Zulüm

 Cezayir’e gideceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.                                                                    
Osmanlı tarihinde şanlı denizcilerinin adlarını okurduk sadece.                                     
Barbaros Hayrettin, Piri Reis, Kılıç Ali, Turgut reis, gazi Hasan paşa, Piyale paşa, Oruç reis savaşlarını maceralarını dinlediğimiz kahramanlarımızdı
***
 
Geçen yıl Cezayir’in başkentine  300 kilometre uzaktaki  Setif şehrine bir arkadaşımın halletmekte zorlandığı bir iş için gitmiştik. kıtanın çöl tarafında kalan bir şehir.                                                                                                                            
 Neyse ki buradan bir arkadaşım Orada bir arkadaşını  ayarladı.                                               
 O arkadaşta sağ olsun bizi yalnız bırakmadı Cezayir yolculuğumuzda.
***
Başkent sahilinde Akdeniz’e sıfır bir bina yapmış Osmanlı denizcileri. Hala mükemmeliyetini koruyan bina insanın içine ferahlık veren ruhunu serinleten dinlendiren bir yapıya sahip.
***
Setifte bulunduğumuz süre içinde Cezayirli  insanlarla sohbet etme imkanı elde ettim.                                                                                                                                    
Fransa’nın Cezayir’de yaptığı hangi işkence ve zulmünden bahsedeyim.
                                                                                                                                     
 Özellikle yaşlı insanlar. Geçmişi  konuştuk hüzünle acılarla . Savaşları.
Setif bizim Adana gibi bir şehir. Adım başı kebapçı. Sıcak insanlar. Osmanlı ruhu taşıyorlar. Kendinizi  memleketinizde hissediyorsunuz. Az mezhep değişikliği olsa da çok güven veren bir Osmanlı sancağı Cezayir sizi kucaklıyor.
***
Medeni, çağdaş, ilerici ,demokrat, batılı ,yüce Fransa  buraya özgürlük getirmiş.
Cezayirli insanları kurşuna dizme özgürlüğü.
Eşitlik getirmiş . Eşit ölümler aynı anda yüzlerce insanı öldürme eşitliği.
Aileleri paramparça etme medeniyetini getirmiş.
Zalimliğin son haddini sergilemiş Cezayir sokaklarında. Diri diri toprağa gömmüş
Zavallı Cezayir halkını. Tecavüz, zulüm, kan, gözyaşı medeniyeti getirmiş cici fransa.
Şeker fransa Müslüman kanını içmiş kafatasında. Güzel fransa toplu mezarlara
Doldurmuş binlerce zavallı köylüyü.
Yardımsever Fransa  Cezayir halkının Mallarına el koymuş, yurtlarını gasp etmiş.
Değerli madenlerini taşımış ülkesine yıllarca. Petrolünü almış. Ama bu arada kanlarını içmeyi hiç mi hiç ihmal etmemiş Cezayir köylüsünün halkının.
Korkutmuş, sindirmiş, birbirine düşürmüş, kardeş kavgası çıkarmış, bombalar yağdırmış, mitralyözlerle taramış, dinamitlemiş.
Sonra yollara yüzlercesini yatırıp cesetlerin fotoğraflarını da çekmeyi ihmal etmemiş.
Ders vermiş diğerlerine .Kadın erkek çoluk çocuk.
***
Şimdi hançeresini yırtarcasına bağıran haykıran yerli işbirlikçilere sesleniyorum.
Vahşi batınız medeniyetiniz cumhuriyetçi fransanız  bunların hiçbirisini yapmadı değil mi?
Kimdi Libya da Tunus’ta Fas ta kafataslarının üzerine ayak basıp fotoğraf çekenler? Fransızlar değil miydi?
Afrika’nın derinliklerinde kara derili masumları çoluk çocuk paramparça eden kimdi?
Koca kıtanın toprakları Fransız zulmüyle akan kanlarla sulanmadı mı?
Avrupalı .Şirin Avrupalı .Şeker Avrupalı ,medeni çağdaş özgürlükçü eşitlikçi
Muasır medeniyete erişmiş Avrupalı. Sen ne şeker şeysin öyle .
Yandaşların var ülkemde seni öve öve bitiremeyen çıkardığı göklerden indirmeyen. İkiyüzlü riyakar .Timsah gözyaşlarına sahip yandaşların var ülkemde.
Padişahımız efendimiz bile sizi övmekten geri durmamıştı. Frenk dansları ,sarayda  Fransız  giyim kuşamları. Daha neler neler.
Cezayir’in beyaz evlerinden ,balkonlarında asılı çamaşırlarından ,sıcak havasından ,hurma dükkanlarından. çarşı pazarından söz edecektim ama…
Masum Cezayir halkının kanlarıyla yıkanmış topraklarda dilim varmadı.