Çokta beğendiğim şiirler var içerisinde. Daha çok Yaşar Kemalin Çukurova betimlemelerine yakın dizeleri var.
***
Daha üniversitenin ilk sınıflarında elimizden düşürmediğimiz Erbain, Hızırla kırk saat ,çile, sonrası kalır, üçüncü şahsın şiiri kitaplarıyla kolumuzun altında gezdirdiğimiz şiirlerden biriydi hasretinden prangalar eskittim.
***
Eski bir arkadaş Ankara’dan asker arkadaşımız Ahmet (Ahmed abi) yahu bu adam bu şiirleri yazmamış güya mahpushanede yatan birisinin yazdığı şiirlermiş.
‘Görüşmecim yeşil soğan getirmiş, karanfil kokuyor cıgaram’ dizeleri de uyumsuz. Hapishaneye uymaz bunlar dediydi.
Madem kendi şiirleri. O halde yeni ve daha güzel şiirler yazması gerekmez mi? Daha güzel şeyler yazması lazım demez mi? Kafamız karıştı.
Tam bu ara adamda ben yeni şiir yazmam kötü olabilir demiş mi şaşkınlığımız bu dedikodularla daha da çoğaldı.
***
Yüksel Ercan’ın yaz yaz diye başımın etini yemeye başlamasıyla yazı yazmaya başladığımda acaba kaç gün yazabilecek diye içinden söylenmiştir muhakkak.
Zaten bir kaç gün tarih ve Abdülhamid ağırlıklı yazınca tarih hemen biter sen de bitersin başka şeyler de yaz görelim dedi. Bakalım yazabiliyor musun? Çiçek, böcek, kuş yazda görelim çapını diye içinden düşündü muhakkak.
***
Sonra da okuyucu eleştirileri gelmeye başladı. Bu yazıları birisi yazıyor sen ismini altına yazıyorsun diye. Arada bir iki yazıya bakınca da söyleniyorlar.
Hah bunu sen yazmışsındır diye dedikodu çıkarıyorlar. Sen bunları yazacak kadar bilgili gözükmüyorsun lafları da kulağıma gelmiyor değil.
Bunları kafama taktığım yokta bu dedikodu önemli demek ki. Yani demem o ki insan gittikçe daha güzel yazı yazıyor. Ustalaşıyor daha güzel ifadeler yakalıyor.
Ben daha iyisini yazamam diye korkmuyor aksine daha iyi yazmaya başlıyor.
***
Neredeyse yüz yirmiden fazla yazı yazmışım hepsini takip eden okuyucularım arada ya arıyor ya da mesaj yazıyorlar. Senin yazılarını beğeniyle okuyoruz diyorlar. Bunu da şuradan anlıyorum günlük yazımdan bahsediyorlar gün içinde.
Ya beğendikleri bir paragraf ,bir konu, hikâye ,bir mesele hakkında konuşup benim düşüncelerimi köşene yazmışsın diyorlar. Birçok okuyucum ben düşünüyorum sende aklımdan geçenleri kâğıda döküyorsun diyor.
Onlarla aynı şeyleri düşünmüş olmak, paylaşmak güzel şey. Demek ki çoğunlukla aynı şeyleri düşünüyoruz. Farkındalığı yakalamışız.
***
Üniversitede fakültenin koridorlarında kantininde ders çalışmak yerine iyi ki şiir, roman, hikâye, tarih okumuşum. En azından o kadar okumanın yazmaya faydası oluyor. Yoksa şimdi arabanın motor parçalarını düşünüyor olacaktım.
