Bizim Ülkemizde oldum olası Ramazan ayına girilir girilmez gıda dışındaki bütün sektörler derin bir uykuya dalar , dalınan bu uyku sayesinde de daha ramazanın birinci gününden itibaren herkes sanki ağız birliği etmişçesine “Hele bir Bayram geçsin bakarız ” sistemi hüküm sürmeye başlar.
Ramazan ayının bitmesini sonrasında ise normal hayata dönmesini bekleyen çok sayıda işveren bu sefer Hükümet tarafından 8-9 güne uzatılan bayramlar yüzünden ne yapacağını şaşırır bir noktaya kadar gelmek zorunda bırakılır.
Bu Ramazan Bayramı öncesi Rusya ile var olan Kriz dolayısı ile turizmde başlayan sıkıntıyı biraz olsun “İç turizm” yolu ile hafifletmeye çalışan hükümet “Ramazan Bayramı 9 güne çıkartılmış” şeklinde açıklama yapınca herkes yollara düşmek zorunda kaldı.
İlk bakışta bu 9 günlük tatilin iç turizme son derece büyük katkı sunacağı düşünülebilir ancak Türkiye gibi “Köyden kente” olan göçü henüz tamamlayamamış bir ülkenin vatandaşları Edirne’den yada İstanbul’dan çıkıp Erzurum yada Kars’taki akrabalarını ziyaret etmek isteyince işin vahameti de bir anda ortaya çıkmış oluyor.
Normal şartlarda bayramlar uzatılmasa yani Bayram süresi 2 -3 gün ile sınırlansa muhtemelen “Bu kadar kısa zamanda bu kadar uzun yolu alamayız” diye düşünen çok sayıda vatandaşımız yollara düşmeyecek ve hemen her bayram öncesi ve bayram bitimindeki sıkıntılar ile de karşı karşıya kalmayacaklar.
Dikkat edin uzun süreli her bayram tatilinde Trakya ve Marmara bölgesinden çıkıp Anadolu’nun dört bir tarafındaki Hısım/Akrabalarına ulaşmak için çaba gösteren vatandaşlarımız daha evlerinden çıkar çıkmaz kilometrelerce kuyrukta beklemek sonrada son model araçları ile adım adım ilerlemek zorunda kalıyorlar.
İstanbul’dan çıkma başarısını gösteren sürücüler, Otoyollarda, Feribot iskelelerinde yolların 2 şeride düştüğü her yerde saatlerce beklemek zorunda kalıyorlar, Bu keşmekeş içerisinde en üst seviyeye çıkan sinir katsayıları dolayısı ile durduk yerde yüzlerce kişinin karıştığı ve kimin kime vurduğunun belli olmadığı kavgalara şahit oluyoruz.
Uzun süreli tatiller süresince meydana gelen trafik kazalarında hayatını kaybeden, yaralanan, Sakat kalan vatandaşlarımızın sayısı artık hiç kimse tarafından hesap bile edilemiyor, Akrabalarına bir an önce ulaşmak için kendisini hızlı gitmek zorunda hisseden sürücülerin başına gelen felaketler o kadar fazla ki anlatabilmek mümkün olmuyor.
Diyeceğimiz şudur ki Dini ve Milli Bayramlarımızda tatil gününü uzatmanın hiç kimseye faydası yoktur, Son derece bütün rakamlar harcanarak hizmete açılan Köprüler ve oto yollardan 8-9 gün boyunca ücretsiz geçen araçların zaten zor durumda bulunan Ülke ekonomisini de menfi yönde etkilediği bütün ekonomistler tarafından çok net bir şekilde biliniyor.
Bugün tamamladığımız Ramazan ayı ile birlikte 2 ay sonra idrak edeceğimiz Kurban bayramı tatilinin de 9 gün olabileceği geçtiğimiz günlerde açıklandı, Bu Ramazan bayramında yaşanan sıkıntılarının aynısının Kurban bayramında da yaşanacağını bilmek için sanıyoruz ki “kahin” olmaya ihtiyaç yoktur.
Bu ve bundan sonraki hükümetlerin bayramlarda uzun tatiller ısrarından vazgeçmesi gerekmektedir, Tatil ve bayram herkesin hakkı ancak bizim ülkemizde de Tatil ve bayramların ülke ekonomisine zarar vermeyecek bir şekilde planlanması gerekmektedir.
Tatil yapacak olan Yaz mevsiminde hakkı olan izin günlerinde yapsın, O zaman görülecektir ki trafikteki sıkışıklıktan da eser kalmayacak, Vatandaş yollarda perişan olmayacak ve var olan keşmekeşlik te bir anda ortadan kalkacaktır.
Bayramlarda Otoyolların ve Köprülerinde ücretsiz olması kararından da bir an önce vaz geçilmelidir, Uzun bayram tatilleri dolayısı ile zaten muazzam bir iş gücü-Yakıt ve zaman kaybı yaşanmaktadır, bununla birlikte Köprü ve otoyollarında ücretsiz yapılması işin tuzu biberi olmaktadır.
Türk ekonomisi tamamen keyfe keder olan bu seyahatlerin ceremesini çekecek kadar güçlü değildir.