Akaryakıt Ve Lpg Üretim Ve Dolum Tesislerinde “Yangın”

17 Ağustos 1999 saat:03.02 da ”Kkuzey Anadolu Fay Hattı”’nın Türkiye’nin kuzey batısının en kuzeyindeki kolunda RİCHTER ölçeğine göre 7.4 şiddetinde büyük bir DEPREM meydana gelmiştir.

Akaryakıt Ve Lpg Üretim Ve Dolum Tesislerinde “Yangın”
banner158
banner174
Japonya da 1964’te yaşanan depremden bu yana dünya da hiçbir rafineriye bu kadar yakın mesafede böylesine kuvvetli bir deprem meydana gelmemiştir.
Depremde bir rafinerimiz de 3 ayrı lokasyon da yangın çıkmış, ilk ikisi kısa sürede, ancak üçüncüsü 4 gün sonra söndürülebilmiştir.
2002 yılında başka bir Tesis te bu kez LPG tanklarının patlaması ve yanmasıyla büyük bir korku yaşanmıştır.
LPG depolama tanklarının her hangi birinde meydana gelebilecek bir gaz kaçağının tutuşması halinde bu alev hem kaçak tankı hem de diğer tankları ısıtmaya ve sıvı buharlaşma sıcaklığına eriştiğinde gaz haline dönüşmeye başlar.
Tankın emniyet vanası açılır ve buharlaşmış sıvı gaz halinde mevcut alevi besler.
Isınma olayı, tankın gaz bulunan kısmına sirayet ettiğinde tehlike başlar. Isı buharlaşmayı artırır.
Tank yüksek basınçtan yırtılır ve parçalana tanktan sıvı dışarıya akar.
Anında buharlaşan bu sıvı damlacıklar da ihtiva eden son derece patlayıcı gaz bulutu oluşturur. Bu sıvı bir gaz karışımından oluşan bulutun ateşle buluşması BLEVE (Boiling Expanding Vapor Explosion: Kaynayan Sıvı Genleşen Buhar Patlaması) olayını başlatır.
Bu durum sonuçta şiddetli patlamalara neden olur ve tank parçaları 1500 metre uzaklara bile fırlayabilir.
Kocaeli ilimizde ağır sanayi olarak ilk üç sırada; Kimya, Otomotiv ve İnşaat Sektörleri sayılabilir.
Akaryakıt, LPG  vb. üretim ve dolum tesislerinin kurulacağı lokasyondan başlayarak emniyet, güvenlik ve verimlilik anlamında irdelenmesi gereken en önemli konulardan biri de Yangın Güvenliğidir.
Arazi seçimde, zemin etüdünün mümkün olduğunca sağlam olması, seçenekli olarak su kaynaklarına yakın ya da bu kaynaklarla irtibatlandırma kolaylığı olması gereklidir.
Projelendirmede yangın suyu sistemi güçlü basınçta ve alanı bir ağ gibi örmelidir.
İşletme devreye alınmadan önce yangın savunma sistemi doğru senaryolarla tasarlanmalı, teknik olarak yeterli, yeni teknolojiye sahip, gerekli noktalarda seyyar ekipmanlar kullanılarak; tüm sistem gerek duyulduğunda deniz, göl vb. sürekli su kaynaklarından beslenebilecek, en azından komşu tesislerin kaynaklarından faydalanabilecek yapıda tesis edilmelidir.
Tesiste, teknik hesaplamalar, mevzuat ve standartlarla bulunacak  debileri karşılayacak pompalar olmalıdır.
Yangın savunmasında kullanılacak pompalar şehir elektrik şebekesinden beslenmesinin yanı sıra dizel jeneratörlerle de çalıştırılabilir olmalıdır.
Bu pompalar hararet, yüksek basınç, alçak basınç arıza vb. problemleri bildirir ama asla iflas edene kadar durmayacak teknik yapıda olmalıdır. Pompalar sürekli çalışmaya hazır, bakımlı, yakıt depoları her zaman tam dolu ve yedekli olmalıdır
Tabii ki tankların köpük ve su sprinkler sistemleri uzmanlarca yapılacak teknik hesaplarla (alt yapının olası bir titreşimde esnemeye izin veren yapıda olması vb. gibi detaylar da düşünülerek) tesis edilmelidir.
Ayrıca belirli noktalar da su topları, hidrantlar, itfaiye bağlantı noktaları vb. düşünülerek tüm sistem tesis edilmelidir.
Akaryakıt tesisinde depolanan yakıt tanklarının hacmine, yakıtın türüne ve etkilenecek diğer tanklara göre yangına en az 1 saat süreyle müdahale ve soğutma yapabilecek kapasitede yangın savunma sistemleri kapasitesi hesaplanır, gerekli tasarım yapılır.
Söndürmede kullanılacak Gazlı Söndürme  Sistemlerinde Ozon tabakasına zarar verecek sistemler seçilmemelidir.
Rafineri ve Petrokimya yangınlarının birçoğunun hat ve tank delinmesi, mekanik arızalar, yıldırım düşmesi, izinsiz yapılan ateşli çalışmalar nedeniyle oluştuğu bilinmektedir.
Deniz de ise; ham petrol veya ürünlerinin dökülmesi, ham petrol, akaryakıt ve LPG gemilerinin çarpışması, rüzgar ve fırtına nedeniyle sürüklenmesi, karaya oturması halat ve deniz altındaki hatların kopması nedeniyle oluştuğunu biliyoruz.
Bunlara yönelik önlemlerden sadece birkaçı olarak yangın algılama ve alarm sistemleri, yangın arazözleri, römorklar, su kapasitesi, köpük ve uzman ekipler olarak sayılabilir.
Bölgemiz referans alınmak koşuluyla yapılması gereken önlemlere gelince;
Doğal Afetler ve Olası Büyük Endüstriyel Kazalar ve Etkilerinin azaltılması için Yangında dahil ortak müdahale yapısı güçlendirilmeli,
Ciddi Eğitim merkezlerinin sayısı çoğaltılmalı, (TSK Gonca Tesislerinde 16.06.2016’dahizmete açılan “Yangın ve Yara Savunma Eğitim Merkezi  vb.)
Emniyet vanaları çoğaltılmalı ve bölgedeki genel sisteme tam entegre edilmeli,
Yangın suyu depoları ve yeterli düzey de  basınçlı yangın suyu şebekesi tüm bölge de enterkonnekte sistem modellemesinde olmalı,
Tesis içi ve dışındaki yollar genişletilmeli tesisler arası hızlı ulaşım planları netleştirilmeli,
Bölgede tutulacak LPG vb. petrol ürünlerinin stok seviyesine üst sınır getirilmeli,Tank ve dolum sahaları ayrılmalı,
Güvenlik bölgesi net tanımlanmalı ve bekleyen tankerler için ayrı park sahaları tesis edilmeli,
Gerekli prosesin standartlara bire bir uyma şartıyla
(korozyon kontrolü-saç kalınlığı vb. kontrollerin
Yapılması dahil olmak üzere periyodik kontroller dahil) LPG tanklarının yeraltına alınmalı,
Denizde ise; Yağın bariyerlerle çevrilmesi- yağın sıyırıcılarla toplanması-ortak eylem uygulaması olmalıdır.
SONUÇ:
İrdelemeler Bize göstermiştir ki; Akaryakıt ve LPG Üretim ve Dolum Tesislerinde “YANGIN” Sadece
Doğal Afetler Olduğunda Meydana Gelmemektedir.
Tesislerle içi içe Olan YERLEŞİMİN (Tankın Alev yüksekliği  ve yakıt yanma süresi-alev geometrisinin radyantı ısıl gücü-yanmayan komşu tanklara yansıyan ısıl güç-yanma ürünlerinin açığa çıkması-kana geçen CO ve CO2  için gerekli süre gibi hesaplamalarla yerleşim güvenlik mesafelerinin saptanması mümkün olduğu bilinmektedir)Belirli Bir Alanda Arttırılması Engellenmektedir.
Ancak Mevcut Yaşam Alanları Dikkate Alarak Önlemler Artırılmalıdır. “Sadece körfez bölgesinde 14 akaryakıt 13 LPG dolum tesisi bulunmaktadır.”
Bu Konuda Bir Çok Tesiste(TÜPRAŞ- İPRAGAZ-FORD –TSK vb .)Kendi Sektörün de Uzman Donanımlı Ekibin Sıkça Bir Araya Gelerek Bilgi Alışverişinde Bulunması Bilimsel Bir Gerekliliktir. Bu Birliktelik ile Mevcut Yönetmeliklerin Geliştirilmesi, Tesisler de Uygulanan Sistemlerin Verimliliği Artacaktır.
Ardından Birçok Ülkede Bulunan “YANGIN MÜHENDİSLİĞİ ’”nin Bölgemiz de Temeli Atılarak, Gerçek Yangın Uzmanlarının Yetişmesi Sağlanmış Olacaktır
H.DANIŞ&M.GÖRGÜN deprem sempozyumu bildirisinden de yararlanılmıştır.

Güncelleme Tarihi: 12 Ağustos 2016, 15:09
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER