15 Temmuz akşam saatlerinde başlatılan ve Allah’a şükür ki Vatandaşlarımızın olağanüstü mücadelesi ile bastırılan Darbe Girişiminin üzerinden geçen her gün ortaya öylesine bilgiler, öyle korkunç belgeler çıkıyor ki insan ister istemez “15 Temmuz gecesi Allah bu memleketi çok büyük bir felaketten kurtarmış” demekten kendimizi alamıyoruz.
15 Temmuz gecesini 16 Temmuza bağlayan gece sonrası Darbe girişimi ile ilgili yazıp-çizen ve yorum yapanlar ilk anın şaşkınlığı ile “Fazla büyümeden bastırılmış bir kalkışma” diyedursunlar  aradan geçen zaman zarfında anlaşıldı ki bu Darbe girişim hiçte küçük Kalkışma değil Cumhurbaşkanı ErdoğanSokaklara dökülün” diye konuşma yapmasa yada Genel Kurmay başkanı kendisine uzatılan “Darbe Bildirisini okusa” yada diye başlayan yüzlerce unsurdan bir tanesi bile yarım saat gecikse şu an bambaşka bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık.
Darbe girişiminin üzerinden 6 gün geçti, geçen bu 6 günlük süre içerisinde yapılan operasyonlara ve o operasyonlar sonrasında tutuklanan isimlere bakıldığında ortaya Devlet kademelerinde darbe girişimine katılmayan bürokrat-STK temsilcisi nerede ise kalmamış gibi bir fotoğraf çıkıyor.
İlk anlarda Ankara ve İstanbul’da cereyan eden Kalkışmanın sadece bu iki merkez ile sınırlı kaldığı sanılmıştı ancak geçen günler içerisinde anladık ki Darbeciler Edirne’den Kars’a kadar bütün yurt genelinde son derece iyi bir şekilde organize olmuşlar ve az kalsın başarılı da oluyorlarmış.
Şu an TSK’ın üst kademesinde bulunanlar yada yaş haddinden emekli olmuş askerlerin pek çoğu 12 Eylül 1980 ihtilalini görmüş kişiler dolayısı ile 12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra ertesi gün Beşli Cuntanın Lideri Kenan Evren’in başkanlığındaki TSK mensuplarının Devlet kadrolarında nasıl aktif görev aldıklarını bu ekibin tamamı aşağı yukarı biliyor.
Bugün Türkiye’de 81 il 900 civarında ilçe ve 3 bin civarında da Belde bulunuyor ve rakamlarını yazdığımız bu yerleşim merkezlerinin tamamında Belediye başkanları başta olmak üzere pek çok siyasi makam bulunuyor.
Bu Darbe girişimini başlatanlar yada Organize edenler yola beraber çıktıkları Darbecilerin kendilerine yada bir yakınlarına “Darbeyi yaptıktan sonra falanca merkezin Belediye başkanlığı senin” şeklinde bir taahhütte bulunsalar bile işin büyük bir kısmını çözmüş oluyorlar.
Darbeye kalkışanların bu noktada paydaşlarına ne gibi sözler verdiklerini yada nasıl taahhütlerde bulunduklarını şu an bilemiyoruz ama yukarıda da belirttiğimiz gibi bütün yurt sathında organize olmuş bir yapı az kalsın Türk milletinin geleceğini karartıyordu.
Bugün memleketin dört bir tarafında başlatılan görevden alma ve tutuklamalar ilk aşamada belli bir kitleyi ürkütüyor olabilir ancak 30 yıldır mu Devletin bütün kurum ve kuruluşlarına kene gibi yapışmış bir Paralel yapıdan da başka türlü bir kurtuluş kalmamıştır.
Bunlar yapılırken AK Partili siyasetçilerin de artık yanlış yaptıklarını ve Paralel yapıya mensup unsurların nerede ise yüzde yüze yakın bir bölümünün kendi partilerinin bünyesinde olduklarını ve kendilerinin bu yapıyı büyütüp yol verdiklerini önce kabul sonra da itiraf etmeleri gerekmektedir.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye’de bu tür operasyonlar durmayacak atlatılan her darbe girişiminden sonra Türkiye başka bir Darbe girişimi ile karşı karşıya kalacaktır, 15 Temmuz gecesi yapılan Darbe girişimi ile muhtemelen halkın tepkisi test edilmiş ve testin sonucu da bir kenara not edilmiş olabilir.
Artık olan olmuştur bu aşamadan sonra öncelikle yapılması gereken Devletin kadrolarına “Milli-Dışarıdan emir almayacak-Aklını fikrini başkasının iradesine kiralamayacak-olup bitenleri Türk aklı ile  yorumlayacak” insanların getirilmesidir.
Bu yapılmadığı yani Devletin kadroları “Milli” insanlar ile tamamlanmadığı takdirde içerisinde bulunduğumuz bu bela bizi asla bırakmayacak ve gelecek dönemlerde bu günleri bie arayacak noktalara geleceğiz.
O yüzden Türkiye’yi yönetenler artık akıllarını başlarına almalı, Devleti “Aklını başkalarına kiraya verenlerle” değil her şeyi “Türk aklı” ile düşünen kadrolara yönetmelidirler.
Kuşatma ancak bu şekilde yarılabilir.