Hayriye Toç ile özel röportaj

Son yıllarda hayatımızın merkezine yerleşen, hemen hemen her konuda destek aldığımız ve öngörüleriyle bizi şaşırtan bir alan olan Astrolojide ve Spiritüel alanlarda uzmanlaşan, yaptığı bütünleşmiş çalışmalarla daha çok ilişki/aile ve çocuklar üzerine danışmanlık veren, kendisini AstroSimyager olarak tanımlayan Hayriye TOÇ’a çalışma alanları ile ilgili merak ettiklerimizi sorduk.

Hayriye Toç ile özel röportaj
banner158
banner174

Duru Medya Grubu Nefes Gazetesi,Haber41,Haber24 Genel Yayın Yönetmeni Radyo, TV Programcısı Uğur GENCER sordu Hayriye TOÇ cevapladı.

AstroSimyager ne demek önce bundan ve kendinizden biraz bahseder misiniz?

Maddelerin birbirine karıştırılıp değiştirilmesini amaçlayan çalışmalara simya denir.

İlk olarak, Mezopotamya ve Eski Mısır'da görülen simya, dilimize Arapçadan geçmiştir.

 Simyada belirlenen temel amaç, maddeleri birbiri ile karıştırıp değiştirmek ve yeni bir madde meydana getirmektir.

Simyacılar; ateş, su, hava ve toprak elementlerini kullanarak saf altın elde etmeye çalışırlarmış.

Ben de Astroloji ilminin ve bazı Spiritüel öğretilerin rehberliğinde, 4 elementten var olmuş bu evrende, yine 4 elementten oluşan insanın, artık ona hizmet etmeyen yönlerinden arınıp kendinden yeni bir insan var edebilmesi konusunda bir çeşit simyacılık yapıyorum.  

Kendi çıkmazlarıma yol ararken fayda gördüğüm öğretilerden, almış olduğum profesyonel eğitimlerden ve kendi deneyimlediğim durumlardan harmanlayarak oluşturduğum metotlarla insanlara şifa oluyor,  yol gösteriyorum ve böyle simyager bir rehber olmak ruhuma çok iyi geliyor.

Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Ben astrolojiyi, deprem olacak, sevgilin seni terk edecek, başımıza korkunç felaketler gelecek vs gibi kehanetler için kullanan bir astrolog değilim.

Kişilerin kendinde aşamadığı sorunları, hayatında tekrar eden olumsuz döngüleri olduğunda, işinde başarıyı, ilişkisinde/evliliğinde huzuru/mutluluğu bulamadığında, çocuklarıyla sorunları olduğunda ya da çocuklarının sorunları olduğunda Astrolojiyi bir çıkış noktası olarak kullanıyorum. Öncelikle kişinin doğum haritasını çıkarıp bu âleme hangi potansiyellerle geldiğine bakıyorum. Hangi konularda sorun yaşaması muhtemel, kendini hangi alanda açığa çıkarması gerekir, bu dünyadaki sınavları ağırlıklı hangi konularda olacak gibi.

Eşler birbirini nasıl algılıyor, çocuk ebeveynlerini, ebeveynler çocuklarını nasıl algılıyor, hangi alanlarda çatışma yaşamaları olası, kişiler hangi alanlarda çalışma başarısı elde edebilir bunlara bakıyorum.

Haritanın bize anlattıklarına göre de danışanlarımla, “kendi potansiyelinin en iyisini nasıl açığa çıkarır” bunun yollarını çiziyorum. Birlikte verdiğimiz karara göre de; Regresyon, Nefes terapisi, Biyoenerji, Kadim Öğretiler gibi spiritüel alanlardan ve Doğal Taşlardan destek alarak, oluşturduğumuz yol haritasında ilerliyoruz.

Bazen bunların hiçbirine gerek kalmadığı da oluyor. Harita analizinde yaşanan farkındalık kendiliğinden birtakım şeylerin düzelmesine sebep oluyor.

Kimlerle çalışıyorsunuz? Danışmanlarınız daha çok hangi alan ve yaş grubundan? Daha çok kimler gelir size?

Kendinin simyacısı olmak isteyen herkes ve her yaş grubu diyebilirim.

Ancak en çok heyecan duyduğum ergenlik çağındaki gençlere danışmanlık vermek.

Onlar henüz şekil almamış bir hamur, hayatın acemisi, deneyimleyerek öğreniyorlar, anlatamadığını ya da anlaşılmadığını düşünerek içine kapanıyor, belki isyankâr oluyor, belki sessiz kalıyorlar.

Onları haritalarından okumak, hayatı, ailesini, çevresini nasıl algılayabildiğini, neler yaparsa kendini daha iyi hissedeceğini anlatmak, zayıf ve güçlü yönleri hakkında bilgi vermek ve sonunda gözlerindeki endişenin yerini tebessüme bıraktığını görmek tarifsiz mutluluk.

Yolunda gitmeyen ilişkiler ya da yeni başlayan ilişkilerle ilgili analiz yapmayı da çok seviyorum ve çok tavsiye ediyorum.

Kişiler birbirini nasıl algılıyor, hangi transit bizi birden âşık etti? Ya da birden aramızı bozdu? Bu aşılabilir mi? Kadersel mi? Vs vs gibi o kadar çok nokta var ki bakabildiğimiz.

