BALDAN TATLI, ZEHİNDEN TEHLİKELİ
Siyaset sinsi bir yılan gibidir zamanı ve yeri geldiğinde en yakınında ki kişiyi bile sokarsın. Çünkü işin ucunda makam ve mevki var, para, rant var. Adam olmasan dahi koltuğu kaptığın zaman adam yerine konulmak, sözü dinlenir, her dediği yerine getirilir gibi bir durum var. Koltuk baldan tatlı, zehirden daha tehlikelidir. Siyaseti dürüstçe yapanlar böyle bir ortamda sivrilemez bir yerlere gelemez. Çünkü toplumlar kendisine benzeyeni sever ve o şekilde yönetilmekten haz duyar. Türkiye’nin hali bugün böyle değimli? Onca hırsızlık, arsızlık olaylarına karşın toplumun gıkı çıkmıyor.
CEKETİ İLE GELİP CEKET İLE GİDECEK SİYASETÇİ
Bir çok yazım da sözünü ettim ve altını kalınca çizdim biz ceketi ile gelip ceketi ile gidecek siyasetçiler istiyoruz. Bu benim gibi milyonlarca insanın öncelikli beklentisidir. Siyaset yoluyla ülke veya bölge yönetimine gelip devletin hazinelerinin teslim edildiği kişilerin bir şekilde bunları talan etmesi, rüşvet ve yolsuzlukla beslenerek zenginleşmesiyle ilgili iddialar, soruşturma ve araştırmaları bu ülke gördü. Aynı şekilde yerel yönetimlerde de hizmete talip olan ve seçilenlerin de bir şekilde rant, kirli ilişkilere bulaştığına dün ve bugünde tanıklık yapıyoruz. Siyaset koltuğu ele geçirenlerin dünyalığını kurtarma, haksız bir şekilde mal edinerek servet edinme yerine dönüşmüş. Siyasete yamalı ceket ile başlayanların bir süre sonra akıl almaz bir şekilde ekonomik açıdan büyüdüğü ortaya çıkıyor. Nedenlerini araştırdığınız zaman altından yolsuzluk, rüşvet, haram yeme çıkıyor. Ancak bunları yapanların önemli bölümü işini biliyor. Yani minareyi çalan kılıfını da hazırlıyor. Bunların sürekli din, kitap, Allah, peygamberden söz etmesi de sanırım her şeyi anlatıyor. Allah ile aldatarak bu soygunu, talanı yapıyorlar. Çünkü bu şekilde din ile insanları afyonlaştırıp ne istiyorlarsa yapıyorlar.
GÖKKUŞAĞI
Hep söyledim ve yazdım yaşam tek düze olamaz, farklı renkler, tonlar ile hayat daha güzeldir. Bir kesimi yok saymak, onları ötelemek, üzerlerinde baskı kurmak insani, ahlaki değildir. Bu ister solcu, ister sağcı, ister muhafazakâr, ister ateist olsun fark etmez. Senin gibi düşünmüyor diye bir kesimi yok etmek, ortadan kaldırmak onları öldürmek mi gerekiyor, ne yani? Ne yazık ki bu kafada yani tek tip bir anlayışı dayatmak isteyenler her kesimde mevcut. Oysa bu demokrasiye, insan haklarına, insanlığa aykırı bir durumdur.
Bundan dolayı bu ülke de hep birlikte demokrasi, barış ve huzur içinde birbirimize tahammül ederek yaşamanın yollarını mutlaka bulacağız. Başkaca bir seçeneğimiz yok.
Güncelleme Tarihi: 29 Eylül 2016, 17:17