İş adamı traş olurken bir yandan da berberiyle sohbet eder.Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; “Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi…”der. Berber çocuğa seslenir:

“Ali, buraya gel!”. Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar. Berber iş adamının kulağına sessizce, “bak şimdi” diye fısıldar ve bir elinde 5 TL, diğer elinde 20 TL lik bir banknot olduğu halde çocuğa sorar: “Hangisini istiyorsan alabilirsin?”

Çocuk dalgın dalgın bir 5 TL ye bir de 20 TL ye bakar ve sonunda 5 TL lik banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır. Berber iş adamına döner ve gülerek: “Gördün mü? Sana söylemiştim bu çocuğun ne kadar aptal olduğunu ” der. Traş biter ve iş adamı berberden ayrılır. Az ileride kendi kendine oynayan Ali’yi görür ve yanına gider. Aliye “neden 20 TL değil de, 5 TL lik banknotu aldığını sorar. Ali gülerek cevap verir.  “Hehehe… Eğer 20 TL yi aldığım gün oyun biter. Aslında bugün uluslararası devlet politikalarında ve değişik varyasyonlarla sürdürülen diplomasilerde tamda Ali ile berberin ortaya koydukları diyalogların karşılıklı pragmatist yansımalarını görüyoruz. Oyun kuranların oyunlarının sürdürülebilirliğini sağlamak adına aptallığa yattığı devletler diğer taraftan oyunun en belirgin kaligrafisini oluşturan kendini akıllı zannedenler…Baş döndüren bir hızla her geçen gün dünya arenasında şekillenen politik reaksiyonların kesilen raconların ve zaman zaman yeniden karılan kartların türevlerine baktığımızda gerçekten Ali kim? berber kim ? ikileminde tespitte bulunmakta zorlanıyor insan. Bu manada oyun kurma becerisi yüksek olanların çıkarları açısından kurulan oyunun devam etmesi için salağa yatması da bir stratejidir. Genel çıkarlarını bu strateji ile devam ettiren uluslar tarihin her döneminde bu metodu kullanmışlardır. 

Dünyayı yönetme iddiasında bulunan ülkeler dünden bugüne dünya kamuoyuna hep sunni gündemlerle ipteki cambazı göstermişler herkesin ipteki

cambaza bakmasından fırsatla muhtelif kıtalarda yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmüşlerdir. Bugünde değişik coğrafyalarda oluşturdukları kaotik ortamların arka planında aynı çıkar iştahları devam etmekte olup değişen bir durum söz konusu değildir. Sadece düne kadar bu emperyalist güçlerin çıkarlarına matuf politika üreten bazı ülkelerin ki bu ülkelerden biriside Türkiye idi artık kendi eylemlerinin öznesi olmaları rinkte yumruk yemekle beraber aynı oranda yumruk atıyor olamaları ezber bozmuştur. Hatta sadece ezber değil ezberle beraber oyunu bitirmiştir. Bugün her kurdukları oyunun deşifre olmasından rahatsız olan emperyal güçler artık oyun kurma reflekslerinin ne kadar çok zayıfladığının farkında olmaya başlamışlardır. Oyun bitmesin diye çırpınanlara hatırlatılması gereken gerçek “ korkunun ecele faydası yoktur.