Öyle ileri geri konuşmanın da faydasını göremiyorum. Ekrana çık , köşende yaz, eşe dosta söyle savaşmanın mantığı yok. Bıçak kemiğe dayanırsa zaten yapacak bir şey kalmaz Ancak şimdi gaza gelmenin ,savaşırım demenin ortalığı germenin faydası sadece bu meseleyi oraya taşımak isteyenin ekmeğine yağ sürmekten başka işe yaramaz.
Önce istihbarata sonra kolluk kuvvetlerine büyük iş düşüyor. Şu ikinci kez tekrarlanmak istenen oyun hamlelerini boşa çıkarmak için ellerinden gelenin daha fazlasını yapmak zorundalar.
Okuduklarım sanki daha dün yaşanmışçasına aklımdan bir film şeridi gibi geçiyor.
Osmanlı imparatorluğu vahşi batılılar tarafından parçalanmak üzere masaya yatırılmış. Topraklar paylaşılmış ülke kaosa ,karışıklığa ,kargaşaya düşürülmeye çalışılıyor.
Abdülhamid son oyunlarını oynuyor manevralarını yapıyor. Tedbirler sıklaştırılıyor, Suikastlar, terör, kargaşayı engellemek üzere tedbirler alınmaya çalışılıyor. Muhalifler her türlü entrikayla saldırıya geçiyor. Padişahı tahttan indirmek için her gün başka bir eylem deniyorlar. Ülke toprak kaybetmenin eşiğinde ,yerli işbirlikçiler ,yabancı güçler, çeşitli azınlıklar ülkenin altını oyuyorlar.
Matbuat, gazeteler, ajanlar, elçiler, sefirler ,istihbaratçılar cirit atıp provokasyon iç karmaşa çıkarmaya çalışıyor. Çok kez başarılı oluyorlar da.
Padişah çaresiz ne yana dönse yalnız .İdaresindeki paşalardan çoğu mandacılık peşinde.
***
Aradan yüzyıl geçmiş. Daha dün gibi ermeni teröristin bombalı suikast girişimi.
İstiklal caddesinde patlayan bombayla Abdülhamid’in cami çıkışında patlayan bomba aynı zihniyetin eseri . Değişen hiçbir şey yok. Aynı isteğin dileğin bombaları. Biraz daha toprak alarak ülkeyi daha küçültmek.
Gezi provakasyonları , güvenlik güçlerine saldırılar ,iktidara açılan savaş, yapılan psikolojik baskılar hep aynı. Padişaha yapılan saldırılarla aynı. Muhalefetin yöntemleri yapıcı eleştiriden çok yıkıcı karalayıcı düşmanlık taşıyan ifadelerle dolu. Doğru yapılanı destekleyip ,yanlışa karşı çıkmak değil, amaç iktidarı alaşağı edebilmek. Ülkeye ne olursa olsun umurlarında olduğunu sanmıyorum.
***
Ve zayıf tarafı buluyorlar sonunda bir fetva ile Padişah tahttan indiriliyor. Fetva makamına artık atamamı yapılıyor ,fetva emini tehditle istifamı ettiriliyor hepsi belirsiz. Belgeler gizli ,bilgiler gizli. Artık korkudan mı? saygıdan mı ?evraklar kapalı mekanlarda daha ne kadar tutulabilecekse saklanıyor acı gerçekler.
Ama fetva makamına gelen vatandaş çok zeki bir zat. Özel yetkilerle donatılmış bilim adamı. Oğlu babasının kendisine tek yaptığı hatasının bu fetvayı vermek olduğunu söylüyormuş.
***
Şimdi benim anlamakta güçlük çektiğim bir şey var.Bir ünlü yazar köşesinde şöyle yazmış.
***
‘Bir yanda Türkiye’nin “zaafiyeti”ni sergilerken, diğer yanda Türkiye’nin “yönetilemezliği”ni tüm dünyanın gözleri önüne sermiş oluyor.
Terörist saldırıları önlemeyi beceremeyen kamu otoritesi, yine işin kolayına kaçarak, önce “yayın yasağı” koydu. Herhalde yakın gelecekte, terörle “baş edebilmek” için, bundan önce hep öyle olduğu gibi, “temel hak ve özgürlükler”in kısılmasına devam edilecek.’
***
Abdülhamide söylenen şeyin aynısı artık imparatorluk yönetilemiyor. Osmanlı idaresi zafiyet içerisinde .Kamu otoritesi yıldız istihbaratı. Yüzyıl öncesi söylemi.
Gülüp geçemiyorum Özalın eski Maocu danışmanı büyüğümüze.
**
Ortadoğu kaynatılan bir kazan. Terör adi bir parçası bunun.
***
Eski tüfek abiler sırayla şöyle demişlerdi. Önce Afganistan, sonra Irak, Suriye peşinden Türkiye .On yıl olmadı bu söyleneli daha .İşte terör geldi Türkiye ye.
***
Bize terör söker mi tabi ki hayır. Belki biraz çirkince abes olacak ama gerçeği bu. Büyük karayolundan gecen araçları haberciler durduruyorlar araçtaki beyefendiye bu hanımla yatar mısınız diyor ekliyorlar ama bayanda Aids var .Durdurulan araçlardaki tüm beyler ama tamamı bize Aids sökmez diyor. Aids sökmeyene terör söker mi tabi ki hayır
***
Bana gelince terörden söz etmeyeceğim .
Kimin nefesi kuvvetliyse, ben sigara içmedim kullanmıyorum.
