Gebze Ülkü Ocağından Ankara için Basın Açıklaması

Gebze Ülkü Ocağı Başkanlığınca Ankara Kızılay'da gerçekleşen menfur saldırı sonucu şehadete ulaşan vatandaşlarımız için Yasin-i Şerif okundu ve müteakiben basın açıklaması yapıldı.

Gebze Ülkü Ocağından Ankara için Basın Açıklaması
banner158
banner174

 Gebze Ülkü Ocağı Başkanlığınca yapılan açıklamada;

“Malûmunuz olduğu üzere 13 Mart 2016 akşam saatlerinde, başkentimiz Ankara’nın kalbi Kızılay 

Meydanı’nda canlı bomba saldırısı gerçekleştirilmiş ve maalesef onlarca vatandaşlarımız hayatını 

kaybetmiş, yaralanmış ve çevredeki araçlar ile işyerleri de ciddi şekilde zarar görmüştür. Evvela bu 

menfur saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına ve büyük 

Türk Milleti’ne başsağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar dileriz.

Millet olarak üzüntü ve acı içerisinde müşahede etmekteyiz ki; uzunca bir süredir Ülkemizin ve 

Milletimizin âli menfaatlerine ipotek koymak isteyen, bölünmez bütünlüğümüze kast eden gafiller, kirli 

emellerine ulaşmak üzere ahlâki, vicdanî ve hatta insanî hiç bir değer gözetmeksizin alçakça 

saldırmakta; ülkemiz, her güne kan, gözyaşı ve kaos içinde uyanılan, bombaların patladığı, güvensizlik 

ve korku ortamının hakim olduğu bir üçüncü dünya ülkesine çevirmeye çalışılmaktadır.

Uzunca bir süredir beslenen, gücünü ve eylem kabiliyetini arttıran bölücü terör örgütü, ülkemizin Doğu 

ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni sınır tanımadan alçakça yakıp yıkmış, Aziz Milletimizin yurdunu, 

yuvasını, ocağını yaşanmaz hale getirerek milletimizi kendi öz yurdundan göçe zorlamış; son olarak 

da daha önce benzeri görülmemiş ölçüde organize bir şekilde Ankara’nın kalbinde bombalı saldırılar 

gerçekleştirmiştir. Bütün bunların yanında bölücü alçaklar, sürekli yeni isimlerle kurulan yapılanmalara 

giderek ulusal ve uluslararası kamuoyunda destek arayışlarını dün olduğu gibi bugün de pişkince 

sürdürmeye devam etmektedirler. Türk Milleti’nin en aziz kurumu olan Türkiye Büyük Millet Meclisi 

çatısı altında yuvalanan “bölücü örgüt vekilleri” hain teröristleri kast ederek “gerillâ analığı”na 

soyunurken, terör finansmanı, kandan ve kaostan beslenen sömürgeci güçler teröristleri ve çeşitli 

yapılanmalarını “aktivist” olarak nitelendirmektedir. Kendilerine “aydın” diyen sözde akademisyen ve 

gazeteci gibi kılıklara bürünen şarlatanlar ise terörle mücadele eden güvenlik güçlerini katliam 

yapmakla suçlarken “özerklik” ve “özgürlük” naraları atarak bölücü terör örgütünü açıktan 

desteklemektedirler.

Üniversitelerde yuvalanan öğrenci kılıklı teröristler yetkililerin ve idarecilerin tavizleri neticesinde ellerini 

kollarını sallayarak fakülte ve yerleşkelerde bölücü örgüt propagandası yapmakta, kendilerinden 

olmayan Türk gençlerinin ve hain emelleri önünde en büyük engel olarak gördükleri Milliyetçi ve 

Ülkücü öğrencilerin hayatlarına kastetmekte; bütün bunlar ise “karşıt görüş” adı altında 

masumlaştırılmak istenmektedir. Bu manzaranın en hazin ve vahim yanı ise vatandaşlarımızın can ve 

mal kaybı neticesinde mağdur olmalarının yanında ülkemizde “milli şuurun” öldürülmeye çalışılması ve 

milli kaynaklardan beslenen bir takım zevatın ve maalesef yanlış politikalarla siyasilerin de buna çanak 

tutmasıdır.

Özellikle son yıllarda yaşananlar gözönüne alındığında uluslararası taşeronluk vazifesini üstlenen 

bölücü örgütün, ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgelerinde gerçekleştirdiği zulüm, katliam ve terör 

ortamını Türkiye geneline yayarak cephesini genişletmeye çalıştığı görülmektedir. Devlet ile paçavra 

ve paravan bir örgüt arasında adeta “savaşın yaşandığı” anlayışı oluşturularak Türk Devleti’ne ve Türk 

Milleti’ne diz çöktürmek istenmektedir.

Şunun iyi bilinmesini isteriz ki, cennet ülkemizi cehenneme çevirmek isteyen şüphesiz ki bölücüler ve 

onların destekçileridir. Ancak bölücü hainlerin bugünkü lojistik ve eylem kabiliyetine sahip olmasının 

müsebbibi de “çözüm süreci ortamı” ve açılımcı zihniyettir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini sadece bir binadan ve bir bayraktan ibaret sanan alçaklar ve işbirlikçileri 

yeri ve zamanı geldiğinde Türk Milleti’nin gücü ve kudretini göreceklerdir. Bağımsızlığı ve istiklali 

önünde hiçbir engel tanımayan, demirden dağları eriten, aşılamaz denilen surları yıkan bu necip millet, 

üç beş soysuz şarlatana papuç bırakacak değildir. Yüce milletimizin kudreti ve birlik beraberliğe olan 

inancı bir gün mutlaka boynu tasmalı hainleri de, tasmayı elinde tutanları da boğacaktır.

Bu ve bunun gibi menfur saldırılar bizleri ve milletimizi asla korku ve infiale sevk etmeyecek, aksine 

bölücü terör karşısında bilenmemizi ve daha da sıkı kenetlenmemizi sağlayacaktır. Dualarımız 

öncelikle güneydoğuda terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin muzafferiyeti içindir.

Ülkü Ocakları olarak Aziz Milletimiz ile omuz omuza, gönül gönüle gerçekleştireceğimiz Kut’lu 

yürüyüşümüz daim devam edecek ve Devlet Asla Diz Çökmeyecektir” denildi.

Güncelleme Tarihi: 15 Mart 2016, 11:34
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER