Vefat haberinin doktorlar tarafından kamuoyuna iletilmesi sonrasında Mustafa Koç’un ölümünden çok “Müslümandı-değildi-Az mümindi-çok mümindi-Cennete gidecek-Cehenneme gidecek” şeklinde hiçbir Müslümana ve ahlak sahibi bir kişiye hiçbir şey kazandırmayacak yakıştırmalar yapılmaya başlandı.
Mustafa Koç’un nasıl bir hayat yaşadığı, özel hayatında nasıl bir insan olduğu bizi hiç ama hiç ilgilendirmiyor, ancak bizim uzun yıllardır takip ettiğimiz dünya devi bir Holdingin başında bulunan Mustafa Koç’un nerede ise orta düzey bir vatandaşın yaşadığı hayat gibi bir ömür yaşadığı ve aşırılığa kaçmayan bir işadamı olduğu kanaatini taşıyoruz.
Bizim memlekette bilindiği gibi hayat standartları AB ülkelerinin çok ama çok altındadır, bu yüzden vatandaşımızın büyük bir kısmı söylenenlerin aksine hayatını devam ettirebilmek için sabah erken saatlerden gece yarılarına kadar çalışmak durumundadır.
İşte hayat standardı olması gerekenin altında bulunan vatandaşlarımızda belki de ekonomik “bezginlik” yüzünden zengin olan yada hayat standardı kendisinin üzerinde bulunan herkese karşı bir kin bir nefret dolu yaklaşım bulunmaktadır.
Dünyada ekonomik noktada ilerlemiş ülkelerde bile mutlaka bir zengin-fakir ayırımı mutlaka vardır, ancak özellikle AB Ülkelerinde “fakir” diye tanımlanan kesim bile son derece rahat bir hayat yaşadığından olsa gerek Avrupa Ülkelerinde zenginlere karşı acımasız bir davranış asla yoktur.
Türkiye’de Koç ve Sabancı grubuna karşı oldum olası hep bir önyargı vardır, dolaylı olarak milyonlarca insanın ekmek yediği bu iki grubun iştiraklerinden ekmek yiyenlerde bile bu önyargıyı görmek mümkündür.
Bu olumsuz durumla birlikte yine bizim memlekette biraz durumunu düzelten grup yada aile şirketlerinin “dinden uzaklaştıkları” şeklinde son derece yanlış bir anlayış hakim olmaktadır, Zengin olan ekonomik açıdan belli standartların üzerine çıkan her kesim için anında “bunun dini imanı yok” yakıştırması yapılır durur.
Halbuki insanın inandığı yada inanmadığı değerler yüzünden hesap vereceği yer yüce yaratandır, kişi inanır –inanmaz bu durum toplumdaki insanlardan çok sadece muhatabını ilgilendiren bir durumdur.
Perşembe sabahı hayatını kaybeden Mustafa Koç noktasında da vatandaşımızın anında ikiye ayrılması ve son derece keskin görüşler öne sürmesi Türkiye’nin şu sıralar nasıl kötü bir durumda olduğunun da en büyük ispatıdır.
Bugün Koç topluluğunda sayısını bilemediğimiz kadar vatandaşımız ekmek kazanıyor, yine aynı grubun hayata geçirdiği eğitim kurumlarında –Sağlık kuruluşlarında yüzbinlerce insan görev yapıyor katma değer üretiyor.
Bütün bunlardan daha da önemlisi Koç grubunun bugüne kadar kazandığı her kuruşun vergisini vererek bu memleketin kalkınmasına olan katkısıdır, Kamuoyunun karşısında trilyonlar kazanan ancak vergi listelerinde isimlerini göremediğimiz işadamları da bilindiğinden Koç grubunun ülkeye katkısının da ne kadar fazla olduğu ortaya çıkmış oluyor.
Toplum bu tür önyargılardan bir an önce kurtulmalıdır, bu memleketteki servet düşmanlığı yavaş yavaş ta olsa ortadan kalkmalıdır, İnsanların zenginleşmesi, grupların zenginleşmesi, Ülkelerin zenginleşmesini getireceğinden bu tür ailelere düşmanlık değil dostluk yapmak gerekmektedir.
Biz Perşembe günü geçirdiği bir kalp krizi sonucu aramızdan ayrılan Mustafa Koç’a Allah’tan rahmet diliyoruz, Ailesine, ve iş dünyasına başsağlığı diliyoruz, Ülkeye büyük katkılar sağlayan bir grubun mensubunu kaybetmenin de derin üzüntüsünü yaşadığımızı bildiriyoruz.
Temennimiz bu tür yeni iş sahaları açan, çok sayıda eleman istihdam eden, kazandığı paraların vergisini kuruşu kuruşuna ödeyen ailelerin çoğalmasıdır ancak böyle olursa Türkiye kalkınır daha fazla mesafe alabilir.