Sanırım fakültenin birinci sınıfında tanışmıştık. Ben Ahmet Ferdi Çardaklı dedi. Erzincanlıyım. Hukukta okuyorum. Biz birkaç fakülte bir arada okuyoruz. Hukuk, eğitim, tıp, hemşirelik ve güzel sanatlar heykeltıraşlık bölümü her neyse kalabalık bir okul bizimkisi.
Haydarpaşa’da numune hastanesinin karşısı okulumuz. Sadece tuvaletlerimizin bulunduğu bina bir lise büyüklüğünde. Eski taş bir bina.
Isıtma sistemi yeni kuruluyor. Genelkurmay başkanı Kenan evren ziyarete gelmiş emir vermiş kaloriferler acil yapılsın millet donuyor demiş. Kimsenin aldırış ettiği yok. 12 Eylülün demek ki sertliği azalmış artık darbecilerden tırsılma bitmiş. İkinci kez hem de emir verdikten sonra geldiğinde hala her şey olduğu gibi duruyor.
Yüksek tavanlı bina, camlardan içeri kar yağıyor. Üşüyoruz ama serde gençlikte var idare ediyoruz.
Neyse nerelere geldik hemen iki dakikada.
Bu bizim Ferdi okudu hukuku bitirdi avukat oldu. Bir müvekkilinin alacağını tahsile gitti. Haciz işlemlerini bitirdi.Haciz yaptığı adam kabadayı mafya bir vatandaş. Haciz işlemi bitiyor. Bizim Ferdi bu kadar sakin biten bir işlemden sonra şaşkın ve mutlu. İşinin sakince sorunsuz bir şekilde bitmesiyle yanında bulunan bir bankoya kollarını dayayıp derin bir nefes alıyor…..
Bu onun nefesi almasına kadar iyi. Ama bir saniye sonrasını hatırlamıyor Ferdi.
Aldığı nefesi de geri veremiyor tabi. Gözlerini hastanede açamıyor. Çünkü tek gözü önündeki bir ay boyunca açılmamak üzere kapanıyor. Bir ay evde yatıyor.
Derin nefes alan avukatımız bir daha ooh deyip kendimden emin bu iş bitti demeyeceğim diyor.
Bu derin nefesi alıp geri verememek bana oldukça büyük bir ders olmuştur iş hayatımda.
Kendinden çok emin derin nefesi; bir tek doktor muayenesi sırasında, o da derin nefes al! komutu’ gelince almak lazım diye düşünüyorum.