Yolsuslukları ayyuka çıkan belediyeler için Devlet harekete geçmelidir. Belediyelere kapağı atan, geleceğini garanti ediyor. Rüşvetin, vurgunun, yolsuzluğun, zimmetin, hırsızlığın, adam kayırmanın velhasılı her türlü namusuzluğun olduğu kontrolsuz bir ortam yaratılıyor.

Kişisel çıkarlarını her şeyin üstünde gören yaratıklar da, Allah korkusu, vicdan, merhamet, ideoloji, ahlak, namus ve ülke sevgisi yoktur. Ancak bu değerlerle donatılmış olduklarını, sürekli topluma lanse etmeye çalışırlar. Bu tür yaratıklar, her siyasi partide mevcutturlar. Bunların, dini, imanı, namusu, şerefi, Allahı, ülkesi ve ideolojileri paradır. Bunlar çok tehlikeli yaratıklardır. Bunların bir kısmı, çok dikkaatli ve çok becerikli bir şekilde, çaktırmadan malı götürenlerdir. Diğer bir kısmı da deneyimsiz, beceriksiz, yaptıklarını yüzlerine gözlerine bulaştıranlardır. Şu anda yüzlerce belediye yetkilileri tutukludur. Onlarca belediye başkanları da tutuklanmıştır. Bu
yaratıklar PKK dan daha tehlikelidirler. Allah bunlara fırsat vermesin.
Ne yazık ki, belediyelerin denetimsizliği bu tür yaratıklar için bulunmaz bir kaynaktır. Tüm güçleri ile belediyelerde görev almaya çalışırlar. Görev alanlara bedel ödenmesin demiyorum. Ödensin. Hemde en fazlası ile. Çünkü para her kese lazımdır. Örneğin, Başkan maaşı, yüz bin ise beş yüzbin olsun. Meclis üyelerinin alacağı paralar mutlaka tatmin edici olsun. Namuslu ve dürüst bir şekilde belediye yönetilsin. Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, adam kayırma ve zimmet olmasın. Her kes adam gibi beldesine, İlçesine ve İline hizmet etsin. Kafayı yolsuzlukla elde edcekleri menfaatlara takmasın, nasıl hizmet edeceklerine taksınlar.
Belediye başkanları alabildiğince yetki ile donatılmışlardır. Babalarının çiftliği gibi yönetiyorlar. Bu yetkiler ciddi bir şekilde denetim altında değildir. Böyle bir saçma yönetim biçimi olamaz. Cumhuriyetin yüzüncü yıl kutlamaları için, Cumhurbaşkanlığı yüzelli milyon bütçe ayırmışken, İBB başkanı İmamoğlu Beşyüz elli üç milyon harcama yapmıştır. Bu harcamanın denetimi yapılmış olsaydı, para balyalarının altında ezilmemiş olurardı. Alabildiğince abartılı reklam giderleri, festivaller ve benzeri abartili giderler. Devlet bunlara bir sınırlandırma getirmelidir. İstediği işçinin işine son veren ve istediği kadar eleman alan yetki olmamalı. Başkanın yapacağı her harcama için iki defa düşünmesini sağlayabilen bir sistem getirilmeli. Yapmış olduğu her işin sorumlusu ve sonunda bir yanlış varsa hesap vermekle yükümlü olduğunu his etmeli.
İnşallah, Devletimizi yönetenler yazdıklarımızi dikkate alarak, belediyeleri, Devlete açılan ilk yolsuzluk kapısı olmaktan kurtarırlar. Belediyeler adam gibi hizmet vermiş olsalardı, şu anda bu üç harfli marketlerin insafına kalmamış olurduk. Marketler denetim altına alınırdı. Belediyeler, tanzim satış mağazaları açarlardı. Vatandaş bu hayat pahalılığının altında ezilmezdi. Çöp toplama toplu taşımanın dışında da görevlerinin olduğu bilincine varırlardı.
Bu anlayış duğrultusunda, belediye seçimlerinin ülkemiz için hayrlara vesile olmasını diliyorum. Saygılarımla
İDRİS ORTAKAYA