banner166

Gebze Kent Müzesi

2009 yılında Bursa’da Kent Müzesi’ni ziyaret etmiştim. Bursa’nın geçmişine ait bir eşya, materyal, belge, araç ve gereci burada bulmanız mümkün. Kent Müzesi’nden çıktığınız zaman Bursa’ya ait bilgi dağarcığınız çoğalıyor. Keza aynı şekilde Tekirdağ’da müzeyi gezmiş ve tarihi Tekirdağ Evleri’ni ziyaret etmiştim. Eski bir Tekirdağ evi yeniden orijinaline sadık kalınarak restore edilmişti.

Gebze  Kent Müzesi
banner158
banner174
Evin oturma odası, yatak odası,  misafir odasında eski Tekirdağ evlerindeki eşyalar, araç ve gereçler vardı. 
Bu evi gezerken o zamanlar insanların nasıl bir ortamda yaşadığını çok daha rahat bir şekilde algılayabiliyorsunuz.  
Müzeler kentlerin geçmişine ait izlerin olduğu ve o kentlerin tarihi, kültürel, sosyal ve siyasal geçmişine izlerin taşındığı önemli mekânlardır.
Gebze Kent Müzesi’ni yaklaşık 8-9 yıldır köşe yazılarımla gündeme getiriyor. 
Yerel yönetimin bu konuda adım atmasın ve Gebze’ye gerçek anlamda bir kent müzesi oluşturması gerektiğini sürekli anımsatıyorum. 
Mevcut belediye başkanı Adnan Köşker ile sanırım 4-5 yıl önce bu konuda bir görüşme yapmış ve konuyu kendisine anlatmıştım. 
Köşker, Gebze Kent Meydanı’nda ki binaların birisinde Gebze Kent Müzesi oluşturulması için çalışma yapacaklarını söylemişti. Ancak aradan geçen zaman içinde bu konuda bir adım atılmadı.
Oysa kent müzesi Gebze için gerçekten çok önemli. 
Adnan Köşker görev süresi bitmeden kent müzesini oluşturursa gerçekten tarihe geçer.   
Gelecek kuşaklar Gebze’nin geçmişinin izlerini ancak bu kent müzesinde sürebilir.
Bundan dolayı umarım Adnan Köşker ifade ettiğim gibi adım atar.
**
12 Mart 1970 muhtırasında daha küçük bir çocuktuk ancak sıkıyönetim, gözaltılar ve o karanlık dönemi çok iyi anımsıyorum. Özellikle 6 Mayıs 1972’de devrimci gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edildiğine dair Hürriyet Gazetesi’nde ki gazete haberi hala gözlerimin önündedir.
Çok geçmeden 12 Eylül 1980’de çok daha büyük bir darbe yaşandı ve demokrasi askıya alındı.
Binlerce kişi gözaltına alındı, işkenceden geçirildi, fişlendi, demokratik tüm kurallar yerle bir edildi. 
İnsan hakları ve özgürlükler yok edildi.
Darbe dönemi ile birlikte Türkiye demokrasiden hızla uzaklaşarak karanlık bir süreci yaşamaya başladı.
Sonrası herkesçe malumdur. 15 Temmuz’da ki darbe girişimi eğer başarılı olsaydı Türkiye 12 Mart ve 12 Eylül’de ki darbe dönemlerinin benzerini beklide daha kanlısını yaşayacaktı.
Neyse ki halk demokratik yaşam tarzına sahip çıkarak darbecilere geçit vermedi ve ülkemiz çok karanlık ve kanlı bir süreçten kurtuldu.
Darbelerin hiçbir ülkeye, topluma yararı olmamıştır.
En iyi olarak bile değerlendirilen darbeler demokrasinin kökünü kurutmuş, insan haklarını yerle bir etmiştir.
Bundan dolayı darbelere karşı amasız, fakatsız olarak hepimizin karşı durmamız gerekiyor. 
Tabi gerçekten ve samimi olarak demokrasi ve Cumhuriyet kavramlarına sahip çıkarak.
 
 
Ağa ile marabası at arabası ile kasabaya gitmek için yola çıkar.
Yolu yarıladıkları sırada ağa, marabaya arabayı durdurmasını söyler.
Marabaya dönerek, "Bak şurada manda b...ku var onun yarısını yersen sana bu atları ve arabayı vereceğim”der.
Maraba bir an düşünür ve sonra "Tamam"der.
Manda b...kunun yarısını yedikten sonra ağa, "Tamam araba ve atlar senin"der.
Kasabaya gidip alışveriş yaptıktan sonra köye doğru dönerken ağa , "Ulan ben ne biçim insanım iki tane at ile arabayı yok yere marabaya verdim" diye düşünmeye başlar. O sırada marabada, "Ulan ben ne biçim bir adamım. İki at ve araba için manda b...kunu yedim, ne gururum kaldı, ne de onurum"diye.
Bir süre sonra yarım manda b...kunun olduğu yere gelindiği zaman Maraba ağaya dönerek, "Ağam sen bu atlar ve arabayı istiyor musun?" der.
Ağa "Evet" der.
Maraba, "Ağam o zaman bu yarım kalan manda b...kunu yersen sana bu atlar ve arabayı geri vereceğim"der.
Ağa bir an düşünür ve daha sonra arabadan inerek sabah marabanın yarım bıraktığı manda pisliğini yer.
Daha sonra yola devam ederler.
Köy görünmeye başladığı sırada maraba arabayı durdurur ve ağaya sorar, "Ağam sabah köyden çıktığımızda bu araba ve atlar kimindi?"
Ağa, "Benim"der.
Maraba, "Peki ağam şimdi köye dönüyoruz araba ve atlar kimin?"
Ağa yine, "Benim" der.
Maraba sorar, "Peki ağam senindiyse biz bu b...ku neden yedik?".
Hayatımızda hepimizin mutlaka bu sözcüğü telaffuz ettiğimiz zamanlar olmuştur. 
Trajikomikte olsa bu böyledir.
 

Güncelleme Tarihi: 12 Ağustos 2016, 19:33
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER