2018-06-04 10:10:32

NE OLDUM DEME NE OLACAĞIM DE

Tamer Gülen

04 Haziran 2018, 10:10

Değerli okurlar, Türkiye gündeminin yoğunluğu karşısında zamanın bir su misali geçtiğini farketmek mümkün değil. Artık günler saat, haftalar gün aylar haftalar gibi sürüp gitmekte.Yoğunluğun had safhada olduğu ülkemizde bir yandan mübarek 12 ayın sultanı Ramazanı idrak etmek ve hepimizi yakından ilgilendiren 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekil seçimine adeta kilitlenmiş durumdayız. Ayrıca geçtiğimiz pazar günü Türkiye'nin üç büyüklerinden olan futbol camiasını yakından ilgilendiren Fenerbahçe Kulüp Başkanlığı seçimi 20 yıllık Aziz Yıldırım imparatorluğu ne yazık ki, her şeyin sonu olduğu gibi yedi bine yakın taraftarın ve üyenin kararı neticesinde Ali Koç'un zaferiyle nihayetlendirilmiştir. Fenerbahçe taraftarlarının yıllardır huzursuz olmasının müsebbibi olarak görünen eski yönetimin yerine yeni yönetimin geçmesi üzerine taze kan değişimi Fenerbahçeye hayırlar getirmesini diliyoruz. Önemli olan ülke sporuna katkı sağlamasıdır. Burada çıkaracağımız özet hiç kimse vazgeçilmez değil. Vakti zamanı geldiği zaman sizi bir yerlere getiren güç aynı güçlede göndermesini bilir.Bazen insanoğlu güç zehirlenmesi yaşamaktadır. Buna verilecek cevap taraftarın veya toplumun hür iradesiyle verilen kararlardır. Bu bağlamda 24 Haziran 2018 seçimine ramak kala nihai kararı verecek olan vatandaşın sandıkta vereceği kararıdır. Sokağın nabzını yokladığınızda halkımızın en temel isteği ve olmazsa olmazları ülkede huzur ve barışın hakim olmasıdır. Bazı güruhların sinsi girişimleri ile ülke gündeminde kaos yaratmaya çalışma eğimleri karşısında taviz verilmediği görülmektedir. Ülkemizde neredeyse 24 saat siyaset konuşulmakta ve tartışılmakta aslolan siyaseti siyasilerin yapmasıdır. Lakin hepimizi çok yakından alakadar ettiğinden dolayı hepimiz bu siyasi girdabın içerisinde yer almaktayız. Duyarsız ve kayıtsız kalınması neticesinde menfi veya müspet olarak etkilenecek olan yine bizleriz. Bu bağlamda liderlerin veya adayların siyaset adına vatandaşa yönelik yapmış oldukları propagandalarda ve mitinglerde hepsinin hümanist yaklaşımda oldukları,temel gayelerinin halkın huzur ve güvenini temin edecekleri vatandaşın beklentisi olan herşeyin üstesinden geleceklerini halk meydanlarında dile getirmekteler. Bu vaatlerin bir çoğu artık halk tarafından karşılık görmemekte. Nedeni ise geçmişte siyasetçilerin verdiği vaatlerin bir çoğu amacına ulaşamamıştır. İster istemez halkın buna yönelik temkinli davranışı söz konusu zaten bilinçli vatandaşlarımızın bekledikleri ülkemizin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması, yarınından endişe duymayan muassır medeniyetler seviyesine sahip 80 milyon vatandaşın arasında hiçbir etnisite ayrımı gözetmeksizin kardeşce ve barış içerisinde yaşaması olmazsa olmazıdır. Bu perspektiften baktığımızda Türk milletinin gidişatında hiç bir sıkıntı görünmemektedir. Her ne kadar küresel güçlerin planladığı oyunlarla ekonomik dalgalanmalarla vatandaşın canını acıtmaya ve istikrara gölge düşürmeye çalışsalarda ülkemiz omurgalı duruşuyla gerekli cevabı vermektedir. Bizleri biz yapan değerlerimiz kültür,vatan,millet bütünlüğüdür.Bizler için önem arzeden kutsiyetlerimizden ödün vermediğimiz sürece hiç bir güç bizleri yıldıramaz. Zaman zaman siyasilerin birbirlerine yönelik sert tavırlar takınmasını arzu etmemekteyiz. Ülkeyi yönetmeye talip olanların duygularıyla değil ferasetleriyle hareket etmeleri elzemdir. Siyasi düşünceniz ve kimliğiniz ne olursa olsun toplumda ayrışma yapacak sözler ve söylemler sarfedersenizse bu toplum sizlere güven duymaz. Hem demokrasiden yana olduğunuzu deklare edeceksiniz. Hemde tehditvari tavırla ben var ya eğer başa gelirsem ha! ona şöyle yaparım böyle yaparım diyerek antidemokratik tavırlarla kendi ayağınıza sıkmaktasınız. Ülke yönetmeye talip kim olursa olsun tüm halkı sarıp sarmalamalıdır. Sırf siyasi düşüncesine aykırı hareket ediyorsa onu yok sayması insanlar arasında kaos ortamını hazırlar. Bu siyasi otoritelerin toluma mesaj verirken daha esnek davranması elzemdir. Zira yasal zeminde yapılan seçimlerin meşru olduğuna inanarak bu minvalde ve düşünce tarzında ilerlemenin kazanılımı tüm Türkiye olacaktır. Değerli liderlerimizin daha ılımlı bir şeklide siyaset yapmaları, bazen frene basmaları gerekir. Bazı cenah sırf siyasetin tansiyonuyla en yakın dostunu ve arkadaşını ister istemez kırmaktadır. Bu davranışlara maruz kalınmaması gerekir. Burada önemli olan herşeyin vatanımıza ve milletimize huzur ve istikrar getirmesidir. Kısır çekişmelerin hiç kimseye fayda sağlamayacağının bilinçinde olunmalı sığ siyasetin artık değer görmediği günümüz Türkiye'sinde çağın şartlarına uygun daha ilkeli ve rasyonel yaklaşımlarla yaklaşılması gerekliliğine inanıyorum. Ülkemi ve milletimi nasıl kalkındırırım projesine sahip olmayanlar geçmişin yanlışlarını servis etmekle ancak yanındaki dalkavukların el çırpmalarından başka ses duyamazlar.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.