Az çok bu bölgede bulunmuş herhangi bir vatandaşımıza sorsanız muhtemelen alacağınız cevap “Trafik ve Sağlık” olacaktır, geçen yıllar içerisinde Sağlık sorunu belki bir miktar daha önlerdeydi ancak şu sıralar Trafik ile ilgili sıkıntı fersah fersah öne geçmiş bulunuyor.
Önceki akşam rahatsızlığı dolayısı ile yatan bir yakınımızı ziyaret için Darıca Farabi Hastanesine gittiğimizde daha kapıdan girer girmez karşılaştığımız manzara “insanım” diyen hemen herkesi derin üzüntüler içerisinde bırakacak cinstendi.
Meseleyi bir tek Darıca Farabi hastanesi ile sınırlı tutmak elbette ki o kurumda görev yapan herekse haksızlık olacaktır, Gebze’de bulunan Fatih Devlet hastanesin de de durum aynı, Derince Araştırma hastanesinde de Kocaeli Üniversite Hastanesinde de durum aynıdır yani içler acısıdır.
Akşam 20.30 sıralarında girmeye çalıştığımız Darıca Farabi hastanesinin içerisinde bulunan ve hastalıklarına çare bulabilmek adına ihtiyaç duydukları doktorlara ulaşabilmek adına büyük bir mücadele veren vatandaşlarımızın durumu da gerçekten acınacak bir haldeydi.
O saatlerde normal olarak hastanenin tenha olması gerekiyor ancak bizim gördüğümüz kalabalıktan sonra hastanelerin 7X24 aynı şekilde bir hücum ile karşı karşıya olduğunun farkına varmış olduk.
Konuyu “yetersiz hizmet” olarak değerlendirmek bize yakışmaz, Darıca Farabi hastanesi kabul etmek gerekir ki bölgenin en büyük sağlık kuruluşlarından birisi, hemen her gün yenilenen teknolojisi ile de diğer kurumlar ile başa baş mücadele verecek bir yapıda bulunuyor.
Buradaki asıl sorun bir türlü durdurulamayan yada durmayan “Aşırı göç dalgasıdır” böylesi bir göç dalgasına maruz kalan bir yerleşim merkezinde ne kadar fazla kurum yada kuruluş yaparsanız yapın yetersiz kalacaktır.
Bugünden yarına Gebze ve çevre ilçelerine Farabi Devlet Hastanesi gibi birkaç sağlık kuruluşu daha yapmak zaten mümkün değil, belli bir planlamadan sonra hayata geçirilebilen bu yatırımların çoğalmasını hemen herkes istiyor ancak sadece istemekle de olmuyor ki.
Böylesi bir olumsuzluk karşısında işin doğrusu her vatandaş gibi bizde “Allah sağlık kuruluşlarına da muhtaç etmesin ama sağlık kuruluşları da eksik olmasın” şeklinde temennilerde bulunmaktan başka şimdilik elimizden başka bir şey gelmiyor.
Var olan rahatsızlıklarına çare bulmak adına kapalı kapılar arkasındaki doktorlara ulaşmak için mücadele veren vatandaşlar, muayene etmekle yükümlü hastaların yüzlerce katı vatandaşla karşı karşıya kalan ve “cinnet geçiren” hekimler, “Hastamıza zamanında bakılmadı” bahanesi ile camı çerçeveyi indiren hasta yakınları derken ortalık tam bir savaş alanına dönüşüyor.
Darıca Farabi hastanesinde karşılaştığımız bu acı manzaralar şu sıralar Devlete ait hastanelerde de var, özel hastanelerde de mevcut, Vatandaş “Devlet hastaneleri kalabalık bari özel hastaneye gideyim de fazla beklemeden tedavi olayım” diye düşünüyor olsa da daha özel hastanenin kapısından girer girmez Devlet hastanesinde karşılaştığı manzarayı görüyor.
Türkiye’nin nüfusu hiç durmadan artıyor, nüfus artarken yaşlı nüfusta gözle görülür bir şekilde yükseliyor, nüfus yaşlandıkça yaşa bağlı hastalıklarda o oranda artıyor, bu olumsuzluklardan uzun vadede kurtuluş olmayacağına göre geriye bir tek Türkiye’nin sağlık konusunda yapacağı reformlar kalıyor.
Herşeyin telafisi var, sağlığın yok, Vatandaşımızın sağlık sorunlarına çözüm bulabilmek adına gitmek zorunda kaldıkları hastanelerin üst seviyelere getirilmesi de ancak Sağlık konusunda yapılacak reformlar ile hayata geçirilebilir.
Aksi takdirde “Olmaya cihanda bir nefes Sıhhat gibi” ifademiz anlamsız kalacaktır.