Hafta içinde Belçika’da meydana gelen patlamalar sonrasında anlamış olduk ki terörün dili/dini/ rengi/ırkı yok, terör önlenemediği takdirde dünyanın neresinde olursa olsun insanlığa zarar veriyor, bu konuda daha geniş ve etkili önlem alınmasını gerektiriyor.
Türkiye bilindiği gibi terörden en fazla etkilenen ve en fazla can ve mal kaybı veren ülkelerin başında geliyor, bulunduğumuz coğrafya dolayısı ile de maruz kaldığımız terör hadiselerine seyirci kalan hatta zaman zaman teşne olan Avrupa ülkeleri de belli zamanlarda terör hadiseleri ile karşı karşıya kalıyor.
Şartlar ne olursa olsun biz hemen her platformda Türkiye’nin yerinin AB olduğunu ve AB bünyesine alınan bir Türkiye’nin bu coğrafyada dengeleri olumlu yönde değiştirecek adımlar atabileceğini de biliyoruz.
Türkiye özellikle 1984 yılından itibaren başta PKK olmak üzere çok sayıda terör örgütünün hedefinde bulunduğu için sürekli bir mücadelenin içerisinde bulunuyor, Ancak Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütlerine lojistik ve ekonomik imkanlar sağlayan Batı Ülkeleri de bir noktada Türkiye’ye zarar verilmesinde yardımcı oluyorlar.
Yüzyıl başında hemen her türlü gelişmesini sağlayan Batı yüzyıllar boyunca müstemleke olarak kullandığı üçüncü dünya ülkelerinde ihtiyaç olan huzurun gelmesi adına bir türlü olumlu adım atmadı aksine müstemleke olarak kurduğu ülkeleri terör yolu ile denetlemekten de hiçbir zaman geri durmadı.
Türkiye gibi henüz doğulu yada Batılı olduğu belli olmayan bir büyük ülkede yıllardır süren terörle mücadeleye destek olmayan Avrupa zaman zaman terör örgütlerinin kendi vatandaşlarına verdikleri zarar sonucu “Dün yediğin hurmalar bugün seni tırmalar” noktasına doğru gelmiş bulunuyor.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi Türkiye’nin başına bela olan terör örgütlerini finanse eden onların sürekli yanında duran Batı ülkeleri bu yardımlar vasıtası ile Türkiye’yi sürekli kendi içerisinde mücadele eden ve enerjisini kendi bünyesinde tüketen bir Ülke olarak değerlendiriyor.
Ancak Batı ülkelerinin müsamaha gösterdiği bu terör örgütleri belli zamanlarda terörü bilmeyen, terör tehlikesine bir gün bile maruz kalmayan ülke insanlarına bomba yağdırmaya onları hemen her gün bulundukları hava alanlarında/Metro istasyonlarında/Kent meydanlarında vurmaya başlayınca  uyandıkları derin uykudan uyanmak zorunda kalıyorlar.
Fransa’dan sonra Belçika’da meydana gelen patlamalar sonrası Batı ülkelerinin tamamı ile ABD’nin artık şapkalarını önlerine koymaları ve “biz nerede yanlış yapıyoruz..?” şeklindeki aslında cevabını da bildikleri bu soruya cevap bulmaları gerekiyor.
Terör örgütlerine yıllar yılı silah ve mühimmat sağlayan Batı ülkeleri şimdi kendi verdikleri silahları kullanan terör örgütlerinin bombalarına/kurşunlarına hedef oluyorlar, Patlamalar karşısında şaşkınlığa uğrayan Batı ülkeleri şimdilerde yaptıkları hatalar ile de yeniden bir muhasebe yapmak durumundadırlar.
Terör artık dünyanın her tarafında, Avrupa’nın hangi ülkesinde hangi saatte hangi terör örgütünün saldırı düzenleyeceği artık belli değil, kendi ülkelerindeki insanların rahat yaşamaları adına Türkiye gibi ülkeleri terör ile karşı karşıya bırakmak, bu sayede silah satışlarından milyarlarca dolar kazanmak gibi anlamsız bir iş yapan Batı ülkelerinin kapısını artık terör çalmaya başlamıştır.
Batı ülkelerinde iş başında bulunan siyasetçiler kendi ülkelerindeki vatandaşlarının gece yataklarında rahat uyumalarını istiyorlarsa başta Türkiye olmak üzere çok sayıda ülkenin de güvenliğinin sağlanmasında çok büyük rol oynamaları gerekmektedir, aksi takdirde dün kendileri için “Cici çocuk” olan teröristler bugün kendilerini yatak odalarında vurmaktan çekinmeyeceklerdir.
Zaten çekinmiyorlar.