Şiir ve Dans

Hayattan anladığın nedir ki senin, bahsetsene bana biraz saçmalıklardan, günlerden, gecelerden, zamanın sessiz ve sensiz akışından bahset, nedir ki can, ruh, enerji… ne çok soru soruyor yaratılmışlar sana böyle.
Yaşamalı, soluk alıp vermeli, belki de şu denizden çıkıp –balık gibi- denemelisin öteleri, nefessizliği bilmelisin, ya da böyle akan zamanın yamacında durup bir ömür beklemelisin beklenen sonu, ölümü…
Yürü git, bu deniz sana dar geliyor, sıkıştırıyor ruhunu, riske girmelisin. Kimbilir belki de bir el seni alır, dışarıda sana suni bir hayat sağlar, akvaryumun birine de seni koyar, ve ne talihsiz bir can bu deyip acıyarak bakar yaratılmışlar sana cam fanusların ardından…
Ne acı, ölümsüzlük dediğin şey suni bir hayatsa ne yaparsın sen, koca denizleri beğenmeyen sen, nasıl durursun bir kavanoz suda…
 “Düzyazı yürüyüştür, şiir dans”, der Valery, bu yüzden döne döne gider şiir, döne döne gelir. Gitmesini bildiği gibi geri dönmesini de bilir. –bu yüzden şiiri senden çok seviyorum-
Kimi zaman vals coşkusuyla ilerler, bazen de bir tangonun haşmetiyle coşar şiir, en coşkulu anında bir İspanyol çingenesinin ayaklarını aşkla ve ateşle yere vuruşu olur şiir.
Gerçek bir danstır şiir, Valery haklıdır, döne döne ilerler; bazen geçmişten gelen bir hüzünle donatır seni, bazen de geleceğin bilinmeyen ve gizemli yollarında cesurca yol aldırır sana. Hem bunu düşleriyle engelleri yıkarak yapar şiir. Şiir bazen en güvenli sığınak olur sana, günlerce çıkmak istemeyeceğin bir liman olur. Ama bazen o iter seni uçurumun en ucuna, özgürlüğün rüzgarını tam alnının çatında hissedersin.
Şiir nedir ki, çok çok bir dans Valery’nin dediği gibi, döne döne ilerler, bazen de geriler şiir. Ama ister ileri, ister geri gitsin, her zaman döne döne gider şiir. Kim bilir belki de bu yüzden hep başımız dönmektedir. Ve belki de bu yüzden ben şiiri senden çok seviyorum.
İyi bir hafta geçirmenizi diliyorum… 
YORUM EKLE