Vahşi batı

Yüzyılı geçti büyük savaş yok.

Vahşi batı
banner158
banner174
 Batı; modern batı, çağdaş batı, uygar batı, özgür batı, demokrat batı.
İşte sonunda kana susadı. Arada döktüğü kan hadsiz hesapsızda göze görünmüyor uzun süreç içinde.
Afganistan’la başladığı zulmü ülkemize kadar dayadı kısa bir sürede.
Farkında bile olamadık takımlar, partiler, azınlıklar, etnik guruplar, kardeşler arasındaki kısır çekişmelerle biz uğraşırken farkında bile olamadık ve savaş kapımıza dayandı.
Afganistan’dan sonra kimseye demokrasi ve özgürlük getirmeyeceğiz demişti bazı Amerikalılar.
Sonra Irak sonra Suriye sonra İran mı Türkiye’mi derken işte savaş kapıda.
Peki, daha Afganistan işgali sırasında bu ülke isimlerinin sırada oldukları çok çeşitli yazarların köşelerinde paylaşıldı.
Neden kimse önlem almak hususunda gayret sarf etmedi
Hikâyeyi en güzel anlatan cümleler şöyle olmalı.
Çobanın birisinin on kuzusu varmış. Bir gün bir kurt gelip çobana şu kuzulardan birisini ver sana dokunmayayım demiş. Çoban ne olacak daha dokuz kuzu var demiş. Vermiş birisini kurda. Kurt iki gün uğramamış oralara. Üçüncü gün karnı acıkınca çobanın yanına gelip bir kuzu daha ver demiş yoksa seni yerim.
Çoban ne olacak daha geride sekiz kuzu daha var diye vermiş bir kuzu daha.
Sayılı gün çabuk geçermiş kurt kuzuları bitirmiş sıra gelmiş çobana.
Birinci kuzunun yenilmesine göz yumdun. Guantanamo kampları falan kurulmuştu sakallı gençlerin uçaklarla götürülüp işkencelere tabi tutulduğu.
Hatta kamp müdürlerinden biriside tanıdık birisiymiş dedikodusunu yaptılardı bir ara.
Sonra Iraktan bir sürü insan taşındı başka ülkelerde kamplarda eğitim amaçlı.
Kuzular çabuk bitince sıra çobana geliyor tabi.
Biz para, mal, mülk, yat, kat, villa, şato, malikâne edinirken kazandığımız şeylerin bir gün hiçbir işe yaramayacağını göremedik.
Şimdi paranızın hiçbir önemi yok. Allah korusun savaş kapıda.
Tıpkı deprem gibi. Mallarınız pul olunca anlıyorsunuz durumun vahametini.
Savaşta para işe yaramıyor. Sadece canınızı kurtarmak düşüncesiyle kalakalıyorsunuz orta yerde. Çok severim ‘’dımdızlak’’ derdi fakülteden bir arkadaş. ‘Dımdızlak’ kalakalıyorsunuz ortada.
Savaş hikâyeleriyle büyüdük. Ama savaşın ne demek olduğunu bilemedik.
Çanakkale’de Kafkasya’da Yemende Galiçya’da Egede Trablus’ta Saraybosna’da
Daha sayamayacağım bir çok cephede savaştık. Daha doğrusu atalarımız savaştı.
Biz hikâyeleriyle büyüdük. Kahramanlık hikâyeleri anlatıldı.
Yan gelip yattık.
Günümüzü gün ettik.
Tembellik ettik.
Uçağımızı yapmayı düşünmedik.
Silahımızı yapmayı düşünmedik.
Arabamızı yapmayı düşünmedik.
Birbirimizi yedik.
Birbirimizi aşağıladık.
Birbirimizi hor gördük.
Şimdi cırcırböceği bir tarafta karınca diğer.
Hepiniz topunuz yan gelip yattınız. Birbirinizi çekiştirip düşman kamplar oluşturdunuz. Ya da size düşman kamplar oluşturulurken işinize geldi, gönlünüze hoş geldi, bazı haksızlıklar karşısında sustunuz haksızlıklar karşısında susunca işte böyle oldu. Vahşi batının savaş gemileri Akdeniz de çoktan yerini aldı.                                                                                                                                               
Hain aramayın boşuna. Kendi ülkemize kendimiz hainlik ettik. Şimdi savaş kapıdan daha yakın.
 

Güncelleme Tarihi: 23 Ağustos 2016, 17:53
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER