Türkiye’de son dönemlerde herkesi esir alan “tahammülsüzlük” ister istemez bizimde mensubu olduğumuz hareket içerisinde yer bulmuş olmalı ki arkadaşlarımızı yazımızın tamamını okumadan sadece yazı başlığına bakıp yorum yapılacak bir noktaya kadar getirmiş.
Tekrar belirtiyoruz biz Ülkücüyüz ve halen MHP’nin kayıtlı üyesiyiz, 01 Kasım tarihinde MHP’nin aldığı başarısız sonuç üzerine o günden sonra hiç eğip bükmeden “MHP bu yapı ile yoluna asla devam edemez parti yönetiminde mutlaka bir yenilenmeye gidilmeli” şeklindeki fikrimizi o gün bu gündür sözümüzün dikkate alındığı her platformda tekrarlayıp duruyoruz.
Dün bu sütunlarda Meral Akşener ile ilgili yazımızı yazmadan önce pek çok görüşme yaptığımızı, MHP içerisinden yada dışarıdan pek çok vatandaşımızla sohbet ettiğimizi, bir siyasetçi değil de bir gazeteci olarak toplumun nabzını tutmaya çalıştığımızı sonrasında ise topladığımız görüşleri yine bu sütunlardan sorumlu bir gazeteci olarak kamuoyu ile paylaştığımızı belirtmiştik.
Bir kez daha belirtiyoruz, bizim MHP’de şu an üyelikten başka hiçbir etkinliğimiz yoktur, hiçbir adaya angaje değiliz, Sürecin başlamasından itibaren hiçbir adayın toplantısına katılmadık, hiçbir aday ile telefon görüşmesi bile yapmadık, bu dönemde olaylara daha geniş bir perspektiften bakma yoluna gittik.
Meseleye bir partili olarak bakıldığında ister istemez ortaya bir “Duygusallık” çıkıyor, ortaya çıkan bu duygusallık ta ister istemez bizi gerçeklerden uzaklaştırıyor, Kimin Genel başkanlığı hak ettiğinden çok gönlümüzden geçen ismin genel başkanlığını talep etmek gibi bir yanlışlığa düşüyoruz.
12 Eylül 1980 öncesini ve sonrasını bire bir yaşayan bir partili olarak Türk milletinin ilk seçimde MHP’’yi iktidar yapmak istediğini ancak MHP’nin yıllar yılı iktidar olmak gibi bir derdinin olmadığını gören seçmenin mecburen başka siyasi partileri “kerhen” iktidar yaptığını da geçen yıllar içerisinde artık çok net bir şekilde müşahade ediyoruz.
Dikkat edilirse özellikle son 3-4 seçimdir her kafadan bir ses çıkmasına rağmen seçimler öncesi görev yapan Araştırma şirketlerinin ortaya koyduğu rakamların seçim sabahı nerede ise milimi milimine tuttuğunu görüyoruz.
İşte son 3-4 seçimi milimi milimine bilen Araştırma şirketleri bundan sonrası için siyasette Türkiye’nin yeni liderinin Meral Akşener olacağını ve MHP’nin iktidarının ancak Meral Akşener’in genel başkanlığı ile mümkün olabileceğini söylüyorlar.
Parti içerisinde bizim bu yazdıklarımıza inananlarda olabilir, Gayriciddi olarak değerlendirenlerde çıkabilir ancak unutulmasın ki bizde bu toplumun bir ferdiyiz ve ortalama bir Türk insanının yaşadığı hayatı bizde yaşıyoruz.
Bizim yayın yolu ile partilileri etkilemek ve bir algı yaratmak gibi niyetimizde yoktur, öyle bir gücümüzde asla yoktur, şu an MHP’de Genel başkan adayı olan isimlerin aşağı yukarı bir tamamı kadar belki de daha fazla Ülkücü Harekete hizmetimiz vardır ama bunlar tabi ayrı meseledir.
Meral Akşener’in bizim yazacaklarımıza ihtiyacı da yoktur ancak sorumlu bir gazeteci olarak bizimde topluma karşı en azından Kurultay salonunda Genel başkanlık için oy kullanacak partililere karşı bir sorumluluğumuz vardır ve bizde bu sorumluluğumuzu yerine getirmenin gereğini yapmakla mükellefiz.
Önümüzdeki günlerde MHP’nin yeni Genel başkanının kim olacağı ile ilgili karar daha fazla netleşecek, Türk siyasetinin hapsedildiği çemberin içerisinden çıkabilmesi adına güçlü bir MHP’ye olan ihtiyaçta her geçen gün biraz daha artmaktadır.
MHP etrafında oluşturulan kuşatmayı yarabildiği takdirde bundan bütün Türk milleti faydalanacaktır, Nerede ise 20 yıldır dinlenmeye çekilen MHP’nin yeniden Türk siyasetine geri dönmesinin başlangıcı olacak Tüzük Kurultayı da bu açıdan çok büyük önem arzetmektdir.