Normal şartlarda Kocaeli Büyükşehir Belediye başkanı İbrahim Karaosmanoğlu yada Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğu’nun bilemediniz en fazla üç dakikalık bir basın toplantısı ile “Hünkar Çayırında bundan sonra şu şekilde bir uygulama yapılacaktır” şeklindeki açıklaması her şeyin yerli yerine oturmasına vesile olacaktır.
Hünkar Çayırının TOKİ’ye devredileceği ile ilgili haberlerin kamuoyunda yankı bulmasından itibaren ortaya çıkan belirsizliği giderme adına hiç bir yetkilinin açıklama yapmamasının üzerine birde son dönemlerde TOKİ ile ilgili olumsuz algı eklenince akıllara “Hünkar Çayırı elden gidiyor” algısını getirdi.
Önceki gün CHP’nin Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan beraberinde CHP Gebze ilçe Başkanı Recep Dursun ve bir grup partili ile Fatih’in Otağı Hünkar Çayırında yaptığı basın toplantısı sonrası “ TOKİ bir Gasp Şirketidir” şeklinde açıklama yapınca belki de de konu ile uzaktan yakından ilgisi olmayan TOKİ’de bu tartışmaya dahil oldu.
Konu ile birinci derecede açıklama yapması gereken AK Parti teşkilatının da sessiz kalması kafalarda soru işareti bırakırken Hünkar Çayırının akibeti ile ilgili de başka hiçbir kurum ve kuruluşunda “ne olur ne olmaz başıma durduk yerde iş almayayım” diyerek topa girmemesi kuşkuları iyiden iyiye fazlalaştırdı.
Gebze ve Çevre ilçeleri direk olarak ilgilendiren Hünkar Çayırı ile ilgili söz söyleme yetkisi olanlar neden konuşmaz..? Bu alan ile ilgili olumlu yada olumsuz görüş neden ifade edilmez..? gibi sorular şu sıralar kafalarda daha fazla yer etmiş durumda.
Aslında CHP Kocaeli milletvekili Tahsin Tarhan’ın Hünkar Çayırında yaptığı açıklamalara Kocaeli büyükşehir Belediyesi tarafından cevaplandırıldığı an zaten mesele de bir an da açıklığa kavuşacaktır diye düşünüyoruz.
CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan Konu ile ilgili olarak şunları söylüyor “Hünkar Çayırı TOKİ’ye kesinlikle bırakılmamalı, Büyükşehir’e devredilip Kocaeli’nin ihtiyaçları doğrultusunda buralar planlanmalı diye düşünüyorum. Burası sadece CHP’nin gündeme getirmesiyle değil bütün partilerin, belediye başkanlarının, Büyükşehir Belediyesi’nin buraya sahip çıkması gerekir.
Burası tamamen iktidarın elinde. Yürütmeyi durdurma kararı diye bir şey yok. Sadece Özelleştirme İdaresi’ne devrinden vazgeçsinler. Kamu alanı, yeşil alan olarak korunması. Burayı durdurmak için planlamaya gerek yok. Zaten hedef koymuşlar 2020’ye kadar Özelleştirme İdaresi tarafından bu bölgeler özelleştirilecek diye. Bakanlar kurulu kararıyla vazgeçebilirler.
Buranın sürekli takipçisi olacağız. Zaten satış yapılsa da yerel belediyelerden, meclislerden izin alınması gerekiyor. Onun da takipçisi olacağız. Mahkemeye gideceğiz. Zaten yerel yönetimlerin haberi olsa bu sıkıntıları yaşamayız.”
Ben her zaman yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden yanayım. Sonuçta yerel yönetimlerde biz iktidar değiliz diye bakmamak lazım. Büyükşehir’in bir meclis kadrosu var. Muhalefet de var orada. En azından bu poje Büyükşehir meclisinden geçiyor. Büyükşehir meclisinden geçeceği için en azından orada ne yapıldığı, ne amaçla kullanıldığı ortada olacak. Orada muhalefet de yapabiliriz ama TOKİ’ye devredilen, Bakanlar Kurulu Kararı ile bu alan TOKİ’ye devredildiği zaman, ne Mimarlar Odası, ne yerel yönetimler, ne de muhalefet partileri hiçbir şey yapamıyor.
Önümüzdeki günlerde Fatih’in Otağı Hünkar Çayırı ile ilgili olarak daha doyurucu ve kamuoyunun tatmin edeceği bir açıklamanın yapılacağına inanıyoruz, Zira mesele artık yukarıda da belirttiğimiz gibi artık Gebze’yi, Kocaeli’yi aşmış TBMM’de konuşulur noktaya kadar gelmiştir.
İnşallah yapılacak bu açıklama kamuoyunu hayal kırıklığına uğratmaz ve Çağ açıp Çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet’in de kemikleri sızlamaz.
