2016-11-06 12:13:11

Zayıf Tesbih,Kuvvetli Tesbih

06 Kasım 2016, 12:13

Bugün Ankara’dan bir arkadaşımız bize misafir geldi.
Sohbetin muhabbetin arasında Abdullah Bey’in elindeki tesbihe takıldı gözüm.
Elindeki tesbihi göstererek “bu nedir?” diye sordu bize.
Masadaki herkes bir fikir beyan etti.
Kimi “kuka, kimi ahşap, kimi kemik, kimi taş “diye cevapladı, “Hayır, hiç birisi değil. Bu manda boynuzundan yapılmış” dedi.
Masada oturan Sırasöğütler’in eski muhtarı da elindeki beyaz tesbihi uzatıp “benimki deve kemiğinden yapılmış” dedi.
Hasan Bey dururumu “benimki sıkma kehribar” diye uzattı elindeki tesbihi.
Baktım bayağı geniş bir geçmişi var tesbihin.
Hapishaneden çıkan bir arkadaşa “geçmiş olsun” demeye gitmiştik. Elinde bir tesbih şakkadanak çekiyor “on yedi” diyordu.
“Bu ne dedim?” “İçerden çıkışımın on yedinci günü” diye cevapladı.
“Hadi içerde gün saydın dışarda ne sayıyorsun be adam” diyemedim. Neme lazım.
Tesbih bizim için çok önemli bir simgedir. Her ne kadar sokakta önüne gelen elinde tesbih sallasa da bizim için camide namazdan sonra çekilen tesbih önemlidir.
Derslerde çekilen binlik meselelere çok girmezsek iyi olacak kızdırmayalım insanları çünkü beş bin falanda varmış. İslam aleminde zikir tesbihi ile tekke ve zaviyede kullanılan tesbihleride unutmayalım.
Tesbih kelime manası olarak havada suda hızlı hareket etmek kökünden gelse de sayarak anmak ve yüceltmek manasına gelir.
Allah'ın sıfatlarını tesbih ederken sayı saymak için kullanılan ve 33 veya katları kadar boncuk tanesinin ipe dizilmesiyle meydana gelen halkaya teşbih denir.
“Subhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber” kelimelerinin toplam ebced değeri 627 olup 19x33’tür. Beş vakit farz namazların rekat sayısı 17’dir. Namazların sonunda yapılacak tesbihlerin de bu sayı ile ilişkisi vardır.
Çünkü 1’den 33’e kadarki sayıların toplamı 561’dir ki, 33x17’dir.
Tesbih pek çok dinde kullanılır. Din dışında stres atmak için çevrilir. Tespihin 11, 33 ve 99 taneli olanları Müslümanlar tarafından kullanılır çekilir.
108 taneli olanı Budistler tarafından kullanılır tespihin ucundaki parçaya imame denir.
Tahminlere göre Müslümanlar tespihi Budistlerden almışlar. Hıristiyanlar da Müslümanlardan.
İlk Hristiyan tesbihleri 33 taneli olup bu 33 tane İsa Mesih'in bu dünyada 33 yıl ömür sürmesini hatırlattığı için kutsal sayılmıştır
İslamiyet’in ilk yıllarında Müslümanlar tespih yerine el içinde parmaklarını sayarlarmış. Ebu Bekir döneminde ilk defa kullanıldığı sanılıyor.
Tesbihin tarihine baktığımızda insanlık tarihi kadar eskidir. Buda inanışında Hotei (laughing buddha) adında hepimizde aşikâr olduğu göbekli kel ve şişko bir tanrı vardır.
Onunda sol elinde tesbih görünmektedir. Tesbih ilk dini temsilini Hindistan’dan almıştır.
Günümüzde her alanda tesbihe rastlamaktayız.
Tespih günümüzde takı olarak da, can sıkıntısını gidermek için de kullanılmaktadır.
Sultan Ahmet yaptırdığı camide kaç kişinin olacağını öğrenmek ister ve bu yüzden namaz vaktinde caminin giriş ve çıkışlarında tesbih dağıtılması için emrini verir.
Söylendiğine göre 86.000 kişiye camiye girerken 86.000 adette camiden çıkanlara dağıtır.
Caminin ziyaret kapasitesinin 172.000 kişi olduğunu tesbih sayesinde tespit eder.
Camilerde Allah’ın sıfatlarını tesbih edildiğinden tesbih taneleri 99 adete yani Esma-ül Hüsna sayısına göre ayarlanmıştır… 
Osmanlı döneminde 99 taneli tesbihlerin hem taşınmasında sıkıntı hem de daha kullanışlı olması babında 33 taneli tesbih ortaya çıkmıştır
Osmanlı zamanında farklı meslek gruplarının kendine has tesbihleri vardı.
Örneğin Kuka tesbihi hekimler kullanıyordu.
Kuka antiseptik ve anti bakteriyel olduğundan Osmanlı zamanında mikrop kırıcı olarak kullanılıyordu.
Bazı kaynaklarda elinde kuka tesbih olmayan hekimleri saraya ve hastanın yanına almıyorlarmış…
Osmanlı zamanında deve mübarek sayıldığından deve kemiğinden tesbihler yapılıyordu. Muhtarda ki tesbih önemliymiş demek ki.
Hatta tekke ve zaviyelerde hocaların tesbihleri Mevlevilerin, cerrahilerin tesbihleri farklı farklı motifler, imameler içeriyordu.
Bir hikayeyle noktalayalım bu iş tesbih taneleri gibi uzayıp gidiyor çünkü.
Dervişin biri su kenarında otururken kolundaki sepetle yanından geçen genç bir kız görüp” sepette ne var” diye sormuş. Kız “elma” diye cevaplamış “sevdiğime götürüyorum”.
Derviş “kaç tane” deyince genç kız “insan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç” demiş. Derviş tesbihi bırakıvermiş.
Tesbih kısa, hikâyesi çok uzun. Tesbih deyip geçmeyin.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.