İrfanın istihbaratı

Savcı Bato’nun, Ağustos şurasından önce operasyonların başlatılması önerisi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanmış. Gözaltı kararları ve yapılacak operasyonlarla ilgili Genelkurmay’a bilgi verilmiş onay alınmış. Bu sabah 04'te operasyonlar başlayacakmış. Aralarında darbe girişimine kalkışanların da bulunduğu haklarında gözaltı kararı verilen tüm askerler teknik takip altındaymış.”
“İzmir askeri casusluk davası kumpas soruşturmasın savcısı Okan Bato’nun şüpheli listesindeki askerlerin tamamı hakkında gözaltı kararı olduğu söyleniyor. Bunun dışında komuta kademesindeki birçok rütbeliyi kapsayan gözaltı kararı da verildiği söyleniyor.
Savcı defalarca genelkurmaya yazı yazdığını ve yazılarına cevap verilmediğini söylüyor. Altmıştan fazla yazı yazdığını söylemiş savcı.
Muhtemelen savcının aldığı karardan haberdar olan ki burada darbecilerde istihbarat iyi çalışmış olmalı.
İstihbaratı daha kuvvetli olan kalkışma gurubunu görüyoruz. Bizimki biraz daha ağır çalışmış.
Ne kadar feci. Teknik takip var ve her şeyden habersiz bir istihbarat var görüntüsü var.
A Haberden bir arkadaş şöyle diyor.
‘Fidan, MİT’te geçirmiş meşum geceyi, anlattıklarına göre –basına sızdığı kadarıyla- çatışmışlar darbecilerle ve sabahı bu şekilde bulmuşlar. Peki, darbeciler senin burnunun dibine kadar gelip muhtemelen kurumuna el koyup sizi enterne edecek adımları atana kadar neredeydiniz? Müsaadenizle bunu sormak durumundayız kamuoyu adına… Devletin onca bütçesi, her türlü olanağı, aracı-gereci-personeli, günümüzün onca gelişmiş dinleme-izleme aracı elinizde olduğu halde aylar süren hazırlıkla girişildiği anlaşılan darbeyi nasıl oldu da istihbar edemediniz?  Yoksa ettiniz de hükümet istihbaratınızı hasıraltı mı etti?’ diye soruyor.
Halk televizyonunda izledim. MİT müsteşarı olaydan saatler önce genelkurmay başkanıyla konuşmuş.
Gerekli bilgilendirmeyi yapmışlar.
Karşılıklı görüş alışverişinde bulunmuşlar.
Genelkurmayı girişimden bilgilendirmiş. Gerekli önlemler alınması için görüşülmüş.
Buna rağmen genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları demek ki basiretleri bağlandı ve uyuyakaldılar.
Gerekli önlemleri alamadılar.
Ya da böyle bir kalkışmanın olamayacağı kanaatine vardılar.
Kendilerini çok güçlü gördüler.
Zaten insanın en zayıf olduğu an kendisinden çok emin olduğu andır.
Avukat Ferdi haciz hikâyesi bunun en güzel örneğidir.
Ya da istihbarat kendilerini uyarmadı.
Askerin, genelkurmayın, jandarmanın kendi iç istihbaratı da bu olaya inanmadı önemsemedi.
Karışık ve akıl almaz bir durum.
Her ne olduysa bile bile bu hale geldi ki bu daha fecaat bir durum.
Hiçbir şey anlamadık. Her şey havada kaldı.
Aklımız almadı olan olayları.
Tanklar boğaz köprüsüne inince Türkiye olaydan haberdar oldu.                                                                          
Maltepe’den zırhlı tugaydan ya da Alemdağ’dan köprüye varış tank için en az bir saat.
Hadi istihbarat görmedi diyelim.
Hiç mi kimse tankları görmedi yollarda hiç mi trafik ya da toplum polisi yoktu, hiç mi sivil polis yoktu.
Kimsenin aklına gelmedi mi bu vakit bu tanklar, askeri araçlar, askerler durup dururken nereye gidiyor.
Fransa’nın uyarısı balon haber oldu.
Güya köprüye bomba koyacaklarmış.
Askerin köprüyü koruduğu yalan haberi de işi biraz soğuttu geciktirdi galiba.
Bir tek İrfanım uyandı işi.
En erken İrfan farkına vardı olayın. 
Aferin sana İrfan.
"Radif abi nooluyo yaa köprüye doğru tanklar gidiyor" dedi.
Bişey olmaz İrfan dedim.
Bişey olmaz.
Son dakika MİT'te yüz personel görevden alındı.