Ahmet Davutoğlu 01 Kasım tarihinde yapılan seçim sonrası tekrar başbakanlık koltuğuna oturup “nasıl olsa seçimden yüzde 49,5 oy aldım o halde kendi kadromu kendim kurmalıyım” düşüncesine kapılıp “havada ikmal” yapmaya çalışınca Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından işten el çektirildi.
Ahmet Davutoğlu’nun istifa etmesi yerine de Ulaştırma ve Haberleşme bakanı Binali Yıldırım’a önce Genel başkanlık sonrada Başbakanlık görevi verilince AK Partili pek çok siyasetçi “Ahmet Davutoğlu iyi bir hatipti, Binali Yıldırım konuşmayı beceremiyor, o yüzden partimiz zorluk çekecek” diye düşünüyorlardı.
Bütün bu endişelerin üzerine AK Partinin Olağanüstü Kongresinde Genel başkan seçilen Binali Yıldırım’ın teşekkür konuşması için çıktığı kürsüde ses sorunu yaşaması da bir anda Ahmet Davutoğlu’nu seven partililer arasında “Biz demedik mi Binali Yıldırım hatip değil” eleştirilerinin çoğalmasına vesile oldu.
Daha Kongre biter bitmez Diyarbakır’a giderek PKK terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısını paylaşan Binali Yıldırım’ın orada verdiği mesajlar kendisinin düşünüldüğü gibi kötü değil son derece iyi bir lider olacağının işaretlerini verdi.
Binali Yıldırım’ın hükümeti kurmasının üzerinden aşağı yukarı 10 gün geçti, geçen bu süre içerisinde topluma verdiği sıcak mesajlar, esprili konuşmaları, sürekli gülen yüzü ile son derece sempatik bir görüntü veren Başbakan Yıldırım bir anda ilgi odağı olmaya başladı.
AK Partinin Olağanüstü kongresinde ses sorunu yaşayan Yıldırım’ın doktorları muhtemelen bu sorun ile bir daha karşı karşıya kalmamak için gerekli bütün tıbbi önlemleri almış olsa gerek ki Yıldırım o gün bu gündür herhangi bir ses sıkıntısı yaşamıyor.
29 Mayıs akşamı İstanbul/Yenikapı’da Fetih şöleni ile ilgili miting sırasında tesadüfen açtığımız televizyonda Binali Yıldırım’ı dinleyince Ahmet Davutoğlu’na göre daha dolu daha tok konuşma sırasında teklemeyen bir hatip gördük.
Türk seçmeni oldum olası Akademisyen liderlerden daha doğrusu Akademik siyasetçilerden hoşlanmaz onlara prim vermez, Süleyman Demirel/Turgut Özal ve şu an cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan gibi vatandaşı iyi tanıyan onlar ile aynı dili konuşan siyasetçileri sever onlarda kendisini bulur.
Ahmet Davutoğlu’nun siyasetteki şanssızlığı belki biraz da bu Akademisyen kişiliğinden ortaya çıktı, Davutoğlu sonrası Başbakan olan Binali Yıldırım’ın şansı da yıllar yılı vatandaşın arasında bulunmasından ve hayata geçirdiği yatırımlardandır.
Zaman geçtikçe biz Başbakan Binali Yıldırım’ın Türkiye Cumhuriyetini yöneten bir siyasetçi sorumluluğu ile kendisini daha iyi yetiştireceğini ve bu güne kadar hayata geçirdiği yatırımları daha iyi anlatabilecek noktaya gelebileceğini düşünüyoruz.
Aradan biraz daha zaman geçtiğinde daha doğrusu Ramazan Bayramı sonrasında başta AK Parti seçmeni olmak üzere Türk seçmeni bu memlekette Ahmet Davutoğlu isimli bir siyasetçinin bu memlekette bir yıldan daha fazla Başbakanlık yaptığını hatırlamayacaklar bile.
Türkiye’de siyaset yapma şekli değişiyor, MHP’nin Haziran ayında yapacağı Kongreden Meral Akşener çıktığı takdirde siyasete bir miktar denge geleceğini düşünüyoruz, MHP’de Genel başkanlığa Meral Akşener’den başka bir ismin gelmesi durumunda ise Binali yıldırım uzun yıllar lider ve Başbakan olarak yoluna devam edecektir.
Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.