15 Temmuz gecesi yaklaşık 12 saat süren Darbe girişiminin yarattığı travmanın şu saatlerde geçip geçmediğini tam olarak bilmiyoruz ancak Darbe girişiminin başladığı saatlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Halkımızı meydanlara Demokrasiye sahip çıkmaya bekliyorum, Bende meydanlarda olacağım” çağrısı ile sokaklara koşan Halk o gün bu gündür Demokrasi adına olağanüstü bir mücadele vermekten çekinmedi.
Darbe girişiminin püskürtülmesi sonrası durumun Darbecilerin aleyhine geliştiğini gören çok sayıda siyasetçi ve sivil toplum kuruluşu önderi “Darbenin karşısındayız, Darbeler insanlık suçudur” demek için sıraya girmiş olsalar bile hepimiz biliyoruz ki Darbenin püskürtülmesinde manivela Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk Milletidir.
Darbe girişimin üzerinden birkaç gün sonra nerede ise bir ay geçmiş olacak, Bütün siyasi partilerin nerede ise tek vücut oldukları bir noktada dikkat edilirse yöneticiler halen daha “Tehlike tam anlamı ile geçmiş değil” diyerek tedbiri de elden bırakmak istemiyorlar.
15 Temmuz gecesinden itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile meydanlara koşan, nerede ise bir aydır uyumayan vatandaşlarımızın Demokrasiye sahip çıkmak adına hereksin kabul edeceği gibi bütün dünyanın kabul edeceği bir “Kahramanlık Destanı” yazdılar.
Yaklaşık bir aydır FETÖ kapsamında yapılan soruşturmalarda Devletin her kademesinde çok sayıda Darbe girişimine karışmış zanlı göz altına alındı, tutuklandı, Çok sayıda kişi de mahkemeye çıkartılmayı bekliyor.
Türkiye’nin içerisinde bulunduğu şartlar ve tutunmaya tartıştığı bu zor coğrafyada “Dış tehdide” açık bir noktada Darbelerin sona erdiğini söylemek ve “bundan sonra bir daha asla Darbe girişimi olmayacak” şeklinde bir ifade kullanmak son derece zor, Bu yüzden yapılması gereken Darbe girişimini gerektirecek yapının ortadan kaldırılmasıdır.
Önümüzdeki günlerde siyasetin hangi noktada yapılacağı sorusu daha fazla cevap bulacaktır, Siyasetin bundan sonra nasıl yapılacağı partiler arasında gidiş-gelişlerin ne durumda olacağını görmek için kısa bir zaman daha beklemek gerektiğini düşünüyoruz ancak 15 Temmuz sonrası hiç bir şeyinde eskisi gibi olmayacağı da bellidir.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere Binali Yıldırım başkanlığındaki hükümetin “olabilecek Darbe girişimlerini” ortadan kaldırabilmek adına gerekli bütün yasal düzenlemeleri yaptıkları ve bundan sonrası içinde yapmaya devam etmeleri artık olmazsa olmazlarımız arasındadır.
Dolayısı ile atalarımızın “Korkulu rüya görmektense uyanık kalmak evladır “şeklinde muhteşem bir ifade kullanmışlar, Bu yüzden başta yöneticilerimiz olmak üzere bütün toplum son derece uyanık olmak ve gelebilecek tehlikeleri anında önleyebilmek adına teyakkuz halinde olmalıdırlar.
Demokrasinin bu topraklarda yerleşebilmesi adına verilen bedeler ortada, nerede ise her 10 yılda bir kapımızı çalan Darbeciler yüzünden Demokrasimizin aldığı yaralarda aşağı yukarı belli, bundan sonra da Darbelerin olmaması ve Türk milletinin son derece ağır bedeller ödeyerek sahip olmaya çalıştığı Demokratik düzene daha fazla sahip olmak zorundayız.
Ekmek kadar su kadar hava kadar lazım olan Demokrasiye sahip olmak adına halkımızın gösterdiği duyarlılık her türlü takdirin üzerindedir, ancak bizden sonra gelecek nesillerin de Darbe ve Darbecileri ile bir daha karşı karşıya gelmemeleri adına korkulu rüya görmektense biraz daha dikkatli olmanın bize daha büyük faydalar getireceğini asla unutmamak gerektiğine inanıyoruz.