Yakın tarihte 12 Eylül sendromunu yaşadık. Daha hafızalarımızdan silinmedi ki. Hani hepimiz karşıydık asmayalım da besleyelim mi diye. Bir oradan bir buradan astık sözlerine karşıydık hani? Ne oldu da bugün teröre anarşiye prim vermeye başlar hale geldik? Bu ülkede sağcısı, solcusu, ilericisi, gericisi, aydını, yobazı yıllardır eleştirip durdu bu yanlışı. Şimdi ne oldu, ne değişti de aynı oyun yine sahnelenmeye başlandı? Aynı tezgâh kurulmaya çalışılıyor. Anlayabileniniz anlatsın!
Sokakların, parkların, mahallelerin isyanlara teşvik edilmesi akla mantığa uyar bir şey değil. Devleti de, hükümeti de işlemez hale getirmenin kimseye bir faydası yok.
Birçok masum insana yazık oluyor. Sizin isteğiniz kaos, anarşi, kargaşa isteğiniz. Çocukları babasız, kadınları kocasız, anneleri evlatsız, babaları çaresiz bırakıyorsunuz. Sokakta ki vatandaşın sinirleri geriliyor. Bir gün başlarım sizin özgürlük eşitlik masalınıza deyip geleceğini tehlike de sezerse Osmanlı tokadını suratınıza yapıştırabilir. Sizin demokratik tepkinizi anlayışla karşılayamayabilir. Bu kadarı fazla diyebilir.
Biz yüzyıldır yeterince sıkıntı yaşadık. Yemen de, Kafkasya’da, Galiçya’da. Mısır’da, Balkanlar’da binlerce insanımızı bıraktık. Türküler yakıldı, şiirler yazıldı, ağıtlar okundu. Yıllardır hafızalar taptaze Seyit Onbaşılar, Nene Hatunlaranlatıyorlar masal değil. Kazma kürek balta kılıç savaş vermişiz. Yokluk sıkıntılar acılar çekmişiz.
Kadim imparatorluktan yeterince devlet çıktı. Bu ülkeyi kaos terör odaklarına anarşi ortamına çekmek isteyen odaklara kaç Devlet kurduğumuzu anlatmaya gerek yok. Tarih kitaplarına bir baksınlar. Yurdun her köşesinden çok üzülse de yaralansa da ey vatan sana bir çocuğum daha feda olsun diyen babalar dimdik ayakta.
Bu Ülkeyi kuran insanlar devletlerine önce malını, eşyasını, arabasını, arazisini, evini, suyunu, ekmeğini değil canını verirler. Bunu bilmekte fayda var.Tarih kitaplarında da yazmaz bu!