Baskıdan yana değilim, dayatmadan ve zulümden de…
 
Fikirlerine, görüşlerine, düşüncelerine müdahale etme taraftarı da değilim
insanların! Özgür irade ile fikirlerini, düşüncelerini, inançlarını insanların ifade etmesi gerekiyor.
 
Bütün bunlara bir söyleyeceğim diyeceğim yok.
Ama eğer özgürlüğünüzün sınırı bir başkasının özgürlüğünün başladığı yerde bitmezse, kaos oluşuyor, kavga çıkıyor.
Bu biraz da ülke sınırı gibi bir şey…
Sizin topraklarınıza, hava sahanıza yabancı bir cisim geldiğinde müdahale etme hakkınız doğuyor.
Buna hukukçular ‘Meşru müdafaa’ diyorlar.
Hâlbuki gerektiğinde nota, gerektiğinde silah ile karşılık verdiğimiz bu durumu normal karşılıyoruz.
 
Peki, televizyon dizileriyle toplumu kargaşaya, ahlaki çöküntüye, yanlış kültürlere yönlendiren yapımcılara nota vermek gerekmiyor mu?
 
Radyo televizyon üst kurulu kısaca RTÜK çekingenlikten mi, korkudan mı, saygıdan mı neden bilinmez, pek bir müdahale de bulunmuyor.
Ya da bulunuyor da biz haberdar olamıyoruz.
Necip Fazıl’ın dediği gibi, ‘Kariha’sını kaybetmiş bir topluma mı dönüşüyoruz?’
 
Kesinlikle sansürden yana değilim, bilakis karşısındayım.
Ama akşam televizyonun karşısına oturduğumda, kimse kusura bakmasın, babasının sevgilisiyle düşüp kalkan ve teyzesiyle, halasıyla münasebeti olan bir adamı ( anlatmak istediğimi herkesin anlayacağını umduğumdan ) görmek, izlemek, duymak istemiyorum.
 
Türk toplumu hiçte orada gösterildiği gibi malikânede, lüks içinde yaşayan ve birbirleriyle kıyasıya her türlü abeslikle savaşan iki aileden oluşmuyor!
Ya da gecekondular da kötü insanlar yaşamıyor. Bu dizileri yazan, yöneten, çeken arkadaşların oluşturmak istedikleri algıları da istemiyorum.
Türk toplumunda herkes evine ayakkabısını çıkartıp girer.
Şimdi sanırım %3’ü evine ayakkabıyla girer oldu!
Olsun onlar girebilirler, girsinler ama başkalarını da buna özendirmesinler.
Bu benim toprağıma, kültürüme bir müdahaledir.
Mizah, mizansen, drama yapılabilir ama yaşam biçimine dönüştürülemez, çok tehlikelidir.
Dahası ne yazık ki yıllardır Amerikan sinema filmleri izleye izleye kültürümüzü, gelenek, görenek, örf, adet ve töremizi kaybettik.
Kültür emperyalizmi böyle bir şey!
Sizi alıp koca bir denizde boğuyor, arada ceviz kabuğu sesler çıkıyor.
Milli görüşçüler, milliyetçiler, ülkücüler, ulusalcılar ceviz kabuğu kadar ses veriyor nedense!
Türk İslam geleneğine, kültürüne, uygun bir şeyler bulamıyoruz.
İşte burada adına kısaca RTÜK denen kurumun daha ince eleyip sık dokuması taraftarıyım.
Kesinlikle sansüre karşıyım ama hava sahama müdahale eden bu kesimlere de lütfen geri çekilin deme hakkım da var sanıyorum.
Gelecek eleştirilere göre var mı yok mu anlayacağım.