Demokrasi (2)

 Bugün ülkemizin başına gelen olaylarla daha iyi anlıyoruz ki ; demokratik kurallar içerisinde Türk Milleti'nin birliğine ve uyanık olunmaya çok ihtiyaç var.
Bugünlerde Atatürk'ün, Başbuğ'un, tutum  ve  öğretilerinin  kıymetini  Türk Milleti daha iyi  anlayabilmektedir . Türk Milliyetçilerinin ise kimseyi darıltmadan, gücendirmeden davranış sergilemelerine ihtiyaç var.
Çünkü bu ülkede çok hain, çok ajan var. Vatanını ve milletini seven herkes kucaklanmalıdır. Türk Milleti'nin birliğine ,bu ülkeyi seven herkes katkı koymalıdır.
Geçtiğimiz günlerde bu kanlı ihtilali yapanlar bu milletin en önemli duygularını ''Dinimizi '' kullanarak diğer bir çok gruplar gibi kamuflaj oldular.
Eğer bu ihtilal başarılı olsaydı, bu ülkede şu an kan gövdeyi götürmesi hala devam edecekti.
PKK ,DHKP-C ,İŞID, ve dini kullanan bu gibi örgütler bugün hala var güçleri ile bu ülkede demokrasimizi,birliğimizi yok etmek için hainliklerine devam ediyorlar.
Bu hainler ,ülkenin kılcal damarlarından mutlaka sökülüp atılmalıdır.Gerçek demokrasinin bir gün fertlerin kendisine de lazım olacağının bilinci insanlara okullarda öğretilmelidir.
Bu demokrasi miting ve toplantılarında kafamızı asıl kurcalayan bir soru var ! Peki bu ihtilal ayaklanması olurken, iktidarda CHP veya MHP olsaydı , ihtilal yapanların da Fetocular olduğu anlaşılmış olsaydı ,AKP camiası içindeki bir çok insan, (Bir bölümünü istisnai tutarak) bu camia bugünkü gösterdiği tepkiyi ,bayraklar ellerinde o coşkuyu gösterecekler miydi?
Bugünkü birlik ortaya çıkacak mıydı? Bu camia, her gün meydanlara inecekler miydi? Ne dersiniz.? Bu sorunun cevabı çok muğlak olarak ortada duruyor gibi...
Madem konumuz Demokrasi ,partilerimizin hiç birinde parti içi demokrasinin işlediğini hiç görmedik.Özellikle bugünlerde MHP de ortaya çıkan liderlere atılan ispatı henüz olmayan iftiralar mide bulandırıyor.
Bu hususta birinci bölümde olayları ifade ettiğimiz gibi bizzatihi Başbuğ bize '' O bölge (Gümüşhane ,Bayburt) Milliyetçi muhafazakar bir yapıdadır ,bu olaylar olacağı önceden belli iken,siz neden önlem alıp da Bülent Bey'in konuşmasını sağlamadınız'',diye bizi bayağı tersledi. ''Gidiniz il başkanına selamımı söyleyiniz, teşkilattan içeri giren,bu milli dava ile ilgili olan herkese, Demokrasiyi,cumhuriyetin ne olduğunu , insana saygıyı, büyüğe saygıyı,küçüğe sevgiyi seminer çalışmaları ile,bire bir konuşarak anlatsınlar, belletsinler. Demokrasiye inanmayan Milliyetçi Ülkücü olamaz.'' dedi.
Zıt kutuplu bir parti liderinin konuşması için Başbuğun bu tavrını ,demokrasi açısından  Başbuğ  Alpaslan Türkeş'in  verdiği  dersi, MHP'nin de diğer partilerin de almalarını yeğleriz.Kendi  içerisinde  demokrasi  ile ilişkisi olmayan partilerin , milletin karşısında  demokrasi  dersi  vermeleri hiç de  etik  değildir.
Şimdiye kadar özellikle bu hükümet nerede kimler var ,bulup ortaya çıkarmalıdır. Biz Ülkücü Hareket neyin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Türk Milleti, artık ihanet edenleri de ,ihanetçileri de yıllardır bunları koruyanları da görmelidir ,yavaş yavaş da görmektedir.
Başka Türkiye yok. Bunca şehit boşa verilmedi , verilmiyor.Demokrasiyi her vatandaş korumalıdır.
 İşte demokrasi ancak,birbirimize saygılı olmakla korunur. Her taşın altına sinen hainler bulunup cezalandırılarak demokrasi korunur. Ülkenin bölünmez bütünlüğüne ,milli değerlere sahip çıkmakla ,birbirimizi dinleyip ,anlamakla demokrasi gelişir ve korunur...
Milli birliğimiz adına yapılan demokrasi mitingleri asla fertler,partiler,gruplar tarafından kullanılıp,istismar edilmemelidir.
Bu tür davranışlar birliğimize zarar verir. Ülkemizin şu kuşatılmışlığında demokrasiye ve birliğe çok ihtiyacımız olduğu herkesçe bilinmelidir.