Avrupa Birliği Eğitim Forumu

AB Türkiye Delegasyonu'nun desteğiyle, AB Bilgi Merkezleri Ağı tarafından Kocaeli'de düzenlenen "Avrupa Birliği Eğitim Forumu"nda, "AB-Türkiye İlişkilerinde Mevcut Durum" başlıklı söyleşide konuşan Szombati, çok istikrarsız bir bölgede olmasına rağmen Türkiye'nin çok istikrarlı bir ülke olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği Eğitim Forumu
banner158
banner174
 Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Bela Szombati, Türkiye'nin geçmişe göre mültecilerle mücadele etmeyi daha zorlu bulduğunu ve bunu anlayışla karşıladıklarını belirterek, "AB üyesi ülkeler olarak daha fazla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Geçen ekim ayında anlaşma sağlandı. AB üyesi devletler tarafından,Türkiye'deki mülteciler konusunda iki kademeli olarak 6 milyar avroluk bir destek sağlanacak." dedi.

TÜRK HALKININ HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIĞINI BİLİYORUM
Bela Szombati, 
Türkiye'nin, AB üyesi devletlerle iş birliği içinde, bir arada hareket etmesinin istikrarını güçlendireceğini ve zorlu sorunlara karşı barışçıl çözümler üretebileceğini savundu. Türkiye'nin, "AB'ye katılım sürecinin yavaş ilerlediği" yönündeki eleştirilerine katıldığını ifade eden Szombati, "Katılım sürecinin yavaş olduğuna dair Türk dostlarımın şikayetlerini duyuyorum. Bu konuda Türk halkının hayal kırıklığı yaşadığını biliyorum. Ama şunu unutmamamız lazım. 33 fasıldan 14'üncüsü şimdi açıldı, 15'incisi de açılma yolunda. Bir kaç hafta içinde açılacak. Süreç canlı. Bu süreçte Türkiye'nin ilerlemesine katkıda bulunmak için elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerekiyor." şeklinde konuştu.
SİYASİ ENGELLER VAR
Türkiye'nin, 
AB'ye katılım sürecinin daha hızlı olmasında teknik konuların dışında, Kıbrıs konusu gibi bazı siyasi engellerin de olduğunu vurgulayan AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Szombati, "Lütfen, gazetelerde okuduğunuz her şeye inanmayın. Radyoda duyduğunuz, televizyonlarda yada sosyal medyada gördüğünüz her şeye inanmayın. Bu 'siyasi engeller kaldırılsa, Türkiye yarın AB üyesi olur, yada dün olurdu' gibi söylenenlere inanmayın. Bu, böyle değil. Teknik kriterler çok zorlu, karmaşık ve çok uzun süre alıyor. Türkiye bu kriterlerin hepsini yerine getirmiş değil bugün. Evet, Türkiye'nin katılımı siyasi bir mesele ama aynı zamanda teknik bir meseledir." diye konuştu.
TÜRKİYE MÜLTECİLER KONUSUNDA YALNIZ DEĞİL
Türkiye'nin mülteciler için özellikle 
Suriye'den gelenler için geçtiğimiz 5 yıl boyunca yaptıklarını takdirle karşıladıklarını kaydeden Bela Szombati, şöyle devam etti:  "Bu noktada Türkiye yalnız değil. Mesela Almanya mülteciler için Türkiye'nin harcamalarından daha fazla harcama yaptı. Türkiye geçtiğimiz 5 yıl boyunca yaklaşık 9 milyar avro harcadı bu konuda. Almanya ise mülteciler için 10 milyar avronun üzerinde harcama yaptı. Türk basınından, Türkiye'nin 9-10 milyar avro harcadığı, ancak AB'nin 450 milyon avro verdiği yönünde haberler duyuyorum. Aslında çok daha fazlası sağlandı ama bu önemli değil. Önemli olan AB üyesi devletlerin, Suriyeli mülteciler için 5-6 milyar avro harcamış olması. Ama bu paranın büyük bir bölümü Türkiye'ye doğrudan verilmedi,Türkiye'de harcanmadı. AB'nin desteği en zor durumda olanlara gider. Bu kişilerSuriye'deki Suriyeliler oldu. Bu 5-6 milyar avronun büyük bir bölümü Suriye, Ürdün veLübnan'daki Suriyelilere gitti."
6 MİLYON AVROLUK DESTEK SAĞLANACAK
Szombati, 
Türkiye'nin artık geçmişe göre mültecilerle mücadele etmeyi daha zorlu bulduğunu ve bunu anlayışla karşıladıklarını belirterek, "AB üyesi devletler olarak daha fazla şeyler yapmaya çalışıyoruz. Geçen ekim ayında anlaşma sağlandı. AB üyesi devletler tarafından, Türkiye'deki mülteciler konusunda iki kademeli olarak 6 milyar avroluk bir destek sağlanacak. Bu destek farklı yöntemlerle ve yollarla sağlanacak. İlk etapta önümüzdeki yıl 3 milyar avro verilecek. Bu para akıllı bir şekilde harcanırsa, ikinci bir 3 milyar avroluk bir imkan doğacak. Bu da 2018'de yapılması planlanıyor. 1 milyar avroAB kurumları, 2 milyar avro ise AB ülkelerinden gelecek. Bu paralar mültecilere acil destek ile eğitim için harcanacak
GÖÇÜ TÜRKİYE DURDURABİLİR
AB için önemli olan mülteci akınının düzenlenmesi ve ekonomik göçmenlerin mültecilerden ayırt edilmesidir. Ekonomik göçün var olmamasını söylemiyorum. Mültecilerin ve ekonomik göçmenlerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyorum. Mültecilere yardım etmek bizim hem ahlaki hem de hukuki görevimiz. Ekonomik göçmenlere yardım etmek değil. 500 bin kişinin, 1 milyon kişinin 
AB ülkesine bir anda giriş yapmamasını sağlamamız lazım. Bu yüzden AB-Türkiye anlaşması devreye girdi. Bu anlaşma çerçevesinde Türkiye'nin, AB'ye bu düzensiz göçü durdurmak için elinden geleni yapacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
TERÖR TANIMI AYNI OLMALI
AB 
Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Szombati, vize serbestesi için yerine getirilmesi gereken 72 kriterin olduğunu, yerine getirilmeyen 2 kriterin kaldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:  "Bunlardan biri terör tanımı. Bu kriter Türk devletinin terörle ve terör gruplarıyla olan haklı mücadelesini sonlandıracak, bundan alıkoyacak bir şey değil. İstenen bir terör tanımı. Bu tanımın AB'deki terör tanımına yakın olması isteniyor. Avrupa tanımında, doğrudan şiddete teşvik olmadıkça kimse yazdıklarından veya söylediklerinden dolayı yargılanamıyor. Gazeteciler ve akademisyenler hapse atılamıyor. AB'nin isteği bu." 19 ilden gelen 120 öğretmen, eğitimci, akademisyen, gazeteci ve STK temsilcisinin katıldığı forum, bugün tamamlanıyor

Güncelleme Tarihi: 01 Haziran 2016, 14:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER