Türk Eğitim- Sen 2 No'lu Şube Başkanı Kürşad Türkcan’dan Açıklama

2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılı başlıyor. Öncelikle öğretmenlerimize, eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize başarılı bir eğitim-öğretim yılı diliyoruz.

Türk Eğitim- Sen 2 No'lu Şube Başkanı Kürşad Türkcan’dan Açıklama
banner158
banner174

2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılı başlıyor. Öncelikle öğretmenlerimize, eğitim çalışanlarımıza ve öğrencilerimize başarılı bir eğitim-öğretim yılı diliyoruz.

Okullarımızda ders zili yine sorunlarla çalıyor. Bu sorunların başında öğretmen yetersizliği geliyor. Bilindiği gibi 1 Eylül tarihi itibariyle 45 bin öğretmenimiz göreve başladı. Ancak bu atama da, var olan ihtiyacı karşılamıyor. Ücretli öğretmenler ders başına ücret alırken, bu arkadaşlarımızın sigortası yatmamakta, diğer öğretmenlerimizin sahip olduğu haklardan faydalanamamaktadır. Adeta modern bir kölelik düzenini anımsatan bu uygulama ile öğretmen açığı giderilmeye çalışılırken, bu uygulamanın eğitime kaybettirdikleri ise hiç göz önüne alınmamaktadır. Dolayısıyla öğretmen açığının ücretli öğretmenler ile giderilmesini istemiyoruz. Deprem bölgesindeki ihtiyaç ve 80 bine yakın ücretli öğretmen görevlendirmesi göz önüne alınarak, Cumhuriyetimizin 100. Yılında tam 100 bin atama müjdesi bekliyoruz.

Türk Eğitim-Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili görüşlerimizi Anayasa Mahkemesi’nde dile getirmiştik. Yüksek Mahkeme de sendikaların görüşlerini dinlemesinin ardından kanunda yer alan bazı hükümlerin iptaline karar vermişti. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını kanunun zenginleştirilmesi açısından fırsat olarak gördüğümüzü bildirmiştik. Okulların açılma arifesinde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kanunda yapılacak düzenlemelerin öğretmenlerin taleplerini alarak şekillendirileceğini, yasal düzenleme gerekiyorsa bu yönde adım atacaklarını açıkladı. Tekin’in açıklamaları bu sürecin çok uzamayacağı, kanunun sahipsiz kalmayacağını ortaya koymaktadır. Bu noktada; TBMM açıldığında, zaman kaybetmeden gerekli düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz. Umuyoruz ki kanun, adına yakışır şekilde zenginleştirilir ve öğretmenlerimizin beklentileri karşılanır.

Kanunla ilgili temel taleplerimiz bakidir:

Yeni kanun adına yakışır bir şekilde öğretmenlerimizin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri kahır ekseriyetle ihtiva etmelidir.

Sınav kaldırılmalı; 5 yılını dolduran öğretmenlerimiz uzman, 10 yılını dolduran öğretmenlerimiz başöğretmen unvanı almalıdır.

Yönetici atamalarında mülakat kaldırılmalı, tüm atamalarda sadece yazılı sınav puanı esas alınmalıdır.

Elverişsiz bölgelerde görev yapmayı teşvik etmek amacıyla Zorunlu Hizmet Tazminatı getirilmelidir.

Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçmek amacıyla caydırıcı ve önleyici müeyyideler getirilmelidir.

Aile bütünlüğünün korunması için il içi ve il dışı mazeret tayin talepleri karşılanmalı, il/ilçe emri uygulaması getirilmelidir.

Sözleşmeli öğretmen olarak görev yaparken, kadroya geçen öğretmenlerimiz ne yazık ki 3 yıllık hizmet süresini tamamlamadığı için tayin hakkından yararlanamamaktadır. Aile bütünlüğünden yoksun olarak görev yapan bu öğretmenlerimiz büyük mağduriyet yaşamaktadır. Dolayısıyla yapılması gereken; bu öğretmenlerimize de il/ilçe emri hakkı getirilmesi ve bu arkadaşlarımız aileleri ile birleştirilmesidir.

Okullarda yardımcı hizmetli personel eksiği ciddi şekilde hissedilmektedir. Ekim 2022 itibariyle MEB’de görev yapan hizmetli personel sayısı 26 bin 939, norm kadro sayısı ise 42 bin 814’tür. 15 bin 875 kadro boş şekilde beklemektedir. Bu da kadroların yüzde 37’sinin boş olduğu anlamına gelmektedir.

MEB her yıl İş-Kur’dan personel temin etmektedir. Bu noktada yapılması gereken her yıl İş-Kur’dan personel talep etmek yerine, MEB’in kendi yardımcı hizmetli personelini okulların ihtiyaçlarını göz önünde bulunduracak şekilde yeterli sayıda istihdam etmesidir. Bu noktada öncelikle boş normlar doldurulmalı, ardından norm kadro sayıları ihtiyaca göre artırılarak, alım yapılmalıdır.

Okullarda ciddi bir güvenlik görevlisi açığı da vardır. Güvenlik görevlisi istihdamı “lüks” olarak görülmemelidir. Okul içindeki şiddet gibi olayların önüne geçmek, okul çevresinde oluşabilecek riskleri bertaraf etmek, yangın anında destekte bulunmak, kısacası okulda hem öğrencilerin hem de eğitim çalışanlarının güvenliğini sağlamak için güvenlik görevlisi istihdamı ciddi öneme sahiptir. Bu nedenle MEB’in her okulumuza güvenlik görevlisi tahsis etmesini talep ediyoruz.

7. Dönem Toplu Sözleşme ne yazık ki hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Hükümetin yaptığı zam oranı memur ve emeklilerin beklentilerini karşılamadı. Kira fiyatları fahiş şekilde artarken, neredeyse her gün benzine zam yapılırken, aylık gıda masrafı 10 bin TL’nin üzerindeyken, doğalgaz ücretleri cep yakarken, yoksulluk sınırı 39 bin TL’ye dayanmışken, yıllık enflasyon yüzde 58,94 iken, toplumun tüm kesimlerinin olduğu gibi kamu çalışanlarının da aldığı maaş ile geçinmesi, hatta temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi artık mümkün değildir. Buradan hareketle, çalışanları düşük ücretlere mahkûm etmek, ekonomik sorunlar ile baş başa bırakmak onları adeta hayata küstürmekle eşdeğerdir. Unutulmamalıdır ki; başta öğretmenlerimiz olmak üzere tüm eğitim çalışanlarımızın hak ettiği maaşı alması, onların huzurlu çalışmasının ön koşuludur.

Her eğitim-öğretim yılı başında verilen Öğretime Hazırlık Ödeneği 1400 TL olarak belirlenmiştir. Eğitimcilerimizin 1400 TL ile kırtasiye ya da kitap gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değildir. Dolayısıyla Türk Eğitim-Sen olarak bu miktarı yeterli bulmuyoruz. Talebimiz; Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği’nin bir asgari ücret tutarında ve tüm eğitim çalışanlarımıza ödenmesidir.

Beyaz önlük tartışması kamuoyunun gündemindedir. Bilindiği gibi bu konu ilk olarak MEB’in öğretmenlerin beyaz önlük giymesi için teşvik edilmesine yönelik yazısı ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Beyaz önlük uygulamasının yine valiliklerimizce teşvik edilmesini arzu ediyoruz” açıklamalarıyla gündeme gelmiştir. Tekin “tavsiye kararı aldık” desek de, bu konu öğretmenlerimizi rahatsız etmiştir. Zira bu tavsiye kararının bazı kesimler tarafından birilerine şirin görünmek adına öğretmenlerimizin karşısına “dayatma” olarak çıkarılmasından endişe ediyoruz. Yukarıda da saydığımız gibi eğitimin ve eğitim çalışanlarının yığınla sorunu varken, eğitimciler ekonomik çaresizliğe yenik düşerken, eğitim sisteminin dünya ülkeleri ile rekabet edebilecek konuma getirilmesi için gayret sarf edilmesi gerekirken, beyaz önlük tartışmaları ile bunların gölgelenmesini doğru bulmuyoruz. Ülkemiz önemsiz, sığ, fayda sağlamayacak tartışmalara çekilmemeli, eğitimcilerin görevlerine odaklanmaları engellenmemelidir. Şayet beyaz önlük dayatma halini alırsa çok net söylüyoruz ki, öğretmenlerin motivasyonu, çalışma barışı bozulur, hizmet verimliliği sekteye uğrar.

MEB, Talim ve Terbiye Kurulu kararıyla “İlköğretim Haftalık Ders Çizelgesi”nde değişiklik yaptı. Seçmeli dersleri kapsayan bu değişiklik, okulların açılmasına çok kısa süre içinde gerçekleşti. Dolayısıyla ders çizelgelerindeki değişikliğin zamanlaması hiçbir hazırlık yapılmadığı için doğru olmamıştır. Bu değişiklik, norm açığı oluşturduğu gibi, bazı öğretmenlerimizin norm fazlası duruma düşmesine neden olacaktır. Ayrıca bazı dersler ile ilgili kitap da mevcut değildir. Paydaşlara hiç danışılmadan alınan bu karar, hayata geçmesi durumunda uygulamada ciddi sorunlar oluşturacaktır. Daha somut ifade etmek gerekirse; ortaokullarda seçmeli Matematik ve Bilim Uygulamaları dersleri ayrı iki seçmeli ders iken ve bunlara ait kitaplar mevcutken, yapılan bu değişiklik ile bu iki ders birleştirilip tek seçmeli ders haline getirilmiştir. Böylece Matematik veya Fen Bilimleri Öğretmeni normlarını etkilemesi bir yana bu dersi seçen öğrencilerin kullanacağı bir kitap da şu an için basılmış değildir. Ortaöğretim Kurumlarında Almanca dersinin zorunlu olmaktan çıkarılması ve seçmeli hale getirilmesi de bu branş da görev yapan bir çok öğretmenimizin norm fazlası duruma düşmesine yol açacaktır. Dolasıyla çizelge değişikliğinin hem zamanlaması yanlıştır hem de bununla ilgili yeterli hazırlık yapılmamıştır. Dolayısıyla bu değişikliğin uygulanması ertelenmelidir. Gerekli hazırlık ve planlamalar yapılmasının ardından ders çizelgesi değişikliği hayata geçirilmelidir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Türk Eğitim- Sen 2 No'lu Şube Başkanı Kürşad Türkcan

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER