Tarhan şunları söyledi: “Bugün Fatih Sultan Mehmet’in hayata gözlerini yumduğu alandayız. Tarihi ve kültürel açıdan büyük önemi olan bu mekân, Özelleştirme İdaresi tarafından satışa çıkarılmış durumda. Buranın, Devlet Malzeme Ofisi’nde olan mülkiyet hakkının, Özelleştirme İdaresi’ne nasıl geçtiğini de öğrenebilmiş değiliz. Ayrıca bu mekanın 1’inci derece sit alanı olduğunu da tarafıma iletildi. Tüm bu bilgi ve gelişmeyeler ortaya koyuyor ki; Hünkâr Çayırı ile ilgili süreç çok yanlış işletiliyor. Konuyu TBMM genel kurunda gündeme getirdim. Tarihi açıdan bu kadar değerli bir alanın talanına göz yumulmaması için Kültür ve Turizm Bakanı’nı da sürece müdahil olmaya çağırdım.
KAMUOYU AYDINLATILMALI
Kamuoyun da bu konu ile ilgili olarak derhal aydınlatılması gerekiyor. Şu sorunların yanıtlarını acilen almak istiyoruz. Hünkâr Çayırı’nın mülkiyeti Devlet Malzeme Ofisi’ne ne zaman geçmiştir? Devlet Malzeme Ofisi’nden sonra bu alan Özelleştirme İdaresi’ne ne zaman ve nasıl geçmiştir? Yasalara göre mutlak koruma alanı içinde olan Hünkâr Çayırı nasıl oluyor da satışa çıkarılabiliyor? Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu nasıl oluyor da 1’inci derece sit alanı olan yani mutlaka koruma alanı içinde Hünkâr Çayırı’na satışına sessiz kalıyor?
Bilmediğimiz hukuki süreçlerin bizimle paylaşılmasını istiyoruz. Ülkemizin her yerinde yapılaşma günden güne artıyor.
BÜYÜKŞEHİR’E DEVREDİLSİN
Hünkar Çayırı TOKİ’ye kesinlikle bırakılmamalı, Büyükşehir’e devredilip Kocaeli’nin ihtiyaçları doğrultusunda buralar planlanmalı diye düşünüyorum. Burası sadece CHP’nin gündeme getirmesiyle değil bütün partilerin, belediye başkanlarının, Büyükşehir Belediyesi’nin buraya sahip çıkması gerekir.
Burası tamamen iktidarın elinde. Yürütmeyi durdurma kararı diye bir şey yok. Sadece Özelleştirme İdaresi’ne devrinden vazgeçsinler. Kamu alanı, yeşil alan olarak korunması. Burayı durdurmak için planlamaya gerek yok. Zaten hedef koymuşlar 2020’ye kadar Özelleştirme İdaresi tarafından bu bölgeler özelleştirilecek diye. Bakanlar kurulu kararıyla vazgeçebilirler.
Buranın sürekli takipçisi olacağız. Zaten satış yapılsa da yerel belediyelerden, meclislerden izin alınması gerekiyor. Onun da takipçisi olacağız.Mahkemeye gideceğiz. Zaten yerel yönetimlerin haberi olsa bu sıkıntıları yaşamayız.
TAMAMEN RANTA DAYALI
Burasının TOKİ’ye devredilmesi tamamen rant. AKP’nin hedefi tamamen ranta dayalı. Burada köprünün ismini Osman Gazi koyup, milleti oyalayıp, ama burada da bir rantın kapısını açmak. Yani biz Osman Gazi köprüsü ismini verdiysek onun karşısında da bir rant elde edebilir miyiz diye planlıyorlar. Gündem değiştiriyorlar. Köprüde Osmanlı tarihine sahip çıkıp, bu tarafta da böyle bir tarihi alanı, böyle kültürü, böyle tabiatı yok etmenin rant amaçlı yapıldığı ortada.
Ben her zaman yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden yanayım. Sonuçta yerel yönetimlerde biz iktidar değiliz diye bakmamak lazım. Büyükşehir’in bir meclis kadrosu var. Muhalefet de var orada. En azından bu poje Büyükşehir meclisinden geçiyor. Büyükşehir meclisinden geçeceği için en azından orada ne yapıldığı, ne amaçla kullanıldığı ortada olacak. Orada muhalefet de yapabiliriz ama TOKİ’ye devredilen, Bakanlar Kurulu Kararı ile bu alan TOKİ’ye devredildiği zaman, ne Mimarlar Odası, ne yerel yönetimler, ne de muhalefet partileri hiçbir şey yapamıyor.
Tarhan’ın basın yoplantısına CHP il Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, İl yöneticileri Hikmet Koçoğlu, Lütfi İlhan, Gebze İlçe Başkanı Recep Dursun, Çayırova İlçe Başkanı Selahattin Kaya, Darıca İlçe Başkanı Yakup Törk, Dilovası İlçe Başkanı Kerem Aydemir, ilçe yöneticileri ve meclis üyeleri katıldı.