Bu analizler ve çalışmalar bazen bitmek üzere olan ilişkilerin eskisinden daha iyi toparlanmasına, ille bitecekse de daha saygı çerçevesinde bitmesine yol açıyor. Nihayetinde kimse kimseye karma oluşturmadan sorun çözülmüş oluyor.

Peki, bu değişim, şifalanma ya da iyileşme olarak adlandırdığımız durum nasıl gerçekleşiyor? Ne oluyor da tüm bu sorunlar düzeliyor?

Ruhumuz aydınlanıyor J Daha basit tanımıyla ayılıyoruz.

O zaman kadar uykuda olana bilincimiz uyanıyor.

Farkındalık kazanıyoruz.

Ruhsal uyanış ya da aydınlanma dediğimiz şey, bilinçte gerçekleşen ani bir açılım veya değişimdir.

Bilincin evrimidir.

Ben buna, “Levh-i Mahfuz’un kapağını aralamak” diyorum. Yani; insanın kendi hakikatinde kayıtlı olan bilgileri hatırlaması, o bilgilere ulaşmadaki ilk adım.

Zihinden bilince geçiş evresi.

Ruhsal uyanış bizim daha çok zihin/bilinç ayrımını yapabildiğimiz ve farkındalıkla, egomuzu kontrol ederek hareket ettiğimiz bir durumdur.

Kendi doğum haritamıza baktığımızda ve bunu doğru analiz ettiğimizde görüyoruz ki, sürekli şikayet ettiğimiz eşimiz, çocuğumuz, ailemiz şikayet ettiğimiz o kişiler değil de başkaları da olsa biz bunları yaşayacakmışız zaten. Böyle olunca önce karşıdakini suçlamaktan vazgeçiyoruz. Yaşadıklarımızı kabule geçiyoruz ve şifalanma tam olarak orada başlıyor. Sonrasında yine haritanın bize gösterdiği yollardan ilerleyerek ve gerekli çalışmaları yaparak olumsuz döngülerimizi kalıcı olarak ortadan kaldırabiliyoruz.

Nasıl çıktınız bu yola?

Ben 17 Ağustos 1999 depremi sonrası bir türlü tedavi edilemeyen bir panikatak ve anksiyete bozukluğu yaşadım. Hayatımın 1 yılı her anlamda kabus gibi geçti. O dönemde tasavvufla tanıştım ve iyileşmeme sebep oldu. O gün bu gündür de içerisindeyim. 

Sonrasında hayat beni maddi manevi çok yönlü ve çok zorlu sınavlara tabi tuttu. “Neden bunlar hep benim başıma geliyor” diye hayıflanıp kurban rolünde yaşadığım dönemlerde elime geçen bir kitap bana spiritüel dünyanın kapılarını açtı. Okumak uygulamak yetmedi, benzer sorunları yaşayanlara da rehber olmak istedim.

Profesyonel eğitimler serüvenim başladı.

Kadim bilgelik okulundan eğitimler aldım. İki farklı ekolden biyoenerji eğitimi aldım. Nefes hayatıma çok güzellikler kattığı için nefes eğitimi aldım. Yaşam koçluğu, Spiritüel koçluk, Regresyon, Access Bars, JAAS eğitimleri aldım. Doğal taşların dünyasını tanıdım.

Bir yandan seanslar yapıp, bir yandan da içsel olarak; “burada bir şey eksik ama ne” diye diye ilerledim.

İbn-i Arabinin astroloji, yıldızlar, evren ve insan bağlantıları üzerine kitaplarını okuduğumda Astroloji eğitimi almaya karar verdim. Klasik Batı Astrolojisi ve Tasavvuf Astrolojisi eğitimleri aldım.

Evet sorunlarımız vardı, birçok çözüm alternatifi de vardı uyguluyor ve iyi sonuçlar alıyorduk ama bazen başa döndüğümüz oluyordu. Eksik olan şey yaradılış potansiyelimizin bilgisiydi, bu aleme gelirken üstlendiğimiz misyon bilgisiydi ve bunu en iyi gösteren ilim Astrolojiydi. Tüm eğitimlerim ve tüm bilgilerim Astroloji ile bambaşka bir anlam kazandı ve gerçekten daha net faydalar sağladığını gözlemliyorum.

Daha çok kişiye fayda sağlayabilmenizi temenni ediyor ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Konular o kadar derin ki! Derya deniz. Ne anlatmakla ne de çalışmakla bitecek türden değil. Her seansta, her haritada, her yeni insanda ben de yepyeni şeyler keşfediyorum.

Haddime değil ama insanlara naçizane tesviyem; sorunlara değil çözüm olasılıklarına odaklanmaları, başımıza gelen her şeyin sorumlusu biziz. Değiştirmemiz ve değişmesi gereken tek kişi kendimiziz. Biz değişirsek dünya değişir. Hayatlarının bir evresinde ve mümkünse çok geç olmadan mutlaka doğum haritalarını analiz ettirsinler. Kendilerini tanımak hayatlarında birçok güzelliğin kapsısını açacaktır.

Güncelleme Tarihi: 04 Ocak 2022, 17:20
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER