“Deli Şükrü derlerdi, Namı var idi…
Mağrib’den Maşrık’a, Şanı var idi…

Bu Anadolu türküsüne en yakışacak, Osmanlı paşası, Edirne Müdafisi Mehmet Şükrü Paşa olurdu. Edirne’ye, her Bulgaristan’a çıkış yolculuğumuzda uğrar, o güzel ciğer tavasını, acı biberlerini yeriz. Mimar Sinan’ın o ihtişamlı eseri, Selimiye Camisine mutlaka bir ziyarette bulunur, gideceğimiz yere sonra gideriz.

Edirne’de Şükrü Paşa’nın izleri görülür. Kolağası Mustafa Bey’in oğlu Şükrü Paşa 1857 yılında Erzurum da doğmuştur. Ayabakan ailesine mensuptur. Bizim Başiskele Belediye Başkan Yardımcısı Köksal Ayabakan da bu sülaledendir.
Erzincan Askeri İdadisi’nde okumuştur. Almanya’ya gitmiş orada da eğitim görmüştür. Üç dil bilmektedir. Harbiye ve Darüşşafaka’da matematik ve balistik öğretmenliğinde bulunmuştur.
Deli lakabına gelince… Aşırı disiplinli ve titiz oluşu nedeniyle, çevresinde gizliden böyle anılır olmuştu. Mehmet Şükrü Paşa Edirne’yi tam 155 gün müdafaa etmiş.
Bulgarlara karşı canı pahasına direnmiş. Ona 30 kırk gün dayan yardımına yetişiyoruz diyen, İttihat ve Terakkiciler ne yazık ki içeride darbe ile uğraştıklarından ve ya başka, başka bilmediğimiz nedenlerden dolayı Edirne’ye yardıma gitmemiştir.


Beş ay sonunda artık yiyecek, mühimmat, cephane azalıp tükenince, direnci azalmış, en önemlisi de toplarla dövülen şehrin tarihi eserleri, tamamen yıkılıp, harabe haline gelmesin diye Şükrü Paşa 155. günün sonunda artık İttihat ve Terakki’den kesin olarak yardım gelmeyeceğini anlayınca şehri Bulgar kumandana teslim etmiştir.
Asker yorgun, aç, hastadır.
30 binden fazla asker esir olmuştur.
Edirne halkı zalim Bulgar ve Sırplarca katledilmiş, çeşitli işkencelere maruz kalmıştır.

Edirne müdafaası çok düşündürücü ve üzücü bir vakadır.
Daha 1912 yılında Osmanlı’nın Sofia Elçiliği, İstanbul’a, yaklaşan Bulgar ve Sırp tehlikesini, telgraf ile bildirmişlerdir.
Bunun üzerine, askerlerin terhis edilmemesi ve takviye yapılması hususu planlanarak, Mehmet Şükrü Paşa şehri müdafaa için hazırlık yapıp, kuşatma başlamadan, bir hafta evvel Edirne’ye geldi.

Şükrü Paşa’ya İttihatçılar Edirne kuşatılırsa 40 gün savaşılacak emri verilmişti. Bu arada İstanbul’dan destek göndereceğiz denmişti.
Ama ne 40 gün ne de 140 gün sonunda yardım gelmemişti.
Nihayet daha fazla kaleyi elinde tutamayacağını anlayan Şükrü Paşa, beş ay direnişinin sonunda kaleyi Bulgar komutanına teslim etmiştir.
Şükrü paşa esir edilmiştir.
İstanbul’un tutumu ilginçtir.
Sanki şehri hatta Balkanlar’ı gözden çıkarmışlardır.
Edirne elden çıkmıştır.