Saçlarına baktım… Son yüzyılın tüm dertlerini takmış gibiydin her bir teline, bir ben yoktum, neden? Beni de mi bıraktın son yüzyılda, neden yokum saçlarında, oysa her bir teline bir dize yazmıştım, bir şiir demlemiştim Edirne’nin akşam güneşlerinde. Şimdi yoksun, kordon boyunda İzmir’in, ne kadar düşman varsa ışığa, ne kadar düşman doğuşa, yok, yok… Böyle olmamalıydı saçlarının rengi, kızıla bürümüştüm ben, kendimi de gömmüştüm yanık gecelere, ben yoktum yüzyılın ardında bıraktığında, yanında, şimdi ben yokum, yok…

Alnına baktım… Sana yazdıklarım, sana yaşadıklarım, sana, hep sana adadıklarım… Şimdi ne oldu bize? Biz neredeyiz,nerede kaybettik yıldızlarımızı… Bıraktıklarımız,biriktirdiklerimizden az mı geldi, alnımızda oluşan derin çizgiler bize neyi işaret ediyor, imgelerimize ve doğaüstü yeteneklerimize ne oldu?  Sana ne oldu, bize ne oldu sevgilim…


Gözlerine baktım… Gözlerine yapıştırdığın o sahte tebessüm de neyin nesi? Pırıl prıl bakan gözlerini nerede kaybettin, neden kaybettin, bu gözlere nasıl kıydılar, bana nasıl kıydılar… Gözlerin ki her gün avucumda saklardım şenliğini, diriliğini yatağımda, bana ışık veren gözlerin nerede? Onları istiyorum ben, hayat bağışlayan, can veren gözlerini, hani şiirde de vardı, sözlerini, sözlerini…


Gamzelerine baktım… Ellerimle okşadığım her an, her an ölmek istediğim gamzelerine, öpmeye doyamadığım, kıyamadığım, yüzüne bir buse gibi yakışan gamzelerine. Ben olmazsam sen de olmazsın dediğin zamanı hatırladın mı ki milattan önce söylenmiş sözlere benzerdi sözlerin, Platon’un nefesi, Eflatun’un, Socrates’in sesiydin, sesiydin kuşların, kelebeklerin. Hani nerede oldun sen, sen olmazsan ben olmazdım hani, neden söyledin bu sözleri, şimdi sen olmadın ben olmayınca, sen öldün, sen ağladın, sen azaldın tane tane, gamzelerin gitmiş, gamzelerin sönmüş yanaklarında, yok olmuşsan benim varlığım ne ki sevgilim…


Dudaklarına baktım sonra, söyleyeceğim sözlerimi de unuttum, yutkundum, sadece baktım, baktım, gözlerimden süzülen yaşların sessizliğine büründüm, sadece gözyaşları ıslatabilirdi dudaklarını, çatlamış dudaklarını tarihe gömdüm, piramitlerin dibine, Ramses’in yanına, yanıma gömdüm, en yakınıma, anıma, zamanıma, çağıma gömdüm, gömdüm…