çağ mı değişiyor?
Ferasetli Müslüman ileriyi görür ona göre hareket eder. Müslüman yanılmaz. Kimseyi hataya düşürmez.
O gün öyleydi tiraj ve okuyucu kazanmak için düşüncelerimize aykırı reklam yayınlamadık. Şimdi şartlar değişti giderler arttı mı? Artık paramı lazım? Bazı zorlamalar mı var?
Bu gün giderler arttı desek İslami gelenek çok para sahibi oldu. Çok insan olmalı sizin ilkeleriniz doğrultusunda hareket etmeniz için size destek olacak. Yoksa artık destek mi azaldı? Bilemiyorum.
Eğer bu yanlışsa durum daha vahim. Küçücük zihnimizi sınıyor alay ediyorsunuz diye düşünüyorum.
Çağ değişiyor çağa ayak uyduran ya da uydurmak zorunda kalan bir duruma düşmek ne kadar zor bir iş olmalı.
Akit gazetesinin bir çizgisi vardı. Akit gazetesi arada çizgiden çıkıyor. Okuyucu şaşırıyor.
Bir bildiği vardır diye düşünüyor. Hâlbuki bir bildiği yok. Neler olduğu belli.
Birçok şey var aslında çizgisinden çıkan. Şirazesinden çıkan. Zıvanadan çıkan çok şey varda neyse.
Akit’in bir bildiği vardır. Bir bildiği vardır.
