***
Yüzyıllık tecavüz tarihi bir anda sağanak yağmur gibi son ayda ortaya dökülüp saçıldı. Ülkemizde ne kadarda sapık ve tecavüzcü varmış anlamış olduk. İş sol partilerden birinin genel başkanının yeğenine diğer tarafta da aslında Cumhurbaşkanına saldırı olarak bir vakfa yapılmış oldu.
***                                                                                                                                                                                 
 Vakfı da genel başkanın yeğenini de o eylemi yapan üye ve akrabayı da savunacak bir taraf yok aslında. Hem vakıf üyesine hem diğer akrabaya gereken en ağır cezalar verilmeli. Hukuk çerçevesi içinde şahit belge bilgi ve soruşturma doktor raporları kısacası ne gerekiyorsa araştırılarak gereği yapılmalı bunun hiç savunulacak sahiplenilecek tarafı yok.
***
Arkasından yeni salvolar, saldırılar, çeşitli hücumlar nereden gelecek diye hazır beklerken birden ulaştırma bakanını Binali Yıldırımın oğlunun bir kumarhanede çekilmiş ya da kurgulanarak yapılmış bir senaryo sonucunda kumarhaneye götürülüp resmi çekilerek bir fotoğrafı basına servis edildi. Bakanın oğlunun kumar oynayacak bir siması tipi olmadığı gibi daha önceden de kumarbaz olduğuna dair bir, emare belirti, bir sicil bulunmadığına bakacak olursak yapılan saldırının ne manaya geldiğini de anlamakta zorlanmayacağız. Sanki ulaştırma bakanını oğlu büyük kumarbazmış gibi ortaya birazda din sosu verilerek medyada bir iki gazetede kendine yer buldu. Körler sağırlar birbirini ağırlar tarzında yerini buldu. Büyük habercilik tarzında da sunulmuyor mu gülmekten gözümden yaş gelecek neredeyse.
***
Bunlar çirkin işler. Bunlar yakışıksız işler. Bunlardan bir sonuç çıkmaz. Zavallı manşetleri diye adlandırıyorum bunları.
***
Bende Kıbrıs’a gittiğimde merakımdan bir arkadaşımla beraber rastgele bir kumarhaneye girdim. Kumar denilecekse bir miktar oynadım. Hepsi bu. Arkadaşım on beş dakika sonra hadi çıkalım bir şey değilmiş dedi. Ama çıkarken de ünlü olduk tüm kameralar bizi çekti diye bana her tarafa yerleştirilmiş güvenlik kameralarını gösterdi. Sonrada inşallah akşam bizim resimlerimizi kumarcı diye yayınlamazlar dedi. Korkup çekinmedim desem yalan olur.
***                                                                                                                                                                                          
 Bir gün orada bir kumarhanede on yıl önce çekilmiş benim resimlerimi, on yıl sonra yeniymiş gibi gazetelerde görebileceğimi ve ünlü bir kumarcı gibi lanse edilebileceğimi anladım.                                                  
Hele şu dün yayınlanan ulaştırma bakanının oğlunun kumarhanedeki resmini görünce anladım ki çirkefliğin, çirkinliğin, çamurluğun sonu yok. Belki bu resim arşivde tutulup birkaç yıl sonra servis edilecekti. Belki ulaştırma bakanının başbakan olma sürecinde servis edilecekti. Demek ki elde daha tecavüz haberi kalmadı.  Servise mecbur kalındı.
***
Bunları anlatırken kendim Kıbrıs’ta bir kumarhaneye arkadaşımla nasıl girip çıktımsa ulaştırma bakanının oğlu da öyle girip çıkmıştır kuşkusuz. Ben bugüne kadar ulaştırma bakanının oğlunun yüz kızartıcı bir suça bulaştığını gazetelerde görmedim okumadım. Kumar oynadığı da bana pek inandırıcı gelmedi açıkçası. Bir kumarhanede yarım saat oturmamda beni kumarbaz yapmadı. Ama bu fotoğraf medyaya servis edilince işin nerelere kadar götürülebileceğini bana göstermişte oldu.
***                                                                                                                                                                              
 Kumarbaz olmayan birisini kumarbazlıkla suçlamak ona çamur bulaştırmaya kalkmak hoş bir iş değil. Takdir edersiniz ki herkes hata yapar. Önemli olan hata yapmak değil hatayı sürdürmemektir. Gazetelere düşen bu işleri sulandırmamak gereksiz yere insanlara çamur atmamak onları suçluymuş gibi göstermemek olmalı.
***
Ne dersiniz haksız mıyım? Peki sıra hangi yeni saldırı denemelerinde?