Elbette doğru ,doğru istihbarat bu saçma kalkışmayı önleyebilirdi.
Ancak , istihbarat zaafiyeti gösterenler ve diğer sorumlu hiçbir bürokrat ve bu birimlerin bağlı olduğu bakanlar istifa etmemiş veya görevden alınmamış olması , bize çok olağan ve şaşırtıcı geldi. Zannederim herkes de aynı şeyleri düşünmüştür. Tabii biat edenleri ayrı tutuyoruz.
Demek ki bu ülkede bu önemli yerlere ,şimdikilerden daha güvenilir birilerinin getirilmesi gündem de yok. Hala herhangi bir kıpırdama mevcut değil.
Fakat ,biraz düşününce neler oluyor ? Bu TC devleti nasıl bu duruma düşürülebilir?
Kurtuluş Savaşında yedi düvelle baş eden ,o kısıtlı imkanlarla Osmanlı'nın küllerinden yeni bir devlet kuranları ve becerilerini anmamak elde değil.
Kurtuluş Savaşında yedi düvelle baş eden ,o kısıtlı imkanlarla Osmanlı'nın küllerinden yeni bir devlet kuranları ve becerilerini anmamak elde değil.
TC Devleti, her Türk evladının yüreğinde ,beyninde her zaman büyük devlet algısı ile hayat bulur.
Böyle bir büyük devlet bu hale nasıl geldi? Askeriye içindeki bu karmaşa ve ihtilale teşebbüs eden bunca hainin varlığı ,ülkesini seven herkesin , hepimizin beyninde fırtınalar estirdi.
Balyoz davalarında ve Silivri’ye taşınan ordumuzun güzide elemanlarının hepsinin suçsuz çıkmaları bizi rahatlattı ,ancak bu komutanları oralarda perişan eden güç nasıl bir güçtü? Devleti yönetenler bu komutanlarımızın ve ailelerinin feveranına hiç ses vermedi,kulak asmadı mı ?
Herkes zaten bir şeyler olacak ama ne olacak düşüncesindeydi .İşte gelinen nokta da Türkiye Cumhuriyeti ve ordumuz büyük yara aldı. İhtilale kalkışanların düştükleri aciz durum ,hepimizde ;Türk askeri böyle nasıl olur,bunların beynini kimler yıkadı?
O ağacın üzerine , üzeri çıplak olarak çıkıp gizlenen askerin ailesi şimdi neler düşünüyor? Veya meclisi bombalayan ,insanlarımızın üzerine bomba yağdıran beyni başkalarınca satın alınmış askerin ailesi şu an ne durumda? Bana göre tüm ailelerin psikolojik desteğe ihtiyaçları vardır ,düşüncesindeyim.
Siyasi iktidarın bu gelişmelerden sonra , ordumuzun yapısındaki yapacağı değişmeleri, ilgili kişiler ,orduyu itibarsızlıklaştırmak olarak değerlendirmektedirler. Ülkemizin geleceği açısından ,güçlü Türk Ordusu'nun dünyadaki bıraktığı algı bakımından bu durumu oldukça riskli görmemek elde değil. Türkiye öyle bir yerde ki her tarafı Türk düşmanlarıyla dolu. Bakınız ezeli düşman İngiliz hemen donanması ile Kıbrıs açıklarına yığınak yaptı.''Su uyuyor ama düşman uyumuyor.''
Türkiye Cumhuriyeti'ni, Türk milletinin bağrından çıkan Türk ordusu kurmuştur. O yüzden ordumuzun tepeden başlayarak ,birimlerini sivil bakanlıklara bağlamak sakıncalıdır ve ordumuzu zayıflatır.
Örneğin ,ileride bir koalisyon olsa ve de ordumuzun önemli bir biriminin PKK ya yakın bir partiye bağlandığını düşünürsek ,felaket değil midir?
Sivilleştirme adı altında ,Askeri Liselerin ve Harp Akademilerinin kapatılması, askerlik ruhunu öldürmez mi?
15 Temmuz sonrasında oluşan milli birlik ve beraberlik ruhunu ,Demokrasi ve Cumhuriyetin kazanımlarını , Mete Han 'dan beri oluşula gelmiş askeri kültürümüzü , yeniden çağdaş medeniyetin nimetlerinden faydalanılarak ,daha da güçlü hale getirmeliyiz. ..
Bilinmelidir ki; Dünyada en çok haini olan bir ülkeyiz. Dört yanımız ise it tuzakları ile doludur !!!
Güncelleme Tarihi: 04 Ağustos 2016, 20:00
