Halkın Demokrasi mücadelesi

Binali Yıldırım tarafından “Kalkışma” olarak tanımlanan ve tamamlanamayan Darbenin yankıları halen daha devam ederken olayın hangi boyutlarda olduğu ile ilgili çalışmalar henüz daha netleşmiş değil.

Türkiye gibi Başbakan asmış ve nerede ise her 10 yılda bir darbe yapmış bir Ülkede Cumhurbaşkanından en sade vatandaşına kadar hiç kimsenin “Bu memlekette Darbe olmaz” şeklinde bir ifade kullanamayacağı kullansa bile bunun bir geçerliliği olmayacağı Cuma akşamı meydana gelen olaylar sonrası sanıyoruz daha iyi anlaşılmış durumdadır.

Cuma günü meydana gelen ve herkesi derin bir şaşkınlık içerisinde bırakan Terör olayının ismine Darbe deyin kalkışma deyin ne derseniz değin yapılan bu kalkışma başarısız olmuş olsa bile bıraktığı derin yara ve o yarada dolayısı ile ortaya çıkan acı kesinlikle unutulmayacaktır.

Yapılan bu terör saldırısını Darbe olarak nitelendirmesek bile Türk Ordusunun Genel Kurmay başkanının rehin alındığı ilk saatlerde başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devleti yöneten diğer yetkililerin yerlerinin belli olmadığı gecenin devamında TRT’nin ele geçirilerek “Ordu yönetime el koymuş, hükümet geçersiz olmuştur ” şeklindeki açıklamalar herkesin yüreğini ağzına getirmeye yetti de arttı bile.

Bir kez daha belirtiyoruz, Cuma gecesi meydana gelen hadiseler ile hemen herkes bir şey söyleyebilir, Bunun bir darbe olduğunu söyleyende var, Orduda gerekli tasfiyeleri yapmak için ortaya konulan bir Operasyon olduğunu söyleyende ancak başlangıcından itibaren bastırılıncaya ve kontrol altına alınıncaya kadar geçen süre içerisinde meydana gelen hadiseler işin hangi boyutlarda olduğuna en iyi örnektir.

Sürecin başlaması ile birlikte Havaalanları ve Köprülerin kontrol altına alınması, Ankara Gölbaşındaki Özel Harekat Timlerinin bulunduğu yerin bombalanması, yukarıda belirttiğimiz gibi TRT’nin ele geçirilmesi, daha sonra Doğan Haber Ajansının bulunduğu alana sahip olunması az buz bir şey değildir ki.

Cumartesi öğlen saatlerine kadar var olan kalkışmanın henüz devam ettiğini bunun içinde Halkın mutlaka sokaklarda olması gerektiğini söyleyen yetkililerin bu çağrısına cevap veren vatandaşların içerisinde bulunduğu psikolojinin ise bundan sonra çok ama çok fazla analiz edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Bu kadar olup biten karşısında başta MİT ve Genelkurmay başkanlığı bünyesinde bulunan İstihbarat görevlilerinin neden bu kadar etkisiz kaldığı ise araştırılması gereken diğer bir husus.

Ordu içerisinde sayıları son derece fazla “Paralel yapıya” mensup subay ve astsubayın bulunduğu hemen herkes bilinirken Türk milletinin yüreğini ağzına getirecek kadar gözünü karartan bu kalkışmanın daha başlamadan önlenememesi ise ayrı bir araştırma konusu olacak gibi.

Cuma akşam saatlerinde başlayan bu kalkışmanın kontrol altına alındığını söyleyen yetkililer buna rağmen son anda bir şey olmasın diye sürekli halktan yardım istemesi ve “Lütfen sokaklarda olun” çağrısını yapması bir kez daha belirtiyoruz bu kalkışmayı yapanların olayı hangi tehlikeli boyutlara ulaştırdığının da ispatı olsa gerek.

Bu noktada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çağrısına kulak veren vatandaşların “Demokrasinin kesintiye uğramaması” adına verdikleri mücadelenin takdir edilmesi gerektiğine inanıyoruz, Bu aşamadan sonra da Ordu bünyesinde, emniyette, Adalet bakanlığında, Yerel yönetimlerde bulunan paralel yapıya ait kim varsa söküp atılması bütün Türk milletinin ortak beklentisidir.

Meydana gelen bu tür hadiselerin kime yaradığı, kimlere menfaat sağladığı şeklindeki soruların cevapları ise bilindiği gibi hemen değil yıllar süren araştırmalar ve analizler sonrasında ortaya çıkıyor ancak o zamana kadarda çoktan iş işten geçmiş oluyor.

Nerede ise her 10 yılda bir Darbenin yapıldığı Türkiye’de duyarlı bir vatandaş olarak biz zaten Darbe dönemlerinin sona erdiğine asla inanmıyorduk, Cuma gününden itibaren yaşadığımız bu durum ise bizim ne kadar haklı olduğumuzu bir kere daha ortaya çıkarmış oldu.

Biz anlayış olarak “En kötü sivil yönetimin en iyi Askeri yönetimden daha iyi olduğunu “kabullenmiş bir nesiliz, bu yüzden kim tarafından yapılırsa yapılsın darbenin son derece kötü bir şey olduğunu ve Darbe yapanların lanetlenmesi gerektiğine inanıyor ve Herkesin kendisini daha iyi ifade edebileceği “daha fazla Demokrasi” talep edileceği günlerin bir an önce hayata geçirilmesini bekliyoruz.