Mevlana’lar, Yunus’lar, Hacıbektaş’ların muhteşem kültürlerini dünyaya yaymışlar. Yüz yıllardır yaşıyor bu ihtişamlı süreç.
Vişegrad şehrinin Sokolovic köyünde doğan ve Bosna’dan sarayın devşirdiği Sokollu Mehmed Paşa’nın yaptırdığı bu köprü Mimar Sinan’ında ünlü bir eseri. Boşnaklar sokol köyüne şahin yuvası diyorlar. Sokol şahin demekmiş. Kırk kadar çocuk Bosna’dan alınıp Edirne de sarayda eğitime alınıyorlar. Mehmed kısa zamanda padişah seyisi sonra kumaşçı silahtar ve kaptan-ı deryalığa kadar yükseliyor. Kapıcıbaşılığı sırasında ailesini aramaya başlıyor. Bosna vilayetinin vergisini toplamaya gönderdiği Ahmet bey ailesini bulup İstanbul a getiriyor. Üç padişaha sadrazamlık yapan Sokollu padişahla soğukluk yaşandığı için zor duruma düşüyor. Asılmamak için istifada edemiyor. Katıldığı bir divan toplantısı çıkışında çok gariptir, Bosnalı bir divane üstelik Sokollu’dan çok ta yardım görmüştür. Sadaka ister gibi yanına yaklaşıp sakladığı hançerini çıkararak paşanın ölümüne sebebiyet vermiştir. Daha feci olanı katili 4 parçaya bölüp cesedini atla sokaklarda sürükletiyorlar. Ölümüyle ilgili çeşitli rivayetlerde vardır.
Ebu’s Suud Efendi’nin eskiden Müslüman olan topraklara ait olduğu için Kıbrıs’ın zaptına fetva vermesi üzerine 1571’de Kıbrıs’ı alınca haçlı donanması da misilleme olarak Osmanlı donanmasına saldırdı ve İnebahtı hezimeti meydana geldi. Rivayet olunur ki Sokollu, ‘Biz sizden Kıbrıs’ı alırken kolunuzu kestik. Sizde donanmamızı yakarak sakalımızı kestiniz. Kesilen sakal daha gür çıkar ama kol yerine gelmez’ demiştir.
Sokollu süratle Kılıç Ali Paşa’ya 200 gemi yapılması için görev veriyor. Ancak Kılıç Ali’nin 6 aylık bu kısa surede imalatın bitmeyeceğinden gözü korkuyor, paşaya ‘Bu sürede gemi gövdeleri yetişir ama bazı kısımlar yetişmeyebilir’ deyince yine rivayet olunur ki, heybetli duruşu ve iki metrelik boyuyla Mehmet Paşa, ‘Osmanlı Devleti’nin kudret ve kuvveti kısa zamanda lengerleri, (demir aksam) gümüşten resenleri, (halatları) ibrişimden yelkenleri, (kumaş kısım) atlastan yapacak kadar yerindedir.’ cevabını veriyor.
Yine rivayet olunur ki, Fatih Sırbistan’ı alınca Sırp Patrikhanesini kapattı. Kiliseleri ve cemaatini de bu günkü Makedonya’nın Ohri şehrindeki Bulgar kilisesine bağladı. Bu durum 1557 yılına kadar devam etti. Bu tarihte Sokollu Sırp kilisesini İpek’te tekrar açtırdı başına da kardeşi Makarije’yi Patrik tayin etti.
Devletine yaptığı hizmetlere ve birlikte çalıştığı dönemin otuz yıllık şeyhülislamı Ebu’s Suud Efendi’ye bakacak olursak Sokollu’nun Hristiyanlığa meyletmesi pek inandırıcı da değildir.
Vişegrad seyahatimiz uzun sürmedi. Günün akşamı geriye peyniriyle meşhur Travnik şehrine dönmemiz gerekti.Travnik’te Hasan Bey’in şehrin ortasından gürültüyle akan nehrin kıyısında şirin bir köfteci dükkanı var. Hasan Bey, giyim kuşamı, konuşması ve davranışlarıyla tam bir İstanbul beyefendisi. Bizi aradı. ‘Evde elimizle börek yaptık, karanlığa kalmadan dönün’ dedi. Ve akşam kendi fırınlarında pişirdikleri çeşitli börekleri ve o nefis Bosna cevabi dedikleri köfteleri kaymakla yedik.
Zarif minareli camisi yine estetik yapısıyla Mimar Sinan’ın eseri Sokollu köprüsü upuzun Drina nehri boylu boyunca Vişegrad şehrinde hafızamızda kaldı.