Yaşlı adamın hanımı her gün tereyağı yapar ve yaşlı adamda o tereyağını her gün kasabadaki bakkala götürür satarmış.
Bakkal, her seferinde gelen yaşlı adama tereyağının kaç kilo olduğunu sorar yaşlı adam da bir kilo evladım der parasını alır gidermiş. Bu her seferinde böyle devam edermiş.Bir gün yine yaşlı adam elinde tereyağıyla bakkala gelmiş bakkal yine kaç kilo diye sormuş yaşlı adam bir kilo evladım deyince bakkal çıkarıp tereyağının ücretini yaşlı adama vermiş ve bu sefer tereyağını tartmış oda ne tereyağı 900 gr gelmiş. Bunu gören bakkal öfke ve kızgınlıkla dönmüş yaşlı adama
-Yaşından başından da mı utanmıyorsun yakışıyor sana. 900 gr gelen tereyağını 1 kg diye bana getiriyorsun deyince yaşlı adam oldukça sakin bir şekilde
-Be evladım hiddetlenme. Benim evde tartım olmadığımdan ben her gün kefe nin bir tarafına senden almış olduğum 1 kg şekeri diğer tarafa da tereyağını koyarak ayar yapıyorum deyince bakkal oldukça mahcup bir şekilde önüne bakar…
Buradan anlayacağımız şudur ki herkes önce erdem diye nitelendirdiğimiz bazı hasletleri önce kendinde yeşertmeli koruma altına almalıdır. Kendi evinin önünü kürümeden başkasının damındaki karı eleştiren bir anlayışın toplumsal karşılığı olamaz. Kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi görüp başkalarını balçıkta banyo yaptırmak bir tür paranoyaklıktır.
Sosyolojik yapı içerisinde sahip olunan tüm pozisyonlarda herkes önce karşısındakini eleştirme saplantısından kurtulmalıdır. Eğitim süreçlerimizin önceliklerinden biri iyi insan yetiştirme üzerinde olmalıdır. Tasarlanan ideal bir toplumun inşası ve inkişafı ancak bununla mümkündür. Eğer siz çevrenize defosuz bir aktarım yapmışsanız aynı kalite de bir dönüt sağlama olasılığınız oldukça yüksektir.
Siyaset yapan bir siyasetçi mutlak doğru kendi tarzını kabul eder ve diğerlerine hayat hakkı tanımazsa aynı tarzda bir karşı tavırla karşılaşacağı muhakkaktır. Bu desenleri siyasetten ekonomiye sanattan spora ve minimum yaşamsal yelpazenin her dokusuna yansıtmak lazım .
Kısaca tereyağındaki 100 gr lık eksiklik şekeri tartan elin zihnen ve fikren defolu olmasından kaynaklıdır. Karşımızdakine ayıp değil mi serzenişini yaparken öncesinde bizim yaptığımızın bize ne kadar yakıştığının sağlamasını da yapmak lazımdır. Aksi takdirde Amerikan Lamaları gibi sürekli karşımızdakine tükürmekten başka bir meziyet sahibi olamayız. Bugün en çok ihtiyacımız olan şey belki de aynaya bakma özgüvenimizdir. Bu anlamda dikkat etmemiz gereken hassasiyet kristalden evimiz varsa eğer elimizde çakıl taşları bulundurmamaktır.Çün kü karşıya atacağınız her taşın sizin kristalinize döneceği muhakkaktır.
Kalın sağlıcakla …