Değerli okurlarım, 24 Ocak tarihi benim yaşamımda çok önemli olayların yaşandığı bir gün olarak  dimağımda ve kalbimde her zaman hatırasını devam ettirmekte. Bu ay ve günün 1993 yılında küresel ve karanlık güçlerin talimatıyla Türkiye'nin gören gözünü,duyan kulağını ve yazan elini kökten koparmaya çalışanlar. Aydın,yazar, gazeteci Uğur Mumcu'yu evinin önündeki aracına koyulan bomba ile menfurca katlettiler.Bu bomba Türkiye'nin geleceğini bilge yazarlığı ve vatanseverliği ile haksız gördüğü konuların ve olayların üzerine hiç kimseden korkmadan,yılmadan,çekinmeden sırf devletine ve milletine olan sevgisinin karşılığını maalesef canı ile ödeyen geçmişteki aydın ve yazarlarımız gibi Uğur Mumcu'yu susturmaya çalışmak isteyen şer güçler,her yıl 24 Ocak tarihinde Türkiye'de bu aydınımıza olan minnet ve sevginin 25 yıl geçmesine rağmen halen aynı özlem ve sevgi seliyle kalplerde yaşatılıyor ve unutulmuyorsa o karanlık güçlere verilen en büyük mesajdır. "Bir Uğur Mumcu ölür.Binlerce Uğur Mumcular ardı sıra gelir" Bu aydın yazarımız ve bunun gibileri ülkemizde sağcı,solcu ve ateist yaftasıyla yaftalayarak  aydınlarımıza yönelik yapılan süikast girişimleri milletimizin aydınlatılmasının önünü engelemek için yapılan pespayeliktir.Bu aydınlarımızın canına kıyan zalimler kıyamete kadar lanetle anılacaklar.Uğur Mumcu'yu rahmetle yad ederken,bu tarihin benim hayatımdaki ikinci önemli hadisesi ise kendisi ile yakınen görev yaptığım Şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan dır. Cennet mekan Ali Gaffar Okkan yaratılış itibariyle sert mizaçlı,şık giyinen ve Türkiye'nin o zamanlar en genç Emniyet Müdürlerinden di. Eskişehir'de Emniyet Müdür yardımcısı iken ilk kez müstakil Emniyet Müdürü olarak 1993 yılında Kars il Emniyet Müdürü olarak atanmış ve burada halkın teveccühünü kısa zaman içerisinde kazanmıştır.Karslılar bugüne kadar halk ile iç içe olan kibir nedir bilmeyen müdür'e alışsalar dahi 4 yıl sonra daha zorlu ve problemli görev yerine başarılı Emniyet Müdürünü Diyarbakır İl'ine atanmış burada da çok kısa zaman da halka kendisini sevdiren ve onlara güven aşılamaya devam ederek,sanki Vali, Belediye Başkanı veya bölge milletvekiliymiş gibi makamına geleni,gideni ağırlayan onların dertleriyle dertlenen vatandaşın Ali Gaffar Okkan vatandaşa karşı mütevazi kişiliği ile sahiplenmiş.Diyarbakır halkı ilk defa halka bu kadar yakın bir bürokrata sahip olmanın keyfini yaşamaktaydı. Çok iyi hatırlıyorum ofis semti denilen yerde ciğerci Salih isimli bir vatandaş Gaffar Baba ciğercisi olararak el arabasında seyyar ciğer satmaktaydı.Ali Gaffar Okkan'ın en büyük özelliklerinden biriyde,ne zaman nereden çıkacağı kimse bilmezdi. Bir bakardınız vatandaş ile sohbet  ediyor.Hiçbir zaman megalomani tavırlar sergilememiştir. Bunun yanında Şehirin stratejik yerlerinde Polis noktaları bulunmaktaydı. Makam aracı ile oradan geçtiğinde aracından iner ve noktada bulunan Polis meslekdaşlarının sorunlarını dinlerdi. Sevmediği önemli bir hususu memurunun gayri meşru işlere bulaşması ve vatandaşa haksız muameleyi asla kabul etmezdi. O memuru da bünyesinde çalıştırmaz başka yerlere tayini çıkartırırdı. Polis vatandaşına hizmet için var düşüncesine sahip evrensel insan haklarına sadık bir kişiliğe sahipti. İster memur olun,ister amir bir müşkülatınız varsa hiç çekinmeden makamına rahatça çıkabilrsiniz ve elinden gelen her şeyi esirgemeyen babacan bir insandı.Yeter ki,müfteri olma ayrıca gözü pek insana değer verirdi.Bir bakardınız şehir stadyumunda Diyarbakır sporun maçını izliyor. Diyarbakır Spor'a oldukça emeği vardı.Bunun yanında da 1997 ve 2001 yılına kadar Diyarbakırda Hizbullah terör örgütüne yönelik operasyonlar hat safhada devam etmekteydi.O tarihler arasında PKK dağılma ve güç kaybetme süreci içerisindeydi. Hizbullah ise bir zamanlar kendi içlerinden kaçan ve ihanet edenleri şehirin ortasında veya kahvehanede milletin gözünün önünde makarov denilen silahla infaz etmekteydiler.Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan bölge halkına vermiş olduğu güven çerçevesinde bu terör örgütüne yönelik başarılı operasyonlara imza attı.Bunun yanında Hizbullah terör örgütün lideri Hüseyin Velioğlu,Edip Gümüş gibi örgütçülerin İstanbul Beykoz ilçesinde bir villada yakalanma operasyonu Gaffar Okkan'ın başarılı operasyonel çalışmaları neticesi sonucunda Hüseyin Velioğlu ölü olarak ele geçirilmiş.Edip Gümüş ise yakalanarak daha sonra Diyarbakır'a getirilmiş.Yapılan sorgulama neticesinde Hizbullah terör örgütüne yönelik yapılan operasyonlarda ağır darbelerin vurulmasının mimarı olan korkusuz müdür Gaffar Okkan her operasyonda Polisini yanlız bırakmayan bu çalışkan,cesur Emniyet Müdürü karanlık güçlerce sevilmiyordu.Hatta defalarca hakkında süikast ihbarları istihbarat birimlerimizce alınsa da Emniyet Müdürü halkın sevgisini o kadar kazanmıştı ki, bu ihbarları dikkate almıyordu. Beni Diyarbakır halkı öldürmez diyerek kendisine olan özgüveni oldukça fazlaydı. Diyarbakırda halk nezdinde öyle güven ve itibar kazanmıştık ki, daha öncesinde terörün şiddetli yıllarında adeta halk devletine küsmüş ve örgütün baskı ve tehditi karşısında korkusundan yanaşamaz durumdaydı. Ali Gaffar Okkan ve dönemin Polisleri halk ile kaynaşarak teröre göz açtırmamaktaydı. Terörden beslenen şer güçleri bu durumdan rahatsızlık duyarak hain emelleri doğrultusunda 24 Ocak 2001 yılında Ali Gaffar Okkan ve yanında koruması olan 5 polis memuru vatan hainlerince çapraz ateş ve bomba atılarak  değişik hedeflerden üzerlerine yağmur gibi mermiler sıkarak şehit ettiler. Bu emperyal küresel güçler Uğur Mumcu'yu nasıl susuturmaya çalıştılarsa Ali Gaffar Okkan'ını da bölgede teröre karşı başarısını ve halkına olan birlikteliğini engelemeye çalışsalar dahi,asla ve kata bölge halkının ve ülkemizin kalbinden silemediler silemeyecekler.Böyle deli dolu babacan ve mert biriyle görev yaptığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Ruhunuz şad olsun müdürüm ve şehit 5 polis kardeşlerim.Her yıl bu değerli şahsiyetlerin ölüm yıldönümü içimi acıtsa da lakin beni mutlu eden biricik yeğenim Kaan Doğuhan'ın doğum günününde bu güne denk gelmesi bana apayrı bir mutluluk ve moral kaynağı olmaktadır. İyi ki doğdun aslanparçası.Bir yanda hüzün bir yanda  mutlulukla yaşamaya devam etmekteyiz.Ne zaman ki ülkemizin geleceğine yön vermek isteyen değerlerimiz varsa onları bir bir ortadan kaldıran karanlık güçler etrafımızda dolaşmaktalar. Bu hasmane düşüncelere inat unutmadık unutturmayacağız diyorum.