Alayına karşı Adayız’dan, Kongreye Katılmıyoruz’a

Normal şartlar altında Türk milleti öteden beri mağdur siyasetçiyi, mağdur edilmiş partiyi sever ve her türlü yönlendirmeye rağmen mağdur tarafın peşine düşer, bu durumu iyi bilen siyasetçilerde sürekli mağduru oynar ve neticeye daha kolay gitmenin yollarını ararlar.

MHP Genel merkezi bu durumu iyi kavrayıp parti içerisinde birlik ve bütünlüğü sağlamaya yönelik siyaset yapsa yani sadece 15 dakika içerisinde toplanıp “Kurultayımız şu günde şu saatte falanca salonda yapılacaktır” dese yoluna daha sağlam adımlarla devam edebilecekti.

Ancak nasıl olduysa daha da açık bir ifade ile MHP Genel merkezinin basireti nasıl bağlandıysa bir sür talebe rağmen kongre kararı alma noktasında çalışma yaptı ve koltuğa sıkı sıkıya yapışmış bir kitle intibaını verdi.

Bu aşamada milletin gözünde mağdur olan Kurultay için 242 imza gerektiği halde 548 imza toplamasına rağmen talebi kabul edilmeyen Ülkücülerdir, son derece haklı bir talep olan “Kurultay yapalım” isteğini her türlü kanuni çabaya rağmen kabullenmeyen MHP Genel merkezi her kesim tarafından büyük tepki duruyor.

AK Parti bilindiği gibi 20 gün içerisinde Kongre kararı aldı, Kongresini yaptı partisinin yöneticilerini seçti ve siyaseten yoluna kaldığı yerden yaptığı başbakan ve Genel başkan değişikliği ile devam ediyor.

MHP Genel merkezinin son derece demokrat olduğunu ve tabandan gelen herhangi bir talebin genel merkez tarafından anında karşılanacağını düşünen vatandaşlarımızda bu süreçte tam bir hayal kırıklığına uğradılar, “Gidin hakkınızı mahkemelerde arayın” ifadesi ile başlayan süreç mahkemelerin “Kurultay yapılacak” şeklinde karar vermesine rağmen MHP Genel merkezi ayak diremeye devam ediyor.

MHP’yi kendi işyerleri kendi ticarethaneleri olarak değerlendiren zihniyet ister istemez kendilerine oyu vermekten başka suçu olmayan Ülkücüleri de “Kapı Kulu” olarak değerlendirmiş olmalılar ki böylesine akıla ziyan bir görüntü veriyorlar.

Toplum bu olup bitenler sırasında MHP’yi iktidara taşımak adına Genel başkan adaylıklarını açıklayan siyasetçileri daha bir sevmeye onlar ile ilgili daha fazla pozitif düşünmeye başladı, en haklı talepleri MHP Genel merkezi tarafından reddedilen Genel başkan adaylarının son derece duyarlı davranışları bu isimlerin gönüllerde daha fazla yer bulmasına vesile oldu.

Kurultay ile ilgili inisiyatifi elinden kaçıran ve son derece büyük bir panik yaşayan MHP Genel merkezi şimdi de “Biz Kurultaya katılmayız” şeklinde bir argüman kullanıyor, 3 gün önce “ alayına karşı adayım” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugün “Kurultaya katılmayız” şeklindeki açıklaması ise anlaşılır gibi değil.

Siyaset vatandaşa rağmen yapılmaz vatandaşa göre vatandaşın isteği doğrultusunda yapılır, yıllar yılı “yüksek siyaset yapıyoruz vatandaş bizi anlamıyor” şeklinde ipe sapa gelmez açıklamalar yapa yapa gemiyi karaya oturtan zihniyet ne hikmetse bir özeleştiri yapıp “Bu işte bizimde suçumuz var” demiyor ve suçu seçmene atıyor.

MHP’de başlayan değişim arzusu bugünlerde en üst noktaya çıkmıştır, MHP Genel merkezinin beyhude çırpınışlarının sonuca hiçbir etkisi yoktur, Yargıtay’ın verdiği karar doğrultusunda çağrı heyeti “19 Haziran 2016 tarihinde kurultay yapılacaktır” şeklinde bildirmiş ve süreç başlamıştır.

MHP Genel merkezinin kongreye katılıp katılmamasının şu aşamada Ülkücüler için hiçbir önemi yoktur, Zaten 01 Kasım itibarı ile gözden düşen MHP Genel merkezi bu kadar olup bitenlerden sonra gönüllerden de düşmüş olacaktır.