AÇLIK SINIRI 1.714…
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) 2018 Haziran ayı 'açlık ve yoksulluk sınırı' verilerini açıkladı. Buna göre 4 kişilik ailenin açlık sınırı bin 714, yoksulluk sınırı 5 bin 584 liraya çıktı. Mayıs ayında açlık sınırı bin 686 lira, yoksulluk sınırı ise 5 bin 492 liraydı. Yani açlık sınırında 28, yoksulluk sınırında 92 liralık artış oldu. Araştırmaya göre, haziranda dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden "açlık sınırı" bin 714 lira olarak belirlendi.
Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen "yoksulluk sınırı" ise 5 bin 584 lira oldu.
“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir."
Mustafa Kemal Atatürk
Yağmur yağacak mı yağmayacak mı?
Seçim filan geçince elbette konumuz hayatın içindeki konular oldu. Gerçi bu köşede bugüne kadar pek siyasi konulara girmedik, zaten konumuz geçimdi çünkü. Eh hayatın içinde olunca şimdi bugünkü konumuz sağanak ve şiddetli fırtınalı yağmur… Belki de şu satırları okuduğunuzda gümbür gümbür yağmur yağıyor olacak… Bu satırlar yazılırken, Gebzeliler araçlarının üzerlerini muhtemel dolu yağışına karşı mukavva veya kartonlarla örtüyor, garajı ve sığınağı olan aracını buralara çekiyordu. Çünkü meteoroloji içinde dolu ve iri taneli yağmur tahmini ve uyarısı yapıyordu… Artık yağmurlar biliyorsunuz eskisi gibi sakin değil, sağanak ve kuvvetli bir şekilde geliyor. Mevsimler ve yyağış şekilleri değişti son yıllarda. Artık hücreli yağmur bulutları daha fazla etkiliyor bölemizi. Artık hortumlar da gözleniyor Allah korusun!...Bütün bunları yazarken, dışarıda vatandaşlar; “ Acaba dolu mu yağacak veya sadece sağanak yağmur mu olacak kaygı ve tahminlerini yaparken, 1981 yapımı komedi türündeki “Üç Kağıtçı” film geldi aklıma… Yeşilçam kaynaklı bu filmin yönetmenliğini Natuk Bayhan yapmıştı ve başrollerinde Rahmetli Kemal Sunal oynuyordu….
Filmin Konusu: Rıfkı (Kemal Sunal), ölen babasının mallarını satmak için Almanya'dan köyüne döner. Köyde birden adı "Ermiş"e çıkar. Rıfkı, yağmur duasına çıkan köylüler için yarım saat içinde yağmur yağdırır. Üfürükçülük yapar. Evde kalmış yaşlı kadınların kısmetini açar. Meğersem yağmuru bilmesinin sebebi ise bacaklarındaki romatizma ağrılarıdır…
Allah memleketimizi ve insanımızı doğal afetlerden korusun!
Eskihisar yamaçları artık doldu…
Bu fotoğrafı denizin ortasından 14 Ocak 2013 tarihinde çekmişim…Oradan bakıldığında, Eskihisar sırtlarının artık yeni binalarla donatıldığını görüyoruz. Günümüzde ise burada artık pek boş arsa ve alan kalmadığını görüyoruz…Gebze’de boş arsa bulmak artık hayal gibi bir şey… Gebze yeniden inşa edilip imar olurken, belirli ve akılcı bir planlamanın yapılması gerekiyor. Yoksa yarın Gebze Kışlası, TÜBİTAK sahası gibi boş yerleri bile bulmakta zorlanırız…
OBJEKTİFE TAKILANLAR:
- Her şey ekmek davası için…
Fıkra:
Gülümseyen Ölü…
Bir gün doktor ölünün üstünden örtüyü kaldırır ve görür ki ölü gülümsüyor.
Şaşırarak hemen akrabalarına sorar:
Yahu bu mevta neden gülümsüyor ki?
Akrabaları cevap verir:
Rahmetliyi şimşek çarptığında resmini çekiyorlar sanmış.