Başörtüsü takmak büyük cesaret istemeli aslında.
Çünkü bilgi, ahlak, saygı, sevgi, merhamet, hoşgörü, şefkat alçakgönüllülüğü gerektirir başörtüsünü başına bağlayabilmek.
Yoksa başına bir çaput bağlamak hikâyeden, özentiden, taklitçilikten öte bir şey değildir.
Ne o başörtü taktım Müslüman oldum, dindar oldum. Hayır, efendim Müslüman, dindar falan olmadın. Önce gerekleri yerine getir.
‘İlim Çin’de dahi olsa alınız’ diyen önderinize verdiğiniz cevap izlediğiniz evlilik programları, pembe diziler, mahalle dedikodularından ibaret.
Kaç kitap okudunuz?  Hiç. Şimdi sadece kadınlar için sormaya başlıyorum.                                                                                                               Eskiden fotoromanlar olurdu. Cep fotoromanları. Kadınlar hiç değilse onları okurdu. Kitap okumakla ne işiniz olsun ellerinizdeki son çıkan cep telefonlarıyla oynamaktan dedikodu yapmaktan. Vakit mi kalıyor.
Çok yaşlı kadınlar hala bir nebzecik hafızalarında öğrendikleri Osmanlıcayla oturup her akşam kitap okurlar.
Bir kısmı da Türkçe kitaplar okurlar. İçeriklerinin bile önemi yoktur bence. Ama okurlar. Her akşam düzenli okurlar. Birçoğumuz biliriz yaşarız bunu evlerimizde.
Başörtüsü takmak; sözgelimi bir adliyede personelsek gelen vatandaşa gülümseyerek bakmak onu azarlamamaktır.
Başörtüsü takmak; belediye personeli iseniz yalan söylememek insanlar doğruyu söylemek onlara insanca davranmaktır.
Başörtüsü takmak; hastane personeli iseniz kurumunuza gelen hastaya, ya da baktığınız hastaya şefkatli, merhametli, saygılı davranmaktır.
Başörtüsü takmak; karşınıza gelen insana insanca davranmak, onu aşağılamamak, ona kapris yapmamak, işini yapılması gerektiği gibi yapmak, onu ayakta dikmemek, bugün git yarın gel dememek, ona hakaret ve incitici hal hareketler sergilememektir.
Başörtüsü takmak cesaret ister. Bilgi ister. Ahlak ister. Allahtan nasıl korkulması gerekiyorsa öyle korkmak ister.
İster de ister.
Onun için başörtüsü takan hanımların çok daha dikkatli olmaları, şımarmamaları, kaprisli olmamaları, Müslümanca, Müslümanlığa yakışır şekilde hareket etmeleri gerekir.
Başörtüsü takınca sırtına inanmışlığın zarafetini, nezaketini, merhametini, şefkatini, ilmini, mağfiretini yüklemiş olursun.
Eğer başörtüsünün anlamını inancını yüklenecekseniz
Yoksa kıçımızda da var bez parçası. Adı don hiçbir şey gerektirmiyor onu giyinmek.
Bu arada yazımın asıl amacı başörtüsü, başı açıklık değil. Üstlenilen misyonun gereklerini yazdım.
Yoksa yukarıda yazdıklarım bütün çalışan kadınlar ve erkekler içinde geçerli.
Gözlemlediğim, karşılaştığım vakalarda gördüklerimi anlatmaya çalıştım.