MEDYA

Gebze’nin Tarihi Eserleri

Gebze’nin tarihi geçmişi ve özelliklerinin yıllardır yeterince anlatılmadığı ve tanıtılmadığı ortadadır. 500 yıllık Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’ni kaç kişi bilir?

  Veya şöyle soralım, Gebze’de yaşayanların kaçı bu tarihi külliye ile ilgili olarak yeterli bilgiye sahiptir? 
Yanıt çok basittir, çok az kişi.
Vatandaş iş, aş, yoksulluk derdine düşmüş, tarihi eser neyine.
İlçemiz sınırları içinde Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, Eskihisar Kalesi, Sultan Orhan Cami, Menzilhane Hamamı, Çoban Mustafa Paşa hamamı, Eskiçarşı içinde gömülüp kalan tarihi kervansaray, Hünkâr Çayırı, türbeler, Osman Hamdi Bey Köşkü var. Ancak bu tarihi yapılara bence yeterli olarak sahip çıkılmıyor.   Oysa bu tarihi yapılar Gebze’nin geleceğinin birer iz düşümüdür.  Bu tarihi yapılar eğer gelecek kuşaklara aktarılırsa Gebze’nin geçmiş döneme ait tarihi daha iyi anlaşılır.
Özellikle 493 yıllık Çoban Mustafa Paşa Cami ve Külliyesi bence  ilçemiz adına marka bir tarihi eser.   Yavuz Sultan Selim’in eniştesi Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılan bu tarihi yapı  493 yıldır ayakta. Birçok kez bakım, onarım ve restorasyondan geçti. Ancak her restorasyon aslında tarihi eserin orijinalliğinin kaybolmasına neden oluyor.  Çünkü söz konusu restorasyonlar yüklenici firmalara ihale ediliyor.  Sonuçta işin ucunda para olunca tarihi eser, estetik, orijinallik gibi şeylere anlaşılan o ki  fazlaca dikkat edilmiyor.  2014 yılında Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin onarım ve restorasyonu ile ilgili olarak baştan savmacı kimi iddialar gazete sayfalarında yer almıştı.
Sonuç olarak, tarihi eserlerimize dönük çok daha titiz ve dikkatli olmalıyız. Çünkü bunlar bu kentin geçmişten günümüze yansımalarıdır.
OLMASI GEREKEN DIŞ POLİTİKA
Türkiye’nin Suriye politikası nihayet ulusal çıkarlarımızı (kısmen)  koruma yönünde oluşmaya başladı. Nitekim Suriye’nin Cerablus bölgesine yönelik askeri harekette bunun en somut göstergesi. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yaptığı açıklamada, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını istiyoruz, Suriye’nin nasıl yönetileceği Suriye halkının tercihidir”dedi.  Tabi bu aslında çok geç kalınmış bir saptama ve görüş olsa da bence doğru ve olması gereken bir tutumdur.
Tabi savaş her halükarda istenmemesi gereken bir şeydir. Çünkü masum insanlar savaş sırasında ölüyor. Yıkımı ve trajedisi çok büyük oluyor. Bu anlamda Türkiye’nin askeri hareketinin terör unsurlarını temizledikten sonra tamamlanması o bölgede yaşayan sivil halk için yaşamsal önem taşıyor.
EĞRİ BÜĞRÜ DOSTLUK!
Dostluk gerçek manada olursa anlam ve önem bulur. Yoksa dost çıkarcıysa, beklentileri için dostluk yapıyorsa o sözde dosttur. Hepimizin hayatında bu iki türden de vardır.
Bir gün yılan biri nehirden karşıya geçecekmiş. Boğulmaktan da korkuyormuş. Oradan geçen bir tilki görüp, başlamış yalvarmaya:
 "Tilki kardeş, beline sarılsam, beni karşıya geçirir misin?"
Tilki:  "Neden olmasın!" demiş.

Yılan tilkinin beline sarılmış ve birlikte yüzerek nehrin tam ortasına kadar gelmişler. Yılan karakterinin icabını yerine getirecek ya, tilkinin belinden çözülüp, boğazını sıkmaya başlamış.
 
Tilki ile yılan arasında şu konuşma geçmiş:
 
Tilki : "Ne yapıyorsun, yılan kardeş?" demiş.
 
Yılan: "Şaka yapıyorum." demiş.