Başta MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere kendisine yakın çevre “Nasıl olsa imza kampanyasını başlatacak olan isimlerin bu çalışması saman alevi gibi parlar ve kısa bir zaman içerisinde başarısızlıkla sonuçlanır, bizde yolumuza devam ederiz” şeklinde düşündüklerinden olsa gerek ilk zamanlarda bu meseleyi “önemsiz bir fantezi” olarak görmezden geldiler.
Ancak geçen süre içerisinde Türkiye’nin hemen her tarafından “Kurultay yapılsın” talebi ile başlatılan çalışmalara destek veren Büyük Kurultay Delegelerinin bu talebi 543 imzaya kadar ulaşmış oldu.
Bu durumu yaklaşık bir hafta kadar önce fark eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “İmza sayısı kaç olursa olsun Genel Merkezimiz bunu dikkate almayacaktır, Kurultay talebinde bulunanların muhatabı mahkemelerdir” diyerek parti içerisindeki son derece basit bir mesele için Ülkücü Harakete adres olarak Adliye koridorlarını göstermiş oldu.
Tabi MHP’deki hantallığı yıllar yılı yaşayan partililerin bu tür dayatmalara karşı nasıl bir tavır alacağı çok iyi bilindiğinden Genel merkezin son bir hamle yaparak “Asarız-Keseriz-İmza verenleri de toplayanları da ihraç ederiz” şeklindeki ifadeleri de Delegasyon tarafından karşılık bulmadı.
Hafta sonu Genel başkan adayları Koray Aydın-Meral Akşener ve Sinan Ogan tarafından Büyük Kurultay delegelerinden toplanan 543 imza bu isimlerin avukatları tarafından MHP Genel merkezine teslim edildi ve sürecin ikinci aşaması böylelikle tamamlanmış oldu.
MHP’nin Büyük Kurultay Delegelerinden toplanan 543 imzanın Genel merkeze teslim edildiği saatlerde ajanslarda “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Gebze’de bir sağlık kuruluşunda Kalp ameliyatı oldu” şeklindeki haberlerde bir anda bütün Ülkücülerin dikkatinin Gebze’ye çevrilmesine vesile oldu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hastaneden taburcu olması ve Genel merkezdeki makamına oturduktan sonra partiye teslim edilen 543 imza ile ilgili son derece net ve anlaşılır bir açıklama yapılması bekleniyor, her ne kadar geçen hafta “İmza sayısı kaç olursa olsun Genel Merkezimiz bunu dikkate almayacaktır, Kurultay talebinde bulunanların muhatabı mahkemelerdir” şeklinde bir açıklama yapılmış olsa da bu aşamadan sonra herkes daha yapıcı daha kucaklayıcı bir açıklama beklentisi içerisindedir.
1997 yılında MHP’nin başına geçen Devlet Bahçeli’nin bir taraftan yaşının geçmesi diğer taraftan da artık bütün kamuoyu tarafından bilinen sağlık sorunları bundan sonra Genel başkanlık için büyük bir sorun oluşturacaktır, Türkiye’nin yurt içinde ve yurt dışında karşıya kaldığı sorunlar ile birinci derecede mücadele etmek gibi bir sorumluluğu bulunan MHP’nin zaten bu yapısı ile bir adım bile atması mümkün değildir.
Özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son geçirdiği operasyon sonrasında “Sağlık sorunlarını” öne sürerek Genel başkanlığı bıraktığını ve partinin bir an önce Büyük Kurultaya gitmesi için gerekli adımları bir an önce atacağına inanıyoruz.
MHP’de artık taşlar yerinden oynamıştır, bütün teşkilatları saran “Değişim” talebi bu kez her zamankinden daha büyük ve önlenemez bir noktaya gelmiştir, “Kurultay yapmayacağız” şeklinde bir ısrarın sürdürülmesi durumunda da göreceksiniz hem istifalar çığ gibi devam edecek hem de 543 imzaya ek olacak pek çok imza daha gündeme gelecektir.
Şimdi herkes gibi bizde MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin bir an önce iyileşerek makamına oturmasını ve oturur oturmaz da “2018 yılında yapılacağı söylenilen Kurultayın en kısa sürede yapılması için gerekli çalışmalara başlanıyor” şeklindeki açıklamalarını bekliyoruz.
Daha bir yıl önce yapılan Büyük Kurultay’da seçilen üst kurlu delegelerinin nerede ise yarısının şu an verdikleri imzaların anlamının “biz bir yıl önce oy verdik ancak gelinen noktada Genel başkanı ve Merkez yönetimi başarısız buluyoruz, Partide bir an önce Kan değişimi yapılmalı ve MHP 2019 tarihinde yapılacak olan genel seçime yenilenmiş Genel başkan ve yeni kadrolar ile İktidar adayı olarak girmelidir” şeklinde olduğunu artık hepimiz biliyoruz.
Büyük Kurultay faaliyetinin dışındaki her çalışmanın ve her açıklamanın artık “AK Partinin değirmenine su taşımak ve Recep Tayyip Erdoğan’ı özlediği Başkanlık modeline taşımak” şeklinde yorumlanacağı bir noktada herkesin Ülkücü hareketin geleceğini düşünmesi bunun içinde uzun yıllardır oturdukları koltuklardan ve makamlardan fedakarlık etme gibi tarihi bir sorumlulukları bulunmaktadır.
MHP’de artık “Cin şişeden çıkmıştır”